Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %10, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN’A SUNULAN TUĞRALI GÜMÜŞ MÜZELİK MEVLEVİ TAS
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han tuğralı. (1876-1909) Sultan II.Abdülhamid Han’a ithafen yapılmış ve sunulmuş “takatuka” formlu eserde repousse, kazıma (grave), kalemişi, kumlama ve dalga aznavur (guilloche) teknikleri bir arada ustalıkla kullanılmıştır. Yekpare 900 ayar gümüşten mamul, yuvarlak formlu, yüksek kenarlı, dışa bakan ağzı kalemişi stilize penç motifli bir suyolu ile çevrili. Eserin merkezinde bulunan iri penç motifinin etrafında Eski Türkçe ile mealen “Es Sultan daima - Maşallah - Yadigar-ı İstanbul“ yazmakta.
Sultan II.Abdülhamid Han’ın Yenikapı Mevlihanesi Şeyhi Osman Selahaddin Dede (1819-1886) ile çok iyi münasebetleri olmuştur. Muhtemelen bu müstesna eserde Osman Selahaddin Dede’nin Sultan Abdülhamid Han’a armağanıdır.
Müstesna eserde Mevlevîlerin bir araya gelip Semâ gününde (Mukabele Günü) “Semahane”de yaptıkları Semâ Zikri (Mukabele) ayrıntılı şekilde canlandırılmıştır. Sahip oldukları her hareket ve nüansın tasavvufî düşüncelerden izler taşıdığı figürlerin arası “Hayat Ağacı Sembolizmi” ile tezyin edilmiştir. Selamlayan ve Mevlana’nın makamı kabul edilen postun üzerinde oturan şeyh efendi sarığı ile, semazenler ise başlarına giydikleri “sikke”, üstlerine giydikleri nefsi simgeleyen “hırka”ları ile kusursuzca tasvir edilmişlerdir. Semazenler sırası ile baş keserken yani selamlarken, Kudümzenbaşı’nın Devr-i Veledî’nin bittiğini îkâz eden vuruşları ile sessizce başları önlerinde beklerken, ellerini çapraz bir şekilde omuzlarında “1” rakamını temsil edecek şekilde bağlarken ki bu Allah'ın birliğine şahadet etmeleridir, kollarını iki yana açarak sağdan sola dönerken yani evreni kalbiyle kucaklarken tasvir edilmişlerdir.
Sultan II.Abdülhamid Han’a ithafen yapılmış müzelerde ve özel koleksiyonlarda dahi benzer bir örneğine rastlanılmamış bu eşsiz eser fevkalade kondisyonu, yüksek sanat kalitesi, üst düzey işçiliği ve öne çıkan görülmemiş tasarımsal zenginliği ile belgesel önem taşıyan müzelik eser statüsünde ele geçmez nadirlikte gerçek bir koleksiyon parçasıdır.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 15 cm.
Ağırlık: 120 gr.
OSMANLI VAN İŞİ SAVATLI GÜMÜŞ HAMAYIL
19.Yüzyıl. Osmanlı. Van işi. Savat tekniği ile bir yüzüne çelenk içerisinde padişah tuğrası, diğer yüzüne Osmanlı Devlet Arması ile camii tasviri çalışılmış. Üstten sürgü kapaklı, orijinal zincir askılı. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı İslam Kültürü’nün ikonik bir objesi ve koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 8.5 x 7 cm.
Ağırlık: 177 gr.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Savat sözcüğü, Arapça “sevad” (kara, karanlık, karartmak) sözcüğünden gelir ve gümüş üzerine yapılan siyah desen ve nakışların adı olmuştur. Yalnızca bitmiş formlar üzerine uygulanan bir tekniktir; bu nedenle daha çok “mine”ye benzetilebilir ve bir tür “siyah mine” olduğu söylenebilir. Osmanlı’da 150 yıl kadar altın devrini yaşamıştır, öyle ki savatlı Türk tabakaları tüm Avrupa’da özellikle de Paris kuyumcularında kendine yer edinmiştir. Savat işlemi iki aşamada yapılır: Önce kalemkarlık, sonra savat alaşımının hazırlanması ve uygulanması.
OSMANLI SULTAN II.MAHMUD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ BUHURDAN
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Mahmud Han tuğralı. (1808-1839) Süleymaniye dilimli, kubbemsi bir bombeden yükselen ateşlik ve menteşeli kapaktan oluşmakta. Kalemişi, kazıma/grave ve kabartma/repousse teknikleri kullanılarak imal edilmiş. Kubbe formlu kapağı ajurlu, tutamağı “Rumi” formlu, tabağı ise “Münhani” motifler ve girlantlar ile bezeli. Koleksiyonluk bir örnektir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 45.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 26 cm.
