Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
OSMANLI 19.YÜZYIL GUBARİ HAT LEVHA
“Seyyid Ahmed Hilmî”
19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1282 tarihli. Ketebeli. Hattatı “Es-Seyyid Ahmed el-Hilmî”. Hocası “El-Hac es-Seyyis Ahmed el-maruf Hamdi el-Hüseni”. Aharlı kağıt üzerine is (siyah) mürekkebi ile yazılmış. Merkezine celi talik hattı ile “Muhammed” lafzı, içerisine ise nesih hattı ile “Yâsîn Suresi” tatbik edilmiş. Zengin altın yaldız ve çok renk ile “Rumî” üslubunda üst düzey tezhipli. Zencerekli ve altın cetvelli. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 32 x 41 cm.
HÜSEYİN ABDULLAH KETEBELİ KUR’AN-I KERİM / HİCRİ 963
16.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 963 (1555) tarihli. “Hüseyin Abdullah” ketebeli. Aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi kullanılarak nesih hattı ile yazılmış. Ser levhasında “Kufi” hattı kullanılmış. Klasik tezhipli, altın cetvelli, altın duraklı. Şemseli, salbekli ve zencirekli deri cildi içerisinde. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez müzelik bir örneğidir.
Ölçüler: 14.5 x 11 cm.
DERVİŞ MEHMED EFENDİ KETEBELİ KUR’AN-I KERİM / HİCRİ 1107
17.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1107 (1695) tarihli. “Derviş Mehmed” ketebeli. (Kevkeb olabilir) Hocası “Ahmed Nuri el-Üsküdari”. Büyük rahle boy. Aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi kullanılarak nesih hattı ile yazılmış. Klasik tezhipli, altın cetvelli, altın duraklı. Şemseli, salbekli deri cildi içerisinde. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 31 x 21 cm.
İBRAHİM FEHMÎ EFENDİ KETEBELİ KUR’AN-I KERİM / HİCRİ 1282
19.Yüzyıl. Osmanlı. Hicri 1282 (1865) tarihli. “İbrahim Fehmî” ketebeli. Hocası “Es-Seyyid Abdullah”. Büyük boy. Aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi kullanılarak nesih hattı ile yazılmış. Klasik tezhipli, altın cetvelli, altın duraklı. Şemseli, salbekli ve zencirekli deri cildi içerisinde. Cilt sırtı altın yaldız stilize tezyinatlı. İbrahim Fehmi Efendi’nin yazdığı bir Kur’an-ı Kerim “Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu”nda yer almaktadır. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 24 x 17 cm.
ESMA-İ ASHÂB-I BEDİR
19.Yüzyıl. Osmanlı. Hz.Muhammed ile birlikte Bedir Savaşı’na katılan sahabeler. Aharlı kağıt üzerine is (siyah) mürekkebi ile kaleme alınmış. Klasik Rumî üslubu tezhipli, altın cetvelli. Yoğun altın yaldız bezemeli. Orijinal deri cildi içerisinde. Fevkalade kondisyonda. Türk Hat Sanatı’nın nadir ele geçen koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 16 x 10.5 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL “SARAY İŞİ” CÜZ KESESİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi kalitede ve sultani özelliklerde mor renk kadife üzerine altın kılaptan kullanılarak dival işi tekniğinde imal edilmiş. Merkezine “Osmanlı Saltanat Arması” işlenmiş ve Osmanlı Rokokosu üslubunda stilize floral motifler ile zenginleştirilmiş. Zarf formunda. Askılı, çift püsküllü. Estetik ve görsel yönden dikkat çekici, ele geçmez koleksiyonluk eserdir.
Ölçüler: 19 x 27.5 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL EDİRNEKÂRİ SARAY İŞİ MÜHRE
19.Yüzyıl. Osmanlı. Edirnekâri. Saray işi. Sultan Abdülmecid Han (1839-1861) dönemi. Sultani özelliklerde ve üst seviye işçilik kalitesinde ıhlamur ağacından tempera boya ve zengin altın yaldız kullanılarak imal edilmiş. Opal taşlı. Tüm yüzeyi altın ile oluşturulmuş Rumî üslubunda stilize tezyinatlı. Tepe kısmı hilallerle zenginleştirilmiş “Şemse” motifli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Edirnekâri Sanatı’nın ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Uzunluk: 25 cm.
