Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %10, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
OSMANLI TOMBAK MÜZELİK TÖRENSEL TUĞ-I HÜMAYUN TEPELİĞİ / SANCAK ALEMİ
17./18.Yüzyıl. Osmanlı. Eslihâ-i nâfize grubuna giren eser bakırdan dövme tekniği ile yalın yüzeyli, temren bölümü uzun ve sivri, gövdesi şişkin, salebe’si silindirik, saplaması suyolu ile dekorlu olarak tasarlanılarak imal edilmiş, altın ve cıva amalgamı ile tombaklanmıştır. Eslihâ-i nâfize grubundaki mızrak ve benzeri delici silahlar genellikle savaşlarda düşmana uzaktan saldırmak için kullanılmasına karşın, bazen bu eserde olduğu gibi prestij göstergesi olan altın görüntüsünde tombaklama tekniği ile bakır malzemeye tatbik edilerek görkemli törenler, resmi geçitler ve merasimlerde uç kısmına sarılan bir tüy ya da kumaşla tuğ tepeliği veya sancak âlemi olarak da kullanılırdı. Türk tarihinde tuğ ve âlem hükümranlık ve bağımsızlık anlamları taşıyan, askerî ve siyasî bir güç, yetki işareti ve devlet geleneğini temsil eden önemli sembolik alametlerdir.
Resmi geçit ve törenlerde kullanılmak üzere üretilmiş, bugüne kadar hiçbir koleksiyonda eşine rastlanılmamış, tombak ve genel kondisyonu fevkalade durumda, ele geçmez gerçek bir koleksiyon parçası ve Osmanlı Maden Sanatı’nın günümüze ulaşmış müzelik eser statüsünde seçkin bir örneğidir.
Provenans: KOCABAŞ Koleksiyonu
(Eser, provenans mektubu ile birlikte teslim edilecektir.)
Uzunluk: 14 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL SARAY İŞİ MURASSA MÜZELİK YELPAZE
19.Yüzyıl. Osmanlı. Müzeyyen (bezemeli) ve Murassa (mücevherli). Üst düzey mine işçiliği ile tezyinli eser gümüşten mamül olup değerli ve yarı değerli taşlarla bezelidir. Merkezinde ayyıldız motifi bulunan müstesna eserin fanı devekuşu tüyündendir. Yelpazecilik sanatı Osmanlı’da erken dönemlerde başlamıştır. Ustalarının en ünlüleri Kasımpaşa’lı A’rec (topal) Ömür Usta, Hazerfen Ali Efendi ve Müezzinzade Salih Efendi’dir. Literatüre göre Osmanlı’da 4 türlü yelpaze vardır. Bunlardan ortası mücevherli ve sapı murassa olup fanı beyaz kuş tüyü olanlar Saray-ı Hümayun’a ve küberaya yapılanlardır. Fevkalade kondisyonda. Emsalleri müze koleksiyonlarında bulunan, sanat değeri ve estetik yönü yüksek, ele geçmesi zor koleksiyonluk eserdir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Ölçüler: 48 x 55 cm.
Sap: 28 cm.
TURQUERIE SANATI MÜZELİK OSMANLI BANDO MIZIKA TAKIMI
18.Yüzyıl. Napoli. 1750-1790 tarih aralığı. Üst düzey sanatçı işi 4 adet figürden oluşan takım. Ahşap, terakota, polikrom ve tekstilden yapılmış. Ahşap kaide üzerinde yer alan her bir figürün kafaları, saçları, yüz ifadeleri, mimikleri, elleri ve parmakları gerçekçi ve birbirinden farklı olarak çalışılmış ve realist dönem kıyafetleri içinde tasvir edilmiştir. Münih Bavyera Ulusal Müzesi Koleksiyonu’nda Max Schmederer (1854-1917) Koleksiyonu’ndan intikal etmiş, muhtemelen aynı sanatçı tarafından yapılmış benzer figürler mevcut olup sergilenmektedir.
1721 yılında Osmanlı elçisi yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin Paris’e gönderilmesi ile özellikle Fransa’da başlayan ve 18.Yüzyıl boyunca öteki Avrupa merkezlerine de yayılan Turquerie Sanat Akımı’nın estetik ve görsellik olarak son derece aykırı ve nadir, işçilik ve sanat kalitesi olarak da akıllara durgunluk verecek seviyede imal edilmiş, ele geçmez koleksiyonluk şaheserleridir.
Referans: Benzer örnek Münih Bavyera Ulusal Müzesi Koleksiyonu’nda mevcut olup, Envanter No: Krippen 108 / D52265 ile kayıtlıdır.
Yükseklik: 37.5 cm.
OSMANLI PRENSESİ NESLİŞAH SULTAN’A AİT MURASSA MÜZELİK ASA (BASTON) SAPI
“Devletlû İsmetlû Neslişah Sultan Aliyyetuş'şan Hazretleri’’
Padişah Sultan Vahdettin ve son halife Abdülmecit'in torunu Osmanlı Prensesi Neslişah Sultan’a ait. (1921-2012) Sultan için tasarlanmış ve şahsına özel yapılmış. Fildişi, mercan ve pırlanta. Dip kısmı vidalı eserin fildişi gövdesi sarık formunda tasarlanmış, mercanlar ile zenginleştirilmiş ve merkezi tek taş pırlanta ile neticelendirilmiştir.