Ağırlık: 270 gr.
OSMANLI ERKEN DEVİR ALTIN VERMEYLİ GÜMÜŞ MÜZELİK TAS
Osmanlı. İmparatorluğun kuruluş dönemleri. Ana temasını Avrasya Hayvan Sembolizmi’nin oluşturduğu eser, yekpare gümüşten kabartma/repousse, kazıma/grave, kalemişi ve dövme tekniği ile yüksek halka kaide tabanlı, yuvarlak çukur gövdeli, yüksek yayvan kenarlı ve omphalos’u tabana arkadan penç motifli bir göbek ile perçinlenmiş aplike geniş oval rozetli olarak imal edilmiştir. Tabandaki penç motifli göbek ve esere uygulanışı erken dönem 1500’lü yıllara ait gümüş eserlerde sıkça görülen karakteristik bir özelliktir.
Eser, natüralist stilize bitkisel motiflerin sarmaladığı aslan (panter) figürü ile oluşturulmuş realist kompozisyona sahip omphalos’una perçinlenmiş yüksek konik kaideli aynı yöne bakan üç adet kuş figürü ve etrafında dört adet balık pulu dekorlu “Selçuklu Münhanîsi” rozet ile tasarlanmış ve yoğun altın vermey ile zenginleştirilmiştir. İç yan yüzeyi ise “Kayı Boyu” damgasını çağrıştıran düzenli sıralı noktalama ve geometrik şekiller ile tezyin edilmiştir.
Eserin merkezinde güç, kuvvet, yiğitlik, kahramanlık, hükümdarlık sembolü olarak yer alan aslan (panter) figürü geniş yeleli, sivri kulaklı, belirgin göz ve burun ile sivri dişli, açık ağızlı olarak tasvir edilmiştir. Palmet motifiyle nihayetlenen kuyruğu sırtının üzerinde gövde oylumlarına paralel bir hat çizerek uzamakta ve “S” şeklinde yukarı kıvrılmaktadır. Bu şekilde önden gösterilmiş pek çok aslan figürü, Türk-İslam Sanatı’nda gerek mimaride gerek küçük objelerde bolca kullanılmıştır.
Bu tasvire sahip benzer örnekler; Diyarbakır Ulu Camii’nin (1091) doğusundaki giriş açıklığının iki köşeliğinde simetrik olarak işlenmiş boğayla mücadele eden aslan figürü, Diyarbakır Surları’ndaki kanatlı aslan figürü, Halep Kalesi (1209) içinde kapı üzerinde yer alan aslan figürü, Antalya Alara Han (1229-32) portal kitabesinin iki yanında ve iç mekânındaki aslan şekilli konsollar, Kayseri Tuzhisar Sultan Han’daki (1232-36) aslanlı çörten, Muş’taki Aslanlı Han’da (1307) yer alan figürlerdir. Fevkalade kondisyonda, olağanüstü işçiliğe ve tasarımsal görselliğe sahip gerçek bir koleksiyon parçası ve ele geçmez nadirlikte müzelik eserdir.
Provenans: Mısır’ın ilk Başbakanı NUBAR PAŞA (1825-1899) Koleksiyonu.
Çap: 12.3 cm.
Yükseklik: 3 cm.
Ağırlık: 85 gr.
OSMANLI BALKANLAR GÜMÜŞ MÜZELİK TAS
17./18. Yüzyıl. Osmanlı, Balkanlar. Bu tip eserlerin formu ve bezemesi, kökenini 14. ve 15. yüzyıla kadar geriye götürebileceğimiz Balkanlar’daki eski bir geleneği takip etmektedir. Dini ve mitolojik anlamlarla yüklü seküler temalar, hayvan sembolizmi ve Yunan Mitolojisi ile bezenmiş olağanüstü işçiliğe sahip eserdeki fantastik hayvan figürleri Balkanlar’ın teratolojik stilinin karakteristik bir özelliğidir ve 16.Yüzyıl İznik Seramik motiflerine de öncü olmuştur.