SULTAN II.MAHMUD HAN TUĞRALI “VEHBÎ USTA” YAPIMI GÜMÜŞ KOL DİVİTİ
19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Sultan II.Mahmud Han (1808-1839) tuğralı. Eski Türkçe “Amel-i Vehbî” usta damgalı. Gümüş. Battal boy. Cübbe kolunun içinde yani yende taşınan tip kol diviti. Birbirine tesbit edilmiş mürekkep hokkası ve kalem muhafazasından (kalemdan) oluşmakta, zincirinde fildişi maktası bulunmakta. Yalın işçilikli, kazıma (grave) ve kalemişi tekniği ile stilize bitkisel tezyinatlı. Altın vermeyli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın yüksek kıymette koleksiyonluk örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 109.sayfasında yer almaktadır.
Ölçüler: 4.5 x 27.5 x 6.5 cm.
Ağırlık: 465 gr.
Divit, genellikle silindir biçimli bir kalemdan ile bir hokkadan oluşan yazı takımıdır. Kolay taşınması için kalemdan ve hokka birbirine bağlı olarak tasarlanmıştır. Hattatlar ve katipler divitlerini bellerine sardıkları kuşağın içinde taşırlar, kaymasın diye de “divit şiltesi” denen genelde deriden yapılan bir kılıf içine koyarlardı. Divitlerde hokka kalemdanın alt bölümüne dışarıdan bakıldığında görülmeyecek biçimli vidalı olarak yerleştirilir ya da üst bölümün kenarına perçinlenirdi. Divitler boy ve özelliklerine göre başlıca “hattat diviti”, “kâtip diviti” ve “kassam diviti” olarak üçe ayrılır. Birçok malzemeden yapılmış olan divitler mevcut olsa da abanoz, fildişi ve altından olanlarına son derece nadir tesadüf edilir. Divit sanatkarlarına “Devati” denilir. Divit yapımı hayli ustalık ve emek isteyen zor bir sanat dalıdır. Evliya Çelebi (1611-1682) divitçi esnafına ait dükkânların Beyazıt’ta kağıtçılar içinde bulunduğunu nakletmiştir. “Devati”ler / Divitçiler, Süleymaniye Camii avlu duvarı önünde boydan boya sıralanmış kırka yakın dükkânda ve bir kısmı da Üsküdar’da bugün Arakıyeci Hacı Cafer Mahallesi adını taşıyan yerde 1900 başlarına kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI “LATÎF USTA” YAPIMI GÜMÜŞ KOL DİVİTİ
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı. Eski Türkçe “Amel-i Latîf” usta damgalı. Gümüş. Cübbe kolunun içinde yani yende taşınan tip kol diviti. Birbirine tesbit edilmiş mürekkep hokkası ve kalem muhafazasından (kalemdan) oluşmakta. Kalemdan sırtında “Mey erişir mülk-i Yemen’den geldin âşinâlık“ şeklinde beyit yazılı. Yalın işçilikli, kazıma (grave) ve kalemişi tekniği ile stilize şemseli rozetler ve bitkisel motifler ile tezyinli. Altın vermeyli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın nadir tesadüf edilen koleksiyonluk örneğidir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 109.sayfasında yer almaktadır.
Ölçüler: 4.5 x 25 x 6 cm.
Ağırlık: 373 gr.