Coco Chanel, Farah Pehlevi, Greta Garbo, Catherine Deneuve, Grace Kelly, Audrey Hepburn gibi dünya moda ikonlarından sayılan Neslişah Sultan ömrü boyunca kıyafet ve aksesuarları ile hep ön planda olmuştur. Fevkalade kondisyonda, dünya moda ikonlarından sayılan prensesin ikonik aksesuarlarından olması sebebi ile ele geçmez gerçek koleksiyonluk eserdir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Ölçüler: 8 x 4 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Neslişah Osmanoğlu, Osmanlı Hanedan Defteri’ne kaydı yapılan son kişidir. Babası, son halife Abdülmecit’in oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi; annesi ise son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin’in kızı Sabiha Sultan’dır. Mısır Kral naipliği yapmış Prens Muhammed Abdülmunim’in eşi olan Neslişah Sultan, Osmanoğulları iktidardayken doğan son sultan ve son Mısır Kralı’nın da geliniydi. Osmanlı hanedan üyeleri yurtdışına sürgün edilene kadar Dolmabahçe Sarayı’nda yaşadı. Mısır’daki 1952 darbesinden sonra eşi “kral naibi” yapılınca Neslişah Sultan “kral naibi eşi” (Mısır’ın First Lady’si) oldu.
Marie Antoinette ile soylu kadınlar için de önemli bir aksesuar haline gelmiş bastonlar Avrupa'ya açılmanın hızlı yaşandığı 1850'li yıllardan sonra paşaların, yüksek dereceli devlet memurlarının ve Osmanlı yüksek sınıfının elinde görülmeye başlanmıştır. Osmanlı topraklarında, ince ve zarif bastonlar saygınlığın, kültürün ve nezaketin simgesi olmuş, Osmanlı aristokrasisi için bir güç gösterisi haline gelmiştir.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN'A AİT MÜZELİK KRİSTAL KADEH
19.Yüzyıl. 1876-1909 tarih aralığı. Hanedan parçası, Sultan için özel yapım. Fransa Kralı 15.Louis’nin kraliyet emri ile 1765 yılında kurulan dünyanın en ünlü kristal markası Baccarat tarafından Sultan II.Abdülhamid Han (1876–1909) için özel olarak tasarlanılarak imal edilmiş. Billur renk yüzeyi kesme tekniği ile çok zengin geometrik dekorlu, merkezindeki madalyon içerisinde kesme/grave tekniği ile uygulanmış Sultan II.Abdülhamid Han’ın tuğrası bulunmakta.
Eserin benzer örnekleri TBMM Milli Saraylar Dolmabahçe Sarayı kitabının 214. sayfasında yer almakta ve Dolmabahçe Sarayı Değerli Eşyalar Sergi Salonu’nda sergilenmektedir. Emsalleri müze koleksiyonlarında bulunan, padişaha özel yapılmış olması sebebi ile büyük önem taşıyan, fevkalade kondisyonda, gerçek koleksiyonluk eserdir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Yükseklik: 17 cm.
FRANSIZ 19.YÜZYIL SÈVRES SULTAN ABDÜLAZİZ HAN TASVİRLİ ve TUĞRALI PORSELEN TABAK
19.Yüzyıl. Fransız. Sèvres imalat ve Chateau Paris damgalı. Altın kontürlü ve kobalt renk zeminli eserin etrafı ajurlu olup merkezine tasvir-i hümayun ve altın ile çekilmiş sultan tuğrası çalışılmıştır. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, renksiz şeffaf sırlı, halka tabanlı. Fransa’nın Sevres şehrindeki yine bu isimle anılan Fransız Hükümeti’nin himayesindeki kraliyet porselen fabrikasının ürünüdür. Fevkalade kondisyonda. Asaletin ve estetik mükemmelliğin temsilcisi olan Fransız Sèvres atölyelerinin nadir tesadüf edilen, Sultan tasvirli ve tuğralı, yüksek kıymete haiz koleksiyonluk üretimlerindendir.
Çap: 25 cm.
OSMANLI SULTAN ABDÜLAZİZ HAN TUĞRALI EMPERYAL MÜZELİK MURASSA ALTIN ENFİYE KUTUSU / PRESENTATION BOX
19.Yüzyıl. Osmanlı. İslam Halifesi ve Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han (1861–1876) için özel yapım. Damgalı, 463 numaralı eser. Snuff box. Takribi 21 karat elmas mıhlanmış gövdesi altından dikdörtgen prizma formunda, merkezi aznavur üzerine yarı saydam kırmızı mine zeminli çevresi elmaslarla bezeli altın Sultan Abdülaziz Han tuğralı, tuğra etrafı elmas çerçeveli, dört köşesi elmaslardan oluşan hilaller ve çepeçevre elmas kartuş ile çevrili, yüksek yan kenarları ve arka yüzü kazıma/grave ve kalemişi tekniği ile Osmanlı Rokokosu üslubunda tezyinli. Müstesna eser, Osmanlı Saray Kuyumcuları kitabının Sultan Abdülaziz Dönemi bölümünde ilk eser olarak yer almaktadır. Fevkalade kondisyonda. Emsalleri Topkapı Sarayı ve diğer müze koleksiyonlarında bulunan, ele geçmesi zor yüksek kıymette gerçek müzelik eserdir.