Bu eser dini amaçlı kullanılmış ya da ruhban sınıfının üyelerinin şahsi kullanımı için tasarlanmış olabilir, ya da eserde görülen çift başlı kartal sebebi ile Ortodoks bir Piskopos için de üretilmiş olabileceği düşünülebilir. Bu eserdeki gibi omphalos’un da geyik figürü bulunan benzer bir tas İstanbul Sadberk Hanım Müzesi’nde envanter 15698-M.1252. sıra no ile sergilenmekte ve SHM Parıldayan Hatıralar Kitabı’nda sayfa 64’te 33 no’lu eser olarak yer almaktadır. Çift başlı kartal motifinin kullanıldığı bu ekoldeki nadir bir gümüş eserde Yunanistan’ın başkenti Atina’da bulunan Benaki Müzesi’nde diğer iki örnekte İstanbul Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda 15717-M.1271 ve 1572-M.1266 envanter sıra no ile bulunmaktadır. Bu ekol eserlerden günümüzde birçok örnek Türkiye dışındaki manastır hazinelerinde muhafaza edilmektedir. Sina Yarımadası, Azize Aikaterina Manastırı, Patmos Adası ve Aynaroz Dağı’ndaki hazineler buna örnektir. Ayrıca 1923’te Lausanne’da imzalanan Nüfus Mübadelesi Anlaşması sonrasında bir grup eserde Yunanistan’a taşınmış ve çoğu Atina’da ki Bizans ve Benaki müzeleri arasında dağılmıştır.
Fevkalade kondisyonda olan bu eşsiz eser, müzelerde ve özel koleksiyonlarda nadir bulunan diğer örnekleri ile karşılaştırıldığında yüksek sanat kalitesi, üst düzey işçiliği ve öne çıkan görülmemiş tasarım zenginliği ile önemli bir gümüş ustasının elinden çıkmış olduğunu ve üst düzey birine özel olarak tasarlanılarak imal edildiğini göstermektedir. 1890’lardan yakın tarihe kadar Amerika’daki Schuetz Ailesi Koleksiyonu’nda bulunan ve 1940’larda Chicago Üniversitesi’ne bağlı “The Oriental Institute Museum”da sergilenen bu müstesna eser, sanatsal ve zanaatsal özellikleri ile müzelik eser statüsünde ele geçmez nadirlikte gerçek bir koleksiyon parçasıdır.
Provenans: SCHUETZ Koleksiyonu (USA) / 1890-2016
Sergi: The Oriental Institute Museum Chicago / 1940
Benzer Örnekler: Sadberk Hanım Müzesi-İstanbul / Envanter No: 15698-M.1252.
The Walters Art Museum-Baltimore / Envanter No: 57.1083
The British Museum-London / Envanter: 1230.640
Referans: Sadberk Hanım Müzesi (Parıldayan Hatıralar) Brigitte Pitarakis, Christos Merantzas
Çap: 11 cm.
Yükseklik: 4.5 cm.
Ağırlık: 115 gr.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğindeki Balkanlar’da yekpare gümüşten halka tabanlı, yüksek kaideli, yuvarlak çukur formlu, yüksek kenarlı ve omphalos’u yüksek bombeli olarak tasarlanmış eser, kumlama zemin üzerine kabartma/repousse, kazıma/grave, kalemişi ve dövme tekniği ile tezyin edilmiş ve tabanı sanatçısı tarafından noktalama şeklinde işaretlenmiştir. Eserin omphalos’unun ortasında ana tema olarak etrafı onu tehdit eden aslan, balık, geyik, yılan, dragon gibi gerçek ve fantastik hayvan figürleri ile çevrili uzun boynuzlara sahip kafası bağımsız 360⁰ dönen ve hareket eden Tanrıça Artemis’in kutsal hayvanı Kyreneia Geyiği / Kyrenitis yer almaktadır. Geyik, Türk kozmolojisinde Ağaç Ana ile birlikte yaratıcı tanrıça ve soyun ata-anası olarak görülür. Tekrarlı yılan motiflerinin yer aldığı sütunlar ve kavisli kemerlerle birbirinden ayrılmış kartuşların merkezinde Bizans İmparatorluğu’nun simgesi çift başlı kartal, tanrılar tanrısı Zeus ile Alkmene'nin oğlu Herakles’e (Herkül) Miken Kralı Eurystheus tarafından verilen 12 görevi betimleyen “Herakles Efsanesi”nden sahneler, tanrı Zeus’un simgesi kartal, gerçek ve fantastik hayvan figürleri ve diğer unsurlar ile zenginleştirilerek betimlenmiştir. Perge kazılarında bulunan ve Antalya Müzesi’nde sergilenen Herakles Lahiti’nde de benzer ikonografi mevcuttur.
