• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ESERLER MÜZAYEDESİ | 36

Arthill Müzayedeleri, konusunun en değerli uzman ve otoritelerinin ekspertiz ve katkıları ile hazırlanmakta, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanlarının onayı ile gerçekleşmektedir.

Eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. Müzayedelerimizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %20'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra "7" (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TCMB" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %35 aracılık hizmeti uygulanır.

Arthill Müzayedeleri'nde satışa sunulan tüm eserler "The Ritz-Carlton Istanbul" Süzer Plaza S2'de yer alan "Arthill Gallery"de sergilenmektedir. Müzayede süresince galerimizi 12.00 / 19.00 (Pazar hariç) saatlerinde ziyaret ederek eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Lot: 9 » Mücevher

SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRASI MURASSA ALTIN BROŞ

“Abdülhamid Han bin Abdülmecid el-Muzaffer daima”

19.Yüzyıl sonu. Osmanlı. Saray işi. Altın. Murassa, elmaslarla bezeli. Sultani özelliklerde, “Sultan II.Abdülhamid Han”ın tuğrası model alınarak arkadan tek uzun iğne ile takılacak şekilde tasarlanılarak imal edilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Mücevher Sanatı’nın ele geçmez nadirlikte ve kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.

Referans: Osmanlı Saray Mücevheri, 2012 / Gül İrepoğlu

Ölçüler: 46 x 58 mm.
Ağırlık: 11 gr.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişmesi ve zenginleşmesi ile mücevhercilik giderek önem kazandı ve İstanbul dünyanın önemli mücevher üretim merkezlerinden biri oldu. Bu dönemde, imparatorluğa yeni katılan bölge ve ülkelerde yaşayan toplumların birikimleri de eklendiğinden, kuyumculuk ürünlerinin çeşitlerinde belirgin bir artış oldu. Osmanlı topraklarında yaşamış çok sayıda etnik kimliklerin kültürünü ve binlerce yıllık uygarlıkların izlerini taşıyan Osmanlı kuyumculuğu, bu uygarlıklardan esinlenerek kendi özgün takılarını üretti. Osmanlı Sarayı’nda çeşitli hizmet erbabı sınıflar mevcut olup bunlardan biri de “Ehl-i Hiref denilen sanatkârlar zümresiydi. Bunlar arasında yer alan kuyumcular Topkapı Sarayı'nın Orta Kapısı ile Akağalar Kapısı arasında kalan “Bîrun” denilen bölümde yaşamaktaydılar. Âmirlerine kuyumcubaşı denirdi. Kuyumcular, devşirmelerin kabiliyetlilerinden yetiştirilirdi.  Ehl-i hiref teşkilâtında kuyumculukla uğraşan pek çok ustanın ve çeşitli bölüklerin yer aldığı belgelerden anlaşılmaktadır ki, bunların başında altın işçiliği yapan "Zergerân" bölüğü gelmektedir. Yeşim, necef ve maden eserler üzerine altın kakmacılığı yapanlara "Zernişâni", taş yontucu ve işlemecilere "Hakkâkân", taşa foya yapanlara ise "Foyager" denilmekteydi.

Detaylar
Lot: 12 » Porselen

OSMANLI SARAYI’NA YAPILMIŞ “ÇİN” PORSELEN ÇİFT ZEMZEMLİK

"Sultan II.Abdülhamid Han Tuğralı"

18.Yüzyıl başı. Çin. Qing Hanedanı, Kangxi (1662-1722) dönemi. Çift. Bleu poudré, Osmanlı Sarayı için özel olarak tasarlanılarak imal edilmiş. “Hilal” formlu ağız yapısına sahip porselen (monokrom) gövdeleri platform kaideli ve damla formunda. Altın yaldız ile kafes üslubu floral tezyinatlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı, sah ve çeşnili (19.Yüzyıl) Osmanlı Sarayı’nda eklenen gümüş parçalar “Rumî” üslubunda tezyinatlı, orijinal zincirli. Osmanlı Sarayı Yüksek Erkânı’nın estetik ve zevk anlayışını en güzel yansıtan örneklerden, ele geçmesi zor yüksek kıymette koleksiyonluk şaheserlerdir.

Provenans: NY Elizabeth / Beverly Hills, ABD
Christie’s, London / 27.04.2017 Art of the Islamic World, Lot: 172

Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ

Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.

Yükseklik: 33.5 cm. (her biri.)