Buruna çekilen ve kurutulmuş tütünden oluşan enfiye çekme alışkanlığı 17.Yüzyılda İngiltere’de yaygınlaşmış ve 18.Yüzyılda bütün dünyaya yayılmıştır. O dönem Osmanlı’da da üst düzey çevrelerde enfiye kullanımı başlamış ve 19.Yüzyılda yaygınlaşmıştır. Enfiye kutuları gerek Avrupa’da gerekse Osmanlı’da itibar gören üst düzey hediyelerden olmuş, önemli bir aksesuar ve prestij simgesi olarak kullanılmıştır.
Dünya Müzayedelerinde satışa sunulan yabancı İmparatorlara ait Murassa Altın Kutular;
Sotheby’s / ROMANOV HEIRLOOMS 30.11.2009 / Lot 80 Estimate: 115.000 - 150.000 USD Satış Fiyatı: 990.000 USD
Sotheby’s / RUSSIAN WORKS OF ART 01.12.2015 / Lot 420 Estimate: 300.000 - 450.000 USD Satış Fiyatı: 640.000 USD
Sotheby’s / RUSSIAN WORKS OF ART 01.12.2015 / Lot 419 Estimate: 180.000 - 270.000 USD Satış Fiyatı: 450.000 USD
Provenans: Bonham’s / Islamic & Indian Art 18.10.2016 / Lot 134
Literatür: Osmanlı Saray Kuyumcuları, Garo Kürkman / Sayfa:308 Eser No:1
Referans: Sultan Abdülaziz Han için yapılmış 465 numaralı benzer eser, Christie’s Müzayede Evi’nin 23.05.2014 tarihinde düzenlediği “The Collection of the Marquesses of Londonderry / The Raglan Collection” isimli müzayedesinde Lot 185 olarak satışa sunulmuştur.
Ölçüler: 10.2 x 6.8 x 2.8 cm.
Ağırlık: 286 gr.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Enfiye, ince toz halinde bulunan, burun deliklerine çekilerek kullanılan bir tütün mamulüdür. Kullanan kişinin burun mukozasından kan dolaşımına geçer ve merkezi sinir sistemini etkileyerek etkisini gösterir. Tütün mamulleri tüketimi tarihinde ilgi çekici yeri ve müptelaları vardır. Kullanımı bundan 250 yıl kadar önce Avrupa saray sosyetesi arasında yaygınlaşmıştır. Bir dönem sarma tütün ve sigara taşımakta kullanılan tabaka gibi, enfiye de özel bir enfiye kutusunda taşınırdı. Porselen ve altın, gümüş gibi değerli madenlerden yapılanları, kullanıcının zevk sahibi ve varsıl sınıf mensubu olduğunun göstergesi sayılırdı. Kadınlar ve erkekler arasında keyif verici olarak kullanılan enfiye o zamanlar her yerde kolaylıkla bulunabiliyordu. Tütünün dumansız tüketimi şekillerinden olan enfiye kullanımı, 17. yüzyılda IV. Murat zamanında tütünün yasaklandığı dönemlerde artış göstermiştir. Osmanlı tarihine ilişkin yazılanlardan anlaşıldığına göre İstanbul’da enfiye satma hakkını haiz dükkân sayısı 1750 yılında 60 ‘a kadar çıkmıştır.
OSMANLI 19.YÜZYIL HAKKÂK OSMAN YUMNÎ KETEBELİ İSTANBUL ŞEHREMİNİ (BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ) GÜMÜŞ MUHASİB MÜHRÜ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Gümüş. Sultan II.Abdülhamid Han tarafından liyakat madalyası ile onurlandırılan Osmanlı’nın en önemli hakkâkı Osman Yumnî (1839-1919) ketebeli, Hicri 1309 tarihli. Grave/kazıma tekniği kullanılarak Eski Türkçe istifli hat ile “İstanbul Birinci Daire-i Belediye Muhasib Muhip, 1309 Yumnî Osman” ibareli. Tanzimat sonrası İstanbul Belediyesi 1.Daire Saymanı Muhib’e ait. Oval formlu müstesna mührün zarif tasarımlı tutma sapı tomurcuk finalli zincire sahip.
Hakkâk Yumnî Efendi ketebeli resmi/şahsi mühür ve damgalar birçok müze ve özel koleksiyonda mevcuttur. Fevkalade kondisyonda. Belgesel özellik taşıyan, el geçmesi zor müzelik eserdir.
Çap: 2.1 cm.