Eserin yan yüzeyini süsleyen kartuşlarda saat yönünde sırası ile;
ÇİFT BAŞLI KARTAL
Dini otoriteyi simgeleyen bu motifin eserde bulunması ve merkeze alınması objenin muhtemelen yüksek rütbeli rahiplerin hamiliğinde imal edildiğini göstermektedir. Çift başlı kartalın haç ile nihayetlenmiş tacı, yapıldığı coğrafya ve dönemi göz önüne alındığında “Çift Başlı Bizans Kartalı ” olduğunu da düşündürmektedir. Çift başlı kartal eski Türk medeniyetlerinde büyük önem arz eder. Bizans’ta doğu ve batıyı, devlet ve kilisenin tek bedende, bir arada tutulup yönetildiğini ve birliği simgelemektedir. 14’üncü yüzyıldan itibaren Kutsal Roma-Cermen imparatorlarının hanedan arması, daha sonra ise Avrupa’da soyluluk simgesi olarak benimsenmiştir. Mezopotamya, Mısır, Anadolu, İran hatta Amerika ve Uzak Doğu’da kurulmuş eski çağ medeniyetlerinden itibaren birçok devlette ve Masonik oluşumda kullanılmıştır. Çift başlı kartal motifinin kullanıldığı bu ekoldeki nadir gümüş eserlerden bir kemer tokası Yunanistan’ın başkenti Atina’da bulunan Benaki Müzesi’nde diğer iki örnekte İstanbul Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda 15717-M.1271 ve 1572-M.1266 envanter sıra no ile bulunmaktadır.
HERAKLES’in ERYMANTHOS’da YABAN DOMUZU ile KARŞILASMASI EFSANESİ
Eurystheus’un Herakles’ten yapmasını istediği on iki işten biri olan Peleponnesos’ta ki Erymanthos Dağları’nda barınan ve çevresine korkunç zararlar veren yaban domuzunu canlı olarak getirmesi görevi. Efsaneye göre Herakles domuzu kıstırır ve bir ağ ile yakalar.
DRAGON ile YILAN’ın SAVAŞI, KARTAL ve BALIK
Dragonun Türk mitolojisi ve sanatındaki sembolizmi gök, yer ve su unsurlarına bağlı olarak geniştir. Önceleri refah, güç ve kudreti temsil eden bu hayvanın anlamı zaman içinde değişerek alt edilen kötülüğün sembolü olarak anılmıştır. Roma ve Yunan mitlerinde ise hem korkulan yaratıklardır, hem de koruyucu özellikleri vardır. Genellikle pozitif özellikleri olan bir hayvan olarak görülür ve su ile aralarında güçlü bir bağ vardır. Yılan ise ölümsüzlüğü, kötülüğü, şekil değiştirmeyi ve yaşam döngüsü ile reenkarnasyon benzeri yeniden dirilişleri sembolize eder. Yılan ayrıca sular tanrısıdır. Yılan figürünün çoğu mitolojide bilgeliği ve sağlığı temsil ettiği bilinmektedir. Balığa atfedilen simgesel anlamlarsa suyla, özellikle de doğum, yaradılış ve ay ile ilişkilidir.
STYMPHALOS KUŞLARI ve KUŞ ile YILAN MİTİ
Eurystheus’un Herakles’ten yapmasını istediği on iki işten biri olan, Stymphalos Gölü’nde yaşayan kuşları öldürmesi görevinde bahsi geçen Ares için kutsal sayılan çelik gagalı, pençeli ve tüylü kuşlar kompoze edilmiştir. Kuş ve Yılan Mücadelesi, kuşların gökyüzüne hâkimiyetleri, göksel tanrılarla özdeşleştirilmeleri ve birçok kültürde çelişkili duygular uyandıran yılanları yakalama huyları nedeniyle mitleşmiştir.