Divit, genellikle silindir biçimli bir kalemdan ile bir hokkadan oluşan yazı takımıdır. Kolay taşınması için kalemdan ve hokka birbirine bağlı olarak tasarlanmıştır. Hattatlar ve katipler divitlerini bellerine sardıkları kuşağın içinde taşırlar, kaymasın diye de “divit şiltesi” denen genelde deriden yapılan bir kılıf içine koyarlardı. Divitlerde hokka kalemdanın alt bölümüne dışarıdan bakıldığında görülmeyecek biçimli vidalı olarak yerleştirilir ya da üst bölümün kenarına perçinlenirdi. Divitler boy ve özelliklerine göre başlıca “hattat diviti”, “kâtip diviti” ve “kassam diviti” olarak üçe ayrılır. Birçok malzemeden yapılmış olan divitler mevcut olsa da abanoz, fildişi ve altından olanlarına son derece nadir tesadüf edilir. Divit sanatkarlarına “Devati” denilir. Divit yapımı hayli ustalık ve emek isteyen zor bir sanat dalıdır. Evliya Çelebi (1611-1682) divitçi esnafına ait dükkânların Beyazıt’ta kağıtçılar içinde bulunduğunu nakletmiştir. “Devati”ler / Divitçiler, Süleymaniye Camii avlu duvarı önünde boydan boya sıralanmış kırka yakın dükkânda ve bir kısmı da Üsküdar’da bugün Arakıyeci Hacı Cafer Mahallesi adını taşıyan yerde 1900 başlarına kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
OSMANLI 19.YÜZYIL ESER-İ İSTANBUL (İANELİ) ARZUHÂLCİ SANDIĞI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Eser-i İstanbul. Hattat sandığı üslubunda tasarlanmış. İaneli (para gözlü) üç gözlü tek çekmeceye sahip. Kallavi ebatlarda. İşçilik ve malzeme kalitesi ile ön plana çıkan eser ahşap üzerine bağa (kaplumbağa kabuğu), sedef, kemik ve abanoz kakma tekniği ile stilize geometrik tezyinatlı. Emsaline rastlanılmamış eserin üst tablasında kumbara gözü bulunmakta. Kilit mekanizmalı, orijinal anahtarı mevcut. Fevkalade kondisyonda. Yüksek kıymette ele geçmez gerçek koleksiyonluk eserdir.
Ölçüler: 29.5 x 50 x 27 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL ESER-İ İSTANBUL HATTAT SANDIĞI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Eser-i İstanbul. Kallavi ebatlarda. İşçilik ve malzeme kalitesi ile ön plana çıkan eser ahşap üzerine bağa (kaplumbağa kabuğu), sedef ve kemik kakma tekniği ile stilize geometrik tezyinatlı. Panel merkezleri Osmanlı Rokokosu üslubunda stilize floral kompozisyonlar ile zenginleştirilmiş. Üstten bombe kapaklı, estetik kaide ayaklı ve tek hazneli. Fevkalade kondisyonda. Türünün ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 38 x 57 x 32.5 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL ESER-İ İSTANBUL HATTAT SANDIĞI
19.Yüzyıl. Osmanlı. Eser-i İstanbul. Rumî üslubunda şemse dekorlu. İşçilik ve malzeme kalitesi ile ön plana çıkan eser ahşap üzerine bağa (kaplumbağa kabuğu), sedef ve kemik kakma tekniği ile stilize geometrik tezyinatlı. Panel merkezleri Osmanlı Rokokosu üslubunda stilize floral kompozisyonlar ile zenginleştirilmiş. Üstten kubbesel bombe kapaklı, tek hazneli, kilit mekanizmalı. Türünün ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 26 x 38 x 23 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL “HATEMKÂRΔ OK KUBURU
19.Yüzyıl. Osmanlı. Hatemkârî Sanatı ile dekore edilmiş, Rumî üslubu motifler ile zenginleştirilmiş. Fildişi, sedef ve abanoz kullanılarak tezyin edilmiş. Üstten kapaklı ve ok yuvalı. Fevkalade kondisyonda. Türünün ele geçmez nadirlikte ve kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Sultanların Silahları, 2007 / T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ölçüler: 65 x 14 x 7 cm.