Ağırlık: 23 gr.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Osman Yumnî, H. 1255/M.1839 yılında Trabzon’da doğdu. Sıbyân mektebini bitirdikten sonra kendini sanata hasrederek, Ca’ferzâde Rif‘at Efendi’den tezhîb sanatını öğrenmeye başladı. Ayrıca fenn-i hakkaki öğrenip hüsn-i hat dersleri de aldı. İcâzetini aldıktan sonra İstanbul’a giderek, Hezargradlızâde Seyyid Ahmed Atâ’ullah Efendi’nin öğrencilerinden Hüseyin Hüsnî Efendi’ye bağlandı. Ondan da mezun olduktan sonra bir dükkan açarak, hakkaklık ve müzehhiblik yapmağa başladı. San'atındaki kudreti sayesinde kısa zamanda şöhret sahibi oldu. Hatta Sultan II.Abdülhamid Han tarafından liyakat madalyası ile ödüllendirildi. 1919 yılında vefât ederek Aşiyân Mezarlığı’na defnedildi.
19.YÜZYIL FİLDİŞİ ÇARMIHA GERİLMİŞ İSA KONULU İKONA
19.Yüzyıl. Fildişinden oyma tekniği ile çarmıha gerilmiş İsa konulu ikonografik eser altın yaldız bezemeli ve ahşap kasalıdır. İkona, ayin düzeninin bütünleyici bir parçasını oluşturur ve kutsal sanata bağlanır. İkon sanatçısı kişisel görüşü yansıtan bir sanatçı değil, ayinleri yöneten papaz gibi kilisenin görüşünü dile getiren bir aracıdır. İkonun, hristiyanlığa ilişkin bir temeli vardır; İsa Tanrının görüntüsü, cisimleşmiş halidir. Tanrısal lütuf, ikonda kutsanmış olarak yer alır ve görüntüye gösterilen saygı Tanrı'ya yöneliktir. İsa'nın çarmıha gerilmesi ise Hristiyan inancına göre Tanrının oğlu olan İsa'nın bir dizi sorgulama, mahkeme ve işkencenin ardından çarmıha gerilerek öldürülmesidir. Hristiyan teolojisinin merkezi konusudur. Üst seviye işçiliğe ve zarif tasarıma sahip nadir koleksiyonluk eserdir.
Obje 14x12 cm.
Çerçeve 25x30 cm.
İTALYAN BAROK 17.YÜZYIL MÜZELİK AYNA
17.Yüzyıl. İtalyan. Epok. Ahşap el oyması, üst seviye sanatçı işi. Soyut tanrı düşüncesinin heykel sanatı ve ahşap oymacılığı ile bambaşka bir boyuta taşındığı eser, 1699'da İtalya'da kilise etkisinde doğmuş ve tüm Avrupa'ya yayılmış Barok Sanatının ele geçmez bir başyapıtıdır.
Özellikle Roma’da yer alan kiliselerde, Avrupa’daki saraylarda ve şatolarda etkisini göstermiş hareketin estetiği diye tanımlanan üslubun etkisindeki bu tip aynalar 17.Yüzyılın bir döneminde İtalya’nın Lombardiya, Veneto ve Roma şehirlerinde üretilmiştir. Kaynaklara göre, o dönem Andrea Brustolon (1660-1732) gibi sanatçılar eserlerini tasarlarken Romalı Filippo Passarini’nin (1638-1698) “Nuove Investi d'Ornamenti d'Architettura e d'Intagli Diversi utili ad Argentieri, 1698” adlı desen kitabından esinlenmişlerdir.
Barok heykelinin en önemli özelliği hareketlilik ve anlatım gücüdür. Hareket, heykel üstüne düşen ışıkla sürekli yenilenir. Barok heykeli çok yönden algılanmak üzere düzenlenmiştir, kişiyi çevresinde dolaşmaya zorlar, insanın bütün ruh hâllerini yansıtır. Tıpkı benzerleri Amerika Metropolitan Müzesi, İtalya Belluno Müzesi ve Venedik Museo Correr Koleksiyonlarında bulunan Barok Sanatı’nın bir başyapıtı ve yüksek kıymette ele geçmez müzelik örneğidir.
Dünya müzayedelerinden sanatsal ve tasarımsal olarak (az veya tek figürlü) daha zayıf örnekler;
Christie’s / 500 Years Decorative Arts Europe, 06.07.2012 / Lot 148 Satış Fiyatı: 51.500 USD
Bonhams’s / Fine European Furniture, Sculpture 09.07.2015 / Lot 15 Satış Fiyatı: 55.000 USD
Referans: World Mirrors 1650-1900, G.Child / London 1990
Barocco in Italia, Decorazioni 1600 al 1738, Enrico Colle / Milano, 2000
Mobile Lombardo, Clelia Alberici / Milano, 1969
Mobile Romano, Goffredo Lizzani / Milano, 1970
Ölçüler: 86 x 72 cm.
FRANSIZ GOTİK ÇİFT ALTIN VERMEYLİ BRONZ KATEDRAL ŞAMDANI
18.Yüzyıl sonu. Fransız. Gotik stilde iki koruyucu meleğin taşıdığı yedi mumluklu altın vermeyli çift şamdan. Harika patineye sahip eserler fevkalade kondisyondadır.
Aynı üslupta benzer sanat eserleri Notre Dame Katedrali, Chartes Katedrali, Strasburg Katedrali ve Lutheran Katedrali’nde görülebilir. İhtişamlı görüntüsü ile dikkat çeken, üst seviye işçilik ile yapılmış, ele geçmez koleksiyonluk eserlerdir.
Yükseklik: 123 cm.