Batının porselen ile ilk tanışmasının 13. Yüzyılda Venedikli seyyah Marko Polo’nun seyahatnamesi ile olduğu bilinmektedir. Doğuda en eski devirlerde bile kullanılan Çin porselenlerini “fağfuri” tabiri ile bizim ülkemizde yüzyıllardır kıymetle aranan eşyaların arasında en başta görürüz. Buna en güzel örnek Topkapı Sarayı Çin Porselenleri Koleksiyonu’dur. Osmanlı Sarayları’nda ilk olarak Sultan II.Beyazıd zamanında Çin porselenlerinden bahsedilir. Sultan I.Selim’in İran ve Mısır seferlerinden birçok porseleni İstanbul’a getirdiği bilinmektedir. Kanuni Sultan Süleyman Çin porselenlerine çok meraklı idi, hatta devlet erkânını Çin porselenleri kullanmaya teşvik ettiği gibi bunları hediye olarak da tercih ederdi. Osmanlı Sarayı’ndan özel olarak Çin’e defalarca kervanlar gönderildiği kayıtlarla sabittir. İstanbul’a uzak doğudan gelen her kervanın en kıymetli eşyasını fıçılar içine itina ile yerleştirilmiş Çin porselenleri teşkil ederdi. Bunlar İstanbul’da hatta İmparatorluk sınırları içindeki müşterilerin zevkine sunulur ve yüksek fiyatlarla satılırdı, bu eserlerin en iyi alıcısı kuşkusuz saraydı.

Detaylar
Lot: 20 » Obje

ŞEYH MUHAMMED ZÂFİR EFENDİ’YE AİT NECEF MÜHÜR

19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1301 tarihli. Saray işi. Sultan II.Abdülhamid Han’ın Şeyhi “Muhammed Zâfir Efendi” için özel olarak tasarlanılarak neceften imal edilmiş. Hakkak işi, dönerli, üç (3) yüzlü. Talik hattı ile “Muhammed Zâfir,1301”, “Osmânî” ve “Men sabara zafara / Sabreden zafere ulaşır” ibareli. Fevkalade kondisyonda. Şâzeliyye Şeyhi Muhammed Zâfir Efendi’nin şahsına ait olması sebebi ile büyük önem ve kıymet arz eden, ele geçmez nadirlikte gerçek koleksiyonluk eserdir.

Ölçüler: 12 x 18 mm.

Gemolojide (değerli taşlar bilimi) kaya kristali (rock crystal) olarak adlandırılan doğal kristal necef, kuvars grubundan yarı değerli bir taştır. Necef denmesinin nedeni Osmanlı döneminde Irak’ta Kule yakınlarındaki Necef kentinden getiriliyor olmasıdır. Necefin yer aldığı kuvars grubu taşlar çok güçlü bir kristal iskelet yapısına sahiptir. Bu yapı onları son derece sert ve dayanıklı kılar, yarılmalarını önler. Mohs ölçeğine göre sertlik derecesi 7, elmasınki ise 10’dur, bu sebeple işlenmesi üstün bir yetenek ve tecrübe gerektirir. Yüzyıllar boyu hastalıkları tedavi etmede ve büyü gibi mistik ritüellerde kullanılan necef taşının, kişinin etrafındaki kötü enerjiyi dağıtarak pozitif enerjiye çevirdiğine, zihinsel açıdan konsantrasyon algısını güçlendirdiğine, canlılık ve güç kayıplarına engel olduğuna, ruhsal dengenin sağlanması ve iç huzurun bulunabilmesine faydalı olduğuna inanılmıştır.

Detaylar
Lot: 25 » Tablo

İBRAHİM ÇALLI (1882-1960)

“Semazen”

Eski Türkçe imzalı. Mukavva (duralit) üzeri yağlıboya. Celi talik hattı ile “Ya Hazreti Mevlana” ibareli.
Eser, Folkart’ın yayınladığı “İbrahim Çallı” kitabının 270.sayfasında yer almaktadır.

Sergi: Eser, “Türk Resminin Bohem ve Asi Fırçası İbrahim Çallı” sergisinde yer almıştır.

Literatür: Türk Resminin Bohem ve Asi Fırçası İbrahim Çallı, 2021 / Folkart (Sayfa: 270)

Referans: E.Benezit / Cilt: 2 Sayfa: 463

Ölçüler: 76 x 45 cm.

1882 yılında Denizli’nin Çal kasabasında doğdu. 1906-10 yılları arasında Sanay-i Nefise Mektebi’nde öğrenim görmüş, ertesi yıl devlet tarafından Paris’e yollanarak Fernand Cormon’un atölyesinde eğitim görmüştür. 1914 yılında yurda dönen sanatçı Sanay-i Nefise’de hocalığa başlamıştır. Çallı burada tam 33 yıl boyunca sayısız öğrenci yetiştirmiştir. Çallı, 1917 yılında kurulan Şişli Atölyesi’nde de görev alarak, burada ürettiği yapıtlarla Viyana Sergisi’ne katılmıştır. Çallı ve arkadaşları Türkiye’ye Fransız İzlenimcileri’nin yoğun etkilerini getirmişler ve Çallı Kuşağı olarak adlandırılan 1914 Kuşağı sanatçılarının öncüleri arasında yer almışlardır. Sanatçının canlı, parlak renkler ve serbest fırça vuruşlarıyla yaptığı manzaralarında, özellikle manolyaları, gülleri ve meyveleri işlediği natürmortlarında, portre ve çıplaklarında bir duyumsallık söz konusudur. Bu özelliği, onun bir gözlemci olmaktan çok, nesneyle kaynaşıp bütünleşen bir yapıya sahip olduğunu gösterir.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 9
sonraki