KURT, YILAN ve HAYAT AĞACI ÜZERİNE TÜNEMİŞ KARTAL
Ağaç kültü insanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde en fazla kullanılan simgesel tema ve yeryüzünün en yaygın inançlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Şekli kültürden kültüre farklılık göstermekle birlikte, genellikle benzer sembolik anlamlar yüklenmiştir. Dünya kültürlerinde doğurganlığın, ölümsüzlüğün, şansın, bereketin, sağlığın, hastalıktan kurtulmanın sembolüdür. Yaşayan her insan gibi hep yukarı, göğe doğru uzanarak, çıkmak, boy atmak ve meyvelerini vereceği başa ulaşmak eğilimini ve özlemini gösterir. Tanrı ile iletişim ağaç yoluyla kurulmuştur. Mitolojilerde dünyanın merkezinde, semavi dinlerde cennette bulunduğu anlatılan kutsal ağaç “Hayat Ağacı”dır. Yeryüzünde ölümsüz olmayı başaramayan insanoğlu bu defa çareyi ölümden sonra dirilmeye veya ruhun ölümsüzlüğüne inanmakta bulmuştur ve hayat ağacı motifi bu duyguları simgelemek için kullanılmıştır. Kartal ise oldukça geniş anlamda uygarlıkları etkilemiş, Antik Çağ’dan itibaren İmparatorluk alameti olarak kabul edilen dünyanın en eski ikonografik öğelerinden biridir. Hükümdar ya da beylerin timsali, koruyucu ruhun ve adaletin simgesidir, güneşi ve aynı zamanda güç ve kudreti ifade eder. Krallar ve krallıklar, doğal olarak kartalı amblem olarak kullanmışlardır. Kartal, çeşitli tradisyonlarda kendisine kutsallık atfedilen az sayıdaki hayvandan biridir. Birçok tradisyonda meleklerin hükümdarı, hâmi kuş ifadeleriyle belirtilen, Tevrat’ta meleklerle (Hezekiel 1-10), Yunan mitolojisinde baş tanrı Zeus’la, eski Mısır’da Amon-Ra ile ilişkilendirilen kartal, Hıristiyan sembolizminde göğe yükselmeyi, yeniden doğuşu, cömertliği, gücü ve gururu simgeler. Aynı zamanda bazı azizler ile ilgili bir sembol olup, İncil yazarlarından birinin de amblemidir. Mitolojide kartal, fazileti ve kusuru ile Zeus’un öz benliğini ortaya koyar. Kuşların kralı olan kartal gücün, iktidarın ve soyluluğun simgesidir. Selçuklu devletinin de amblemi olmuş, özellikle Selçuklu-Bizans döneminden itibaren ilahların yanı sıra kralların, komutanların, imparatorlukların ve liderlerin amblemi olmuştur.
HERAKLES’in NEMEA ASLANI’nı YAKALAMASI EFSANESİ ve KARTAL
Eurystheus’un Herakles’ten yapmasını istediği on iki işten biri olan Typhon’la Ekhidna’dan doğma Nemea Aslanı’nı öldürmesi görevi. Efsaneye göre Herakles bu canavarı gümüş tasta betimlendiği gibi güçlü kollarıyla sıkarak öldürür.
KURTLARIN TAVŞAN AVI SAHNESİ ile BALIK YİYEN BENNU
Kurt ile gelişen hayvan-ata kavramı devletlerin, hükümdarlıkların simgesi olmuş, gök ve yer unsurlarıyla ilgili çeşitli anlamlar kazanmıştır. Çevik, hareketli ve güçlü bir hayvan olduğu için çeşitli dönemlerde Türk’ün hayat ve savaş gücünün bir simgesi olarak belirtilmiştir. Roma mitolojisinde ise benzer şekilde kurt ana figürü Remus ve Romulus efsanesinde görülmektedir. Tavşan ise çoğu kültürde cinsel istek ve üremenin sembolüdür. Yunan Mitolojisi’nde Aphrodite, Eros ve Hermes’in, Roma Mitolojisi’nde ise Merkür ve Venüs’ün hayvanıdır. Tasta balık yerken betimlenen kuş olan Bennu da Mısır mitolojisinde Güneş Tanrısı Ra’nın ruhuna sahip olduğu söylenen uzun gagalı balıkçıla benzeyen bir kuştur. Ayrıca bu mitolojiye göre, Bennu kendini Ra Tapınağı’nın çevresinde olan kutsal bir ağacın alevinden oluşturmuştur. Başka bir versiyona göre de, Bennu Osiris’in kalbindeki çatlaktan dışarı çıkmıştır.
KYRENEIA GEYİĞİ / KYRENİTİS
Eurystheus’un Herakles’ten yapmasını istediği on iki işten biri olan Av Tanrıçası Artemis için kutsal olan altın boynuzlu, bakır ayaklı Kyreneia Geyiği’ni yakalaması görevi. Efsanaye göre Herakles onu tam bir yıl izler, yorar ve sonunda onu bir nehirden geçerke yakalar. Kyreneia Geyiği ya da Kyrenitis adlı mitleşmiş geyik, Ay ve Avcılık Tanrıçası Artemis'in kutsal hayvanıdır. Yunan mitolojisinde altın boynuzlu, tunç ayaklı olarak tasvir edilir. Tanrı Apollon, tanrıça Artemis bazen bu geyiğin kılığına girer, tanrıça Afrodit'in koruduğu sihirli bir hayvandır.