Şamdan Çap: 37 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Evrensel olan; Hinduizm, Taoizm, Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslâm gelenekleri arasında önemli farklılıklar vardır, ancak kendi içleri içerisinde sanatla aralarında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Tanrı kavramı imge, nesne ve binalarda (kilise, cami vs..) cisim bulur. İslam dininin soyut kutsallıklarından tamamen farklı olan Hristiyan dininin antropomorf efsaneleri ve tasarımları soyut tanrı düşüncesini ‘çarmıha gerilme heykelleri, ikonalar, haçlar, İsa resimleri’ gibi eserler ile bir gerçekliğe büründürür.
Din, asırlar boyunca iktidarın kalıcılaştırılmasının bir aracı olarak kullanılmıştır. Bu sebeple tarihsel olarak din yani kilise sanatın da en etkili patronu olmuş ve sanatın konusunu da asırlar boyunca kendi belirlemiştir. Dünya müzeleri ‘çarmıha gerilme, yeniden dirilme, Meryem Ana ve çocuk´ konularının düşünülebilecek her açıdan işlendiği İsa, Meryem ve aziz figürleriyle doludur. Bugün insanlığın en değerli sanat eserleri arasında saydığımız bir çok eser (Michelangelo’nun Sistine Şapeli tavanı, Leonardo da Vinci´nin Son Akşam Yemeği tablosu vs..) kiliseye veya ona bağlılığını göstermek isteyen asil ve zenginler sayesindedir.
Sanatın dinle kesiştiği nokta anlaşılması zor, tanımlamaya, kurallara, doktrinlere direnen karakteridir. Din yaşama dair bir realite, sanat da bu realitenin irrealitesinin yansımasıdır.
OSMANLI EDİRNEKARİ ÜSLUBU 18.YÜZYIL VENEDİK İŞİ BEŞ TAKSİMATLI ÇERÇEVE
18.Yüzyıl. Osmanlı Edirnekari stilinde, kallavi ölçülerde, beş taksimatlı. Venedik işi. Üst düzey kalitede ıhlamur ağacından oyma ve dekupe tekniği ile yapılmış. Pontus stilindeki eser yeşil renk tempera boya ve yoğun altın yaldız ile bezenmiştir. İri akantüs yapraklarından oluşan beş taksimatlı ana çerçeve ayçiçeği ve gül motifleriyle dekore edilmiştir. Taksimatlar döneminde aynaya dönüştürülmüştür. Ebadı, İşçiliği ve formu itibariyle dikkat çekicidir. Zengin görselliğe sahip tasarım harikası, koleksiyonluk eserdir.
Ölçüler: 97 x 73 cm.
FRANSIZ 19.YÜZYIL SÈVRES PORSELEN JARDINIERE
19.Yüzyıl. Fransız. Sèvres imalat damgalı, “Le Berre” sanatçı imzalı. Neo-klasik stil. Kallavi ebatlarda, kobalt renkte. Bronz kare kaideli, şişkin gövdeli ve altın vermey bronz aplikeli. Fransa’nın Sevres şehrindeki yine bu isimle anılan Fransız Hükümeti’nin himayesindeki kraliyet porselen fabrikasının ürünüdür. Fevkalade kondisyonda. Asaletin ve estetik mükemmelliğin temsilcisi olan Fransız Sèvres atölyelerinin nadir tesadüf edilen, benzer örnekleri müze koleksiyonlarında sergilenen, yüksek kıymete haiz koleksiyonluk üretimlerindendir.
Ölçüler: 54 x 55 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
1740 yılında Sevres kasabasında XV.Louis ve Madame Pompadour’un himayesi ve desteğiyle Fransa Kraliyet Atölyesi olarak “Manifacture Nationale de Sèvres” açıldı. Bu atölye açıldıktan sonra çok kısa bir dönemde ekol haline gelerek 18.Yüzyılın en önemli sanat eserlerini üretmeye başladı. Efsanevi pembesi ve taklit edilemez mavisi bütün avrupa Sarayları tarafından aranmaya başlamış, zaten sınırlı olan üretimi talebi karşılamaktan çok uzak kalmıştır. O dönemde dahi müzayedelere, hatta karaborsaya düşmüştür. Jean-Claude Chambellan Duplessis ve Albert-Ernest Carrier-Belleuse gibi sanatçıların direktörlük döneminde üretilen parçalar kelimenin tam anlamıyla paha biçilmezdir.
FRANSIZ 19.YÜZYIL SÈVRES EMPERYAL PORSELEN VAZO
19.Yüzyıl. Fransız. Sèvres imalat ve üretim damgalı. “Charles Labarre” sanatçı imzalı. Labarre, 1893’te Chicago “The World's Columbian Exhibition”da sergilenen meşhur “Columbus Vazosu”nun da sanatçısıdır. Sèvres’in özel ve kıymetli “İmparatorluk Mavisi” renginde. Neo-klasik stil. Kallavi ebatlarda, saray üretimi boyutlarda. Bronz kare kaideli, şişkin yuvarlak 360⁰ döner gövdeli ve dar boyunlu, altın vermey bronz aplikeli ve kapaklı. Kapağı bronz kozalak tutamaklı. Fransa’nın Sevres şehrindeki yine bu isimle anılan Fransız Hükümeti’nin himayesindeki kraliyet porselen fabrikasının ürünüdür. Fevkalade kondisyonda, kapağı haliyle. Asaletin ve estetik mükemmelliğin temsilcisi olan Fransız Sèvres atölyelerinin nadir tesadüf edilen, benzer örnekleri müze koleksiyonlarında sergilenen, yüksek kıymete haiz koleksiyonluk üretimlerindendir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Yükseklik: 110 cm.