Kemankeşlik (Okçuluk) tarihi çok eskilere dayanan bir kültürdür. Ok ve yayın, arkeolojik bulgular ışığında Asya steplerinde yaşayan Türk kavimlerinin hayatında en az at ve çadır kadar eski ve onlar kadar bir öneme haiz olduğu bilinmektedir. Tarih öncesi dönemlerden beri savaş ve av aleti olarak kullanılan ok ve yay Eski Mezopotamya ve Anadolu’da güç sembolü olarak görülmüştür. Farklı uygarlıklara göre baş tanrı ile savaş ve av tanrılarının alâmetidir. Tarihte okçuluk dini bir hüviyet ve özel bir önem kazanmıştır. Osmanlılar’da okların kullanıldığı amaca göre tirkeş (savaş), tâlimhâne, puta (hedef), menzil (pişrev, yeksüvâr, zergerdân), meşk (heki, karabatak, azmayiş), ateş ve tatar okları gibi türleri vardır. Osmanlı Askeri Teşkilatı’nın alâmetleri arasında “ok ve yay”da bulunmaktadır. Osmanlı ordusunda tüfeğin yaygınlaşmasına kadar çok etkili bir savaş aracı olarak kullanılmıştır. Osmanlı ordusunun ok ve yay tedariği Cebeci Ocağı tarafından görülmekteydi.
OSMANLI AFYON İŞİ “SALTANAT ARMALI” TABAKA
Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) dönemi. Afyon işi. Hicri 1319 tarihli. Eski Türkçe (Osmanlıca) ile “Saffet” ibareli. Ön yüzüne tenzil işi gümüş teller ile “Osmanlı Saltanat Arması” çalışılmış, stilize floral motifler ile zenginleştirilmiş. Arka yüzü ön yüzdeki tezyinatın devamı niteliğinde floral bir kompozisyon ile bezeli. Fevkalade kondisyonda. Türünün estetik ve seçkin bir örneğidir.
Ölçüler: 9.5 x 7 cm.
TURQUERIE SANATI 19.YÜZYIL FRANSIZ YELPAZE
19.Yüzyıl başı. Fransız. “C.D” sanatçı imzalı. Osmanlı Pazarı için Turquerie Sanat Akımı’nın etkisinde imal edilmiş. Rokoko üslubunda dekore edilmiş. Altın ve gümüş bezemeli ajurlu sapı fildişinden, katlanır formda. Kağıt yaprağı realist saray yaşamı konulu figüratif resim çalışmalı. Özel yapım teşhir çerçevesi içerisinde. Fevkalade kondisyonda. Türünün ele geçmez seçkin ve koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 26 x 50 cm.
Çerçeve Ölçüsü: 37 x 63 cm.
TURQUERIE 19.YÜZYIL “MEISSEN” PORSELEN ÇİFT FİGÜR
“Sultanın Atı ve Seyisi”
19.Yüzyıl başı. Turquerie. Meissen imalat damgalı, model numaralı. Çift. Johann Joachim Kaendler’in 1700’lerin ortalarında tasarladığı “Sultanın Atı ve Seyisi” konulu. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, renksiz şeffaf sırlı ve çok renk sıraltı boyamalı. 1721 yılında Osmanlı Elçisi Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin Paris’e gönderilmesi ile özellikle Fransa’da başlayan ve öteki Avrupa merkezlerine de yayılan Turquerie Sanat Akımı’nın etkisi altında son derece görsel ve estetik şekilde tasarlanılarak imal edilmiş. Realist üslupta otantik kıyafetler içinde tasvir edilmiş seyislerin başı serpuşludur. Haliyle. Fevkalade görsellikte, nadir damgaya sahip koleksiyonluk eserlerdir.
Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ
Ölçüler: 26 x 22 x 11 cm. - 24 x 22 x 11 cm.