UNİCORN, DRAGON ve NAGA
Sanatçı, Eurystheus’un Herakles’ten yapmasını istediği on iki işten biri olan Trakya kralı Diomedes’e ait olan dört vahşi kısrağı yakalama görevinde bahsi geçen atlara muhtemelen bu şekilde gönderme yapmıştır. Mitolojide Unicorn, tek boynuzlu at olarak tasvir edilir. Saflığın ve temizliğin sembolüdür, boynuzuyla dokunduğu suyu arındırdığına ve iyileştirici güçleri olduğuna inanılır. Romalılar Unicorn’u bakire tanrıça Artemis ile özdeşleştirmişlerdir. Naga ise Hint mitolojisindeki yılansı yaratıklardır. Çok başlı bir kobra olarak veya belden yukarısı insan olan bir yılan şeklinde farklı tasvirleri bulunmaktadır.
OSMANLI SULTAN ABDÜLMECİD HAN TUĞRALI SARAY İŞİ GÜMÜŞ ÇİFT ŞAMDAN
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülmecid Han (1839-1861) tuğralı, sah ve çeşnili. Saray işi. Sultani özelliklerde ve kallavi ebatlarda, çift. Sultan Abdülmecid dönemine özgü üslubun tüm özelliklerini barındırmakta. Kalemişi, kazıma/grave ve repousse tekniği ile stilize dekorlu. Mumluk kısmı ile geniş yayvan kaidesi egzotik yapraklardan oluşmakta. Sütunsal yüksek gövdeleri birbirinden farklı geometrik tezyinatlı bilezikler ile zenginleştirilmiş.
Asıl yapılış amaçları ışık vermek gibi görünse de şamdanlar bilginin açığa çıkışını ve manevi aydınlanmayı sembolize eder. Soyut olan tanrının somut olarak ifade şekli olan bu eşyalar, hem tanrının nuru olan kutsal ışığı yaymakta, hem de sahipleri için güç ve statü göstergesi olmaktadırlar. Şamdan ve kandil gibi aydınlatma eşyalarının nûr ve ışık ile ilgili oldukları ve tanrıyı sembolize ettikleri Kur’an-ı Kerim’in Nȗr Sûresi 35. ayetine dayandırılır. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın nadir tesadüf edilen koleksiyonluk şaheserleridir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 46.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 38 cm. (her biri)
Toplam ağırlık : 1.308 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ AZNAVUR BUHURDAN VE GÜLABDAN TAKIMI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Osmanlı Rokokusu üslubunda tasarlanmış. Buhurdan ve gülabdandan oluşan takım. Aznavur işçiliği ile zengin dekorlu, kalemişi ve kazıma/grave tekniği ile stilize floral tezyinatlı. Kubbesel yüksek kapaklı, kapak tutamakları dalında yaprak ve çiçeklerden oluşmakta. Şişkin gövdesi yanlardan çift kulplu, kulpları penç motifi aplikeler ile zenginleştirilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın son derece estetik ve görsel yönü yüksek, nadir tesadüf edilen koleksiyonluk örnekleridir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 23 cm. (her biri)
Toplam ağırlık: 880 gr.
OSMANLI SULTAN ABDÜLAZİZ HAN TUĞRALI HAREM-İ HÜMAYUN KALFASINA AİT SARAY İŞİ GÜMÜŞ AZNAVUR HAMAM TASI
19. Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülaziz Han (1861-1876) tuğralı, sah ve çeşnili. Hicri 1304 tarihli. Saray işi, Harem-i Hümayun’dan çıkma kalfa kadın tası. Eski Türkçe ile “İnâyetlû fikr-i misal Kalfa, 304” ibareli. Eserin merkezi ve dış yüzeyi aznavur işçiliği ile çok zarif dekorludur. Fevkalade kondisyonda, nadir ele geçen koleksiyonluk eserdir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 46.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 20 cm.
Ağırlık: 323 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI SARAY İŞİ GÜMÜŞ AZNAVUR TATLI TAKIMI VE TEPSİSİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Saray işi. Sultani özelliklerde ve estetikte Osmanlı Rokokosu üslubunda tasarlanmış. Silme ipek aznavur çift kulplu kupa formunda gövdeye sahip iki adet kaşıklık, bir adet kapaklı tatlılık, altı adet inisiyalli kaşık ve tepsiden müteşekkil tam takım. Kubbesel kapaklı, kapak tutamağı tomurcuklu çiçek formunda. Tepsi merkezi kazıma/grave tekniği ile oluşturulmuş rokoko bir madalyon ile zenginleştirilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın üst seviye özellikleri ile dikkat çeken ele geçmesi zor koleksiyonluk şaheserleridir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Tepsi ölçüleri: 41 x 31.5 cm.