Çap: 33 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
1740 yılında Sevrés kasabasında XV.Louis ve Madame Pompadour’un himayesi ve desteğiyle Fransa Kraliyet Atölyesi olarak ‘Manifacture Nationale de Sèvres’ açıldı. Bu atölye açıldıktan sonra çok kısa bir dönemde ekol haline gelerek 18.Yüzyılın en önemli sanat eserlerini üretmeye başladı. Efsanevi pembesi ve taklit edilemez mavisi bütün avrupa Sarayları tarafından aranmaya başlamış, zaten sınırlı olan üretimi talebi karşılamaktan çok uzak kalmıştır. O dönemde dahi müzayedelere, hatta karaborsaya düşmüştür. Jean-Claude Chambellan Duplessis ve Albert-Ernest Carrier-Belleuse gibi sanatçıların direktörlük döneminde üretilen parçalar kelimenin tam anlamıyla paha biçilmezdir.
FRANSIZ 19.YÜZYIL “EUGÈNE SOLEAU” İMZALI BRONZ KAİDELİ BOHEM GAZ LAMBASI
19.Yüzyıl. Fransız. “Eugène Soleau, Paris” sanatçı imzalı.
Bronzdan imal edilmiş kaidesi üst seviye işçiliğe ve görselliğe sahip. Zengin altın patineli yüksek kaide kaide üzerinde yer alan Osmanlı beğenisine uygun olarak yapılan ve “Türk Camı” diye de adlandırılan “Bohem” altın yaldız bezemeli gaz haznesi ve fanusdan oluşmakta. Fevkalade kondisyonda, elektrikli sisteme döndürülmüş. Yaşadığı dönemde Avrupanın en önemli aydınlatma tasarımcılarından sayılan ve günümüze çok az eseri ulaşmış sanatçının yüksek kıymette, ele geçmez koleksiyonluk bir şaheseridir.
Yükseklik: 100 cm.
Çap: 20 cm.
FRANSIZ 18.YÜZYIL “TURQUERIE” SULTAN ve HANIM SULTAN FİGÜRLÜ ÇİFT ALTIN VERMEYLİ BRONZ ŞÖMİNE ÖNÜ
18.Yüzyıl sonu. Fransız. Damgalı. Turquerie Sanat Akımı’nın etkisinde ve Rokoko üslubunda bronzdan imal edilmiş. Altın vermeyli. Osmanlı sultan ve hanım sultan konulu iki adet takım. Platform üzerinde oturan sultan ve hanım sultan tasvirleri dönem kıyafetleri ve aksesuarları ile son derece estetik ve yüksek sanat kalitesi ile çalışılmış. Sultan nargile içerken, hanım sultan ise kahvesini yudumlarken canlandırılmıştır. Fevkalade kondisyonda. Turquerie Sanat Akımı’nın estetik yönü yüksek koleksiyonluk örnekleridir.
Ölçüler: 25 x 30 cm. (her biri)
ESER-İ İSTANBUL SARAY İŞİ MÜZELİK KAPAKLI SAHAN
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülmecid Han dönemi. (1845-1875) İstanbul işi. Kapak tutamağı realist dalında tomurcuklu balkabağı formunda olan eserin dış ve iç yüzeyi çok renk el boyaması realist Beykoz gülleri ve çiçek buketleri ile dekorlu. Kâsesi halka dipli, yayvan ve dışa doğru genişlemekte, haliyle, kapak kısmı ise bombeli, yayvan ve yukarıya doğru kubbesel formda, fevkalade kondisyonda.
Eserin benzer örneği Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda bulunmakta ve Sadberk Hanım Müzesi 1989 kitabının 146.sayfasında yer almaktadır. 19.Yüzyıl ortalarında 30 yıl gibi kısa bir süre imalat yapan atölyenin lüks üretimlerinden, Türk Porselen Sanatı’nın ele geçmez bir şaheseridir.
Provenas: KOCABAŞ Koleksiyonu
(Eser, provenans mektubu ile birlikte teslim edilecektir.)
Referans: Benzer örnek “Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu”nda mevcut olup Envanter No: H.K 380-3443 A-B ile kayıtlıdır.
Ölçüler: 14 x 23 cm.
FRANSIZ 19.YÜZYIL PORCELAIN DE PARIS ORYANTALİST ÇİFT VAZO
19. Yüzyıl. Fransız. Porcelain de Paris. Osmanlı Pazarı için özel imalat. Yüksek platform kaideli ve yanlardan çift kulplu olarak tasarlanmış eserlerin beyaz renk zeminleri yoğun altın yaldız ile konturlanmış, merkezdeki hanım sultan tasvirleri ise dönem kıyafetleri ve aksesuarları içinde son derece estetik ve yüksek sanat kalitesi ile çalışılmış. Oryantalist Sanat Akımı’nın koleksiyonluk örnekleridir.
Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ
Ölçüler: 19 x 11 cm. (her biri)
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
19.yüzyılda Turquerie modasının yerini Uzakdoğu, Arap-Afrika unsurlarının daha yoğun olduğu ve bir anlamda doğuya batıdan bakmanın sanatsal penceresi olarak değerlendirilen “Oryantalizm Akımı” almıştır. Her dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun hayranlık uyandıran gücü ve zenginliği tüm dünyada Osmanlı Pazarı’na ve Osmanlı Sarayı’na özel birçok sanat eseri üretilmesine sebep olmuştur.
Osmanlı ve İslam pazarına oryantal etkilerin ağır bastığı üstün kalitede porselen eserler üretimi yapan Fransa’da birçok şehirde, bir çok porselen fabrikası ve atölyeleri mevcuttur. Bunların en meşhurları Sevres, Jacop Petit, Limoges, Versailles …vs.. gibi fabrikalardır. Osmanlı döneminde Fransa’dan külliyetli porselen ihraç edilmiş ise de eserlerin bir kısmına damga vurulmadığı, ayrı bir sistemde takip edilmediği içindir ki bu mamulâtın hepsini birden “Porcelain de Paris” diye isimlendirmekteyiz.
JAPON MEİJİ TAISHO DÖNEMİ KSUNOBE SANATÇI İMZALI “EMPERYAL” ÇİFT SATSUMA VAZO
19.Yüzyıl. Japon Taisho dönemi, 1868 sonrası. Ksunobe sanatçı imzalı. Kyoto Bölgesi. Kallavi ebatlarda, çift.
Emperyal eserler yuvarlak düz dipli, şişkin gövdeli ve dar uzun boyunlu olarak tasarlanmış ve şeffaf parlak sırlı yüzeyleri yoğun altın ve çok renk kullanılarak dragon motifleri ve figüratif gerçek yaşam sahneleri ile dekorlanmıştır. Ahşap kaideleri ile birlikte. Fevkalade kondisyonda. Emsallerine müze ve saray koleksiyonlarında rastlayabileceğimiz, estetik ve görsel yönü yüksek, ele geçmez koleksiyonluk şaheserlerdir.
Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ
Ölçüler 62 x 33 cm
Kaideli yükseklik 66 cm.
OSMANLI KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN DÖNEMİ BERAT TİPİ MÜZELİK MİHRAP ŞAMDANI
16.Yüzyıl. 1550’ler. Osmanlı. Berât niteliğine sahip mihrap şamdanı. 16.Yüzyıldan sonra yapımı yaygınlaşan, süsleme programı yok denecek kadar az olan büyük boyutlu mihrap şamdanları Osmanlı Maden Sanatı’nda çok önemli bir yere sahiptir, kökeni Memluk örneklerine dayanır.
Eser, bakırdan dövme ve döküm tekniği ile imal edilmiş, kazıma/grave tekniği ile dekorlu, kaide ve boyun olmak üzere iki parçadan müteşekkildir. Daha çok selâtin camilerinde bulunan bu büyük şamdanlar, Berat geceleri sabaha kadar kılınan Berat namazı boyunca sürekli ışık vermesi amacıyla yakılan ve Berat mumu denilen, 1-2 metre uzunluğundaki kalın mumların dikilmesi içindir.
Tıpkı benzerleri Yeni Valide Camii, (Valide-i Cedid), Rüstem Paşa Camii, Sokullu Mehmed Paşa Camii, Mihrimah Sultan Camii, Beyazıt Camii, Yeni Camii (Sultan Selim Camii), Bursa Ulu Camii, Damat İbrahim Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman Han Türbesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ve Nasser D.Khalili Koleksiyonu’nda bulunan, fevkalade kondisyonda, ele geçmez müzelik şaheserdir.
Provenans: KOCABAŞ Koleksiyonu
(Eser, provenans mektubu ile birlikte teslim edilecektir.)
Yükseklik: 80 cm.
Çap: 56 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Eserin yuvarlak geniş çaplı kaidesi çan şeklinde olup, yayvan dipli ve aşağıdan yukarıya doğru daralan iç bükey konik gövdelidir. Eserin gövde üzeri 3 bilezikli, geçme şeklinde oturtulan boynu silindirik formda, tek iri boğumlu, tek bilezikli, çift halkalı olup çift bilezikli tek mumluk ile nihayetlenmektedir. Gövde ile boyun arasında yer alan sofra/kaide tablası omuzu dışarı taşırılmak yerine içe çökertilerek geniş bordürlü hafif iç bükey bir damlalıktan oluşturulmuştur. Gövde, kaide tablası ve mumluk üzeri yer yer birbirine paralel kazıma tekniği ile çekilmiş ikili, üçlü, dörtlü ince şeritlerden oluşan cetveller ile dekorlanmıştır.