VİYANA 18.YÜZYIL “SAX” PORSELEN ZENNE TİP LEĞEN İBRİK TAKIMI
18.Yüzyıl. Avusturya. Sax. Viyana imalat damgalı (mavi sepet damga). Osmanlı Saraylısı’nın estetik ve zevk anlayışının en güzel örneklerinden. Benzer örneği Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda yer almakta. Zenne tip ibrik, sabunluk ve leğen olmak üzere 3 parçadan müteşekkil. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, renksiz şeffaf sırlı, sıraltına çok renk realist çiçek buketleri ve stilize floral motiflerle tezyinli. Krokodil desenli, altın konturlu. Rokoko üslubunda yoğun altın yaldız bezemeli. Leğeni kallavi ebatlarda, sabunluğu aykırı formda ve ajurlu. İbriği zenne boyda, taşıma kulplu ve emzikli, kapak tutamağı çiçek formunda. Fevkalade kondisyonda, eksiksiz ve kusursuz tam takım. Eserin damgası “Porselencilik Tarihi” kitabının 105.sayfasında yer almakta. Osmanlı Sarayı ve çevresine 18.Yüzyıl’da Meissen ile birlikte en fazla sipariş edilen Viyana Porselenleri’nin yüksek kıymette ele geçmez bir şaheseri ve müzelik örneğidir.
Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ
İbrik Ölçüsü: 27 x 19 cm.
Sabunluk Çap: 24 cm.
Leğen Ölçüsü: 8 x 32 cm.
Avrupa’da porselen sanayi 18.Yüzyıl ile beraber başlar. Gerçi bu zamana kadar çok yüksek kalitede fayans imal edilmiş ise de kaolin porseleni tabir edilen sert kaya porseleni imali ancak 1709 tarihinde başlamıştır. Bu fabrikalarda Osmanlı pazarı için imal edilen porselen çeşitlerinin Türk’ün asil zevkine göre yapılması, Türk desenlerinin Avrupa’da yayılmasında mühim rolü olduğunun işaretidir. Şarkta resmin şiddetle günah sayıldığı bu devirlerde en iyi alıcı olması dolayısı ile Türkiye Saks ve Viyana fabrikaları işleri üzerinde mühim tesirler yapmış, fabrika tezgâhlarında şark imalatı için hususi teşkilatlar vücuda getirip, canlı şekillerin tasvirleri yerine rengârenk çiçek demetlerinin, gül destelerinin bin bir güzelliklerini yalnız Türkiye için nakşetmişlerdir. Topkapı Sarayı Müzesi ile diğer müzelerdeki büyük koleksiyonlarda hayretle seyrettiğimiz Avrupa porselenleri arasındaki Türkiye için hazırlanmış eserleri üzerlerindeki tezyinattan tanımaktayız. Saksunya Kralı Frederick Auguste tarafından Dresden’de kurulan fabrikada 1710 tarihinde oldukça mükemmel bir halde yapılmağa başlanan porselencilik ile Viyana’da yapılan porselen imali, mamulatı itibariyle aynı denecek kadar kalite ve görsel benzerliğe haiz olduğundan bizde Saksunya ya da SAX denince bu iki fabrikanın porselenleri birden hatıra gelir. Bu fabrikalar Türkiye için on dokuzuncu asır sonlarına kadar bu şekilde hususi ihracat yapmışlardır. Yalnız bu işlerin harcı âlem bir meta değil lüks eşyası olarak o zamanda dahi birkaç altın liradan aşağı tedarik edilmediğini unutmamak lazımdır.
YILDIZ PORSELEN TABLALI SARAY İŞİ ROKOKO SEHPA
19.Yüzyıl. Osmanlı. “Ay-Yıldız” imalat damgalı. “Sene 1312 / 3” tarihli. Sultan II.Abdülhamid Han dönemi. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu özel üretimlerinden. Saray işi. Döküm sehpası Rokoko üslubunda tasarlanmış, altın vermeyli. Porselen tabla üst seviye fırça kalitesinde peyzaj çalışmalı. Altın yaldız bezemeli, altın konturlu. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, şeffaf sırlı. Yuvarlak formlu, düz dipli, hafif yüksek kenarlı. Eserin benzer örneği Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda yer almakta. Görseli “Topkapı Sarayı Müzesi Yıldız Porselenleri” kitabının 369. sayfasındadır. Fevkalade kondisyonda. Türk Porselen Sanatı’nın benzer örnekleri “Saray Koleksiyonları”nda yer