Kaşıklık yükseklik: 12.5 cm. (her biri)
Tatlılık yükseklik: 18 cm.
Toplam ağırlık: 2.135 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI ALTIN VERMEYLİ GÜMÜŞ TATLI TAKIMI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Osmanlı Rokokosu üslubunda tasarlanmış. İç yüzeyleri altın vermeyli iki adet kaşıklık, bir adet kapaklı tatlılık ve altı adet kaşıktan müteşekkil tam takım. Tüm yüzeyleri kalemişi ve kazıma/grave tekniği ile stilize floral ve geometrik dekorlu. Kubbesel kapağı altın vermeyli zarif bir tutamak ile neticelendirilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın ihtişamlı görüntüsü ile dikkat çeken koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Kaşıklık yükseklik: 13 cm. (her biri)
Tatlılık yükseklik: 19 cm.
Toplam ağırlık: 1.315 gr.
OSMANLI 19.YÜZYIL İZMİR İŞİ “P.TASSI” TASARIMI GÜMÜŞ TATLI TAKIMI
19.Yüzyıl. Osmanlı. İzmir işi, inisiyalli. P.Tassi tasarımı, damgalı. Tam takım, P.Tassi damgalı iki tatlılık ve bir dıştan askılı kaşıklık ile G.Manousso usta damgalı altı kaşık ve beş adet çataldan müteşekkil. Eserin benzer örneği (sadece kaşıklık) Osmanlı Gümüş Damgaları kitabının 230.sayfasında yer almaktadır. Osmanlı Rokokosu üslubunda repousse/kabartma ve kalemişi tezyinatlı. Ajurlu gövdesi ikonografik ve mitolojik figürler ile bezeli. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın son derece estetik ve görsel yönü yüksek, tam takım olarak ele geçmesi zor, koleksiyonluk bir örneğidir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 93.sayfasında yer almaktadır.
Kaşıklık yükseklik: 23 cm.
Tatlılık ölçüleri: 16 x 5 cm. (her biri)
Toplam ağırlık: 1.465 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI ALTIN VERMEYLİ GÜMÜŞ TATLILIK
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Osmanlı Rokokosu üslubunda tasarlanmış eserin yüzeyi kalemişi ve kazıma/grave tekniği ile zengin stilize dekorlu. Kaidesi ajurlu, kubbesel kapağı tavus kuşu figürü zarif tutamaklı. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın seçkin ve koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 22 cm.
Ağırlık: 513 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ AZNAVUR TATLILIK
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Osmanlı Rokokosu üslubunda tasarlanmış eserin yüzeyi aznavur işçiliği ile zengin dekorlu, kalemişi ve kazıma/grave tekniği ile stilize tezyinli. Kaidesi ajurlu, kubbesel kapağı çiçek formunda zarif tutamaklı. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın estetik yönü yüksek, seçkin ve koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 20 cm.
Ağırlık : 442 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ AZNAVUR TEPSİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Silme aznavur işçiliği ile dekorlu. Merkezi Osmanlı Rokokosu üslubunda kazıma/grave tekniği ile oluşturulmuş bir madalyon ile zenginleştirilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın estetik yönü yüksek ve zarif, koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Ölçüler: 41 x 30 cm.
Ağırlık: 790 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI SARAY İŞİ GÜMÜŞ “ÇARKIFELEK“ AZNAVUR HAMAM TASI
19. Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Saray işi, kallavi ebatlarda. Eserin merkezi son derece nadir tesadüf edilen çarkıfelek formunda aznavur işçiliği ile dekorlu, dış yüzey ise yine aznavur işçiliğinin en güzel örneklerinden biri ile bezelidir. Tasın alt merkezine son derece estetik yıldız formunda çeşni tatbik edilmiştir. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın aykırı ve nadir çıkan koleksiyonluk bir örneğidir.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 21 cm.
Ağırlık: 336 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ SAHLEPLİK
19. Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Sahleplik, kapak ve tabak olmak üzere parçadan oluşmakta. Eserin tüm parçalarının yüzeyi kalemişi ve kazıma/grave tekniği ile “Osmanlı Rokokosu” üslubunda tezyinatlı. Sahleplik iç yüzeyi yoğun altın vermeyli. Kapak tutamağı ve ağaç dalları formundaki aykırı sapı tavus kuşu figürlü. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın son derece estetik ve görsel yönü yüksek koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 14 cm.