Camilerdeki kullanımlarının yanı sıra türbe, dergâh, tekke, zaviye gibi yapılarda veya saraylarda, büyük konaklarda/köşklerde aydınlatma aracı olarak da kullanılmış, sahipleri için güç ve statü göstergesi olmuş ve sembolik anlam da kazanmıştır. Şamdanlar, bilginin açığa çıkışını ve manevi aydınlanmayı sembolize eder. Soyut olan tanrının somut olarak ifade şekli olan bu eşyalar, hem tanrının nuru olan kutsal ışığı yaymakta, hem de sahipleri için güç ve statü göstergesi olmaktadırlar. Şamdan ve kandil gibi aydınlatma eşyalarının nûr ve ışık ile ilgili oldukları ve tanrıyı sembolize ettikleri Kur’an-ı Kerim’in Nȗr Sûresi 35. ayetine dayandırılır.
OSMANLI 19.YÜZYIL TEKKE İŞİ BEKTAŞİ MERMER “ALINLIK” TESLİM TAŞI / MEYDAN TAŞI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Kallavi ebatlarda. 12 terkli, arka kısmı alınlık formunda. Bektaşi Kültürü’nde oldukça önemli bir yere sahip ve bu kültürün temelini oluşturan teslim taşlarının tören yapılan ana salon “Meydan Odası”nda kullanılmak üzere mermerden yapılmış son derece nadir ve aykırı örneği. Fevkalade kondisyonda. Yüksek kıymette, ele geçmez koleksiyonluk eserdir.
Çap: 30 cm.
Kalınlık: 6 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL MÜZELİK BEKTAŞİ ŞİŞLİ ŞEYH ASASI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1328 tarihli. Yatağanlı Süleyman usta imzalı. Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşundaki rolü dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu tarihi boyunca nüfuzunu koruyan Bektaşîlik’e ait Şeyh asası.
Müstesna eserin sarık formlu abanoz sapı savatlı gümüş aplikelerle zenginleştirilmiş ve vermeyli habbe çakmalarla bezenmiştir. Gövde merkezindeki aplike gümüş plakaya Mühr-ü Süleyman motifli Zülfikar kılıcı, tepe kısmındaki gümüş aynaya ise rakamlar ve Ali isminden oluşan tılsıma sahip “Vefk” uygulanmıştır. Vefkte “el-Vefku’l-harfî” ve “el-vefku’l-adedî” yer almaktadır. Kılıç boyu şiş üzerinde ise gümüş kakma ile bir yüzde “La feta illa Ali la Seyfe illa Zülfikar / Zülfikar'dan başka kılıç, Ali'den başka yiğit yoktur”, diğer yüzde ise Ashab-ı Kehf isimleri “Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve Kıtmir'” yazmakta. Müstesna eser aynı anda savat, kakma, kalemişi, kazıma/grave ve el oymacılığı gibi çeşitli, zengin ve üst seviye bir işçilik ile hayata geçirilmiş ve tasarımsal olarak emsaline rastlanılmamış bir şaheser ortaya çıkmıştır. Fevkalade kondisyonda. Emsaline hiçbir müze ve koleksiyonda tesadüf etmediğimiz, Osmanlı Tekke Sanatı’nın ele geçmez bir şaheseri ve müzelik örneğidir
Uzunluk: 95 cm.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Vefk, harflerin tek olarak veya terkip halinde özelliklerini (havas) konu edinen hurûf ilminin bir koludur ve harf ile rakamların birtakım sihrî anlamlar taşıdığı düşüncesine dayanır. Kaynaklarda vefkin etkili olması için değişik yol ve yöntemlere yer verilir. Bunlar harflerin, rakamların, isimlerin, günlerin sihrî özelliği, vefklerin mertebeleri, sayı ve harflerin tabiatı ve nitelikleri şeklinde özetlenebilir.
Ashab-ı Kehf, (Mağara Arkadaşları) İslam dininde kabul edilen bir olayın kahramanı bir grup insana verilen addır. Efsûs (Afşin)'taki bir mağarada 309 sene uyumuşlardır. Yedi kişi olduklarına ve yanlarında Kıtmir adında bir köpekleri olduğuna inanılır. Aslında Kur'an'daki Kehf suresinde kaç kişi oldukları belirtilmez, Allah dışında çok az kişinin bildiği belirtilir. Yine de genel görüşe göre 7 kişidirler. Hikayeleri Kur'an-ı Kerim’in Kehf suresinde anlatılmaktadır.
OSMANLI 19.YÜZYIL TEKKE İŞİ AHŞAP MEVLEVİ DESTAR-I ŞERİFİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Kallavi ebatlarda. Mevlevi Destar-ı Şerifi olarak Mevlevihane’de asılması için ahşaptan yapılmış. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Tekke Sanatı’nın farklı ve nadir, yüksek kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 41 x 29 x 17 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL “BEKTAŞİ” MÜSENNA TEKKE ALEMİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Bektaşi tekke işi. Müsenna (aynalı) olarak tasarlanmış eser kesme işçiliği ile ajurlu olarak imal edilmiş ve tombaklama tekniği ile altınlanmıştır. Gövdesinde müsenna hat ile yukarıdan aşağıya “Allah, Ali, Ya Hazreti Zeyneb binti Ali” yazmakta. Havan tipi ahşap kaidesi ile birlikte. Fevkalade kondisyonda. Türünün nadir ve koleksiyonluk örneğidir.
Ölçüler: 29 x 12 cm.
Kaideli uzunluk: 39 cm.