Tabak çapı: 13.5 cm.
Toplam ağırlık: 370 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ ALTIN VERMEYLİ MASİF ZARF TAKIMI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Fransız Sarayı için özel yapım. Fransız import (ithal) damgalı. 12 adetten oluşan tam takım. Tüm yüzeyleri yoğun altın vermeyli ve ajur işçilikli eserler “Osmanlı Rokokosu” üslubunda kazıma/grave ve kumlama tekniği ile çok zengin tezyinatlıdır. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın son derece estetik ve görsel yönü yüksek koleksiyonluk örnekleridir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Ölçüler: 4.5 x 5.5 cm. (her biri)
Ağırlık: 662 gr.
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Osmanlı Saray Hazinesi’nden günümüze ulaşan değerli pek çok yapıtın arasında, çoğunlukla geç dönemlere ilişkin çay, kahve ve şerbet takımı gibi eşyalar geniş bir yer tutar. Söz konusu takımların bazıları zarflıdır. Büyük çoğunluğu altın, gümüş, mineli ve murassa olan bu grup eşya içinde en zengin çeşide sahip olanlar kahve fincanı zarflarıdır. Fincan zarfları, kahve içerken elin yanmaması için yapılmıştır. Osmanlı döneminde kulpsuz olan küçük boyutlu porselen fincanlar, zarfların içine yerleştirilir ve kahve bu şekilde içilirdi. Zarflar genellikle, ağız kısımları fincanınkinden biraz aşağıda olmak üzere, dudak payı bırakılarak yapılırdı. Zarf, bir nesneyi sarıp çevreleyen, koruyup taşıyan demektir. Zarflar Osmanlı’nın estetik zarafetini en iyi gösteren örneklerdendir. Genellikle küçük boyutta olanlara “bülbül yuvası”, daha geniş ve derinlerine ise “kallavi” adı verilirdi. 1640 tarihli “Narh Defterleri”ndeki fincan listesinde “paşa fincanı”, “hatai” gibi değişik isimler de yer almaktadır.
Osmanlı’da kahve ikramı törenseldir. Şöyle ki; kahve ikramını üç ya da dört genç kız yapar. Kızlardan biri mangal örtüsünü, ikincisi kahve tepsisiyle birlikte fincan ve zarfları, üçüncü kız stile oturtulmuş kahve ibriğini getirir, dördüncüsü ise fincanları doldurup zarflara yerleştirerek, zarfın ayağından iki parmağı ile tutarak tek tek konuklara ikram ederdi. Osmanlıda en seçkin fincan zarflarına sahip olmak önemli idi. Çünkü sahibi inceliğinin ve servetinin bir kanıtı olarak bu zarflar ile kahve ikram ederdi. Zarflar öylesine değerli ve mühimdi ki çeyiz sandıklarının en gözde eşyaları arasında kabul edilirlerdi.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ “TÊTE À TÊTE” KAHVE TAKIMI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. “MK” inisiyalli. Rokoko kulplu, yüksek kaide ayaklı ve geniş ağızlı iki kahve fincanı ve iki tabaktan oluşan tam takım. Kumlama tekniği ile bezeli yüzeyleri kalemişi stilize floral dekorlu ve altın vermeyli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın son derece estetik, nadir tesadüf edilen koleksiyonluk örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 8 cm.(herbiri)
Tabak çapı: 13.5 cm. (her biri)
Ağırlık: 444 gr.
OSMANLI SULTAN II.MAHMUD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ ZENNE TİP SEVMELE
19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Sultan II.Mahmud Han tuğralı. (1808-1839) Zenne boy. Süleymaniye dilimli ve yalın işçilikli olarak tasarlanmış. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 45.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 29 cm.
Yükseklik: 9 cm.
Ağırlık: 453 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ AZNAVUR HAMAM TASI
19. Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Eserin merkezi ve dış yüzeyi aznavur işçiliği ile çok zarif dekorludur. Fevkalade kondisyonda, koleksiyonluk eserdir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 19 cm.
Ağırlık: 319 gr.
OSMANLI SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ AZNAVUR HAMAM TASI
19. Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili. Eserin merkezi ve dış yüzeyi aznavur işçiliği ile çok zarif dekorludur. Fevkalade kondisyonda, koleksiyonluk eserdir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.
Çap: 20 cm.
Ağırlık: 347 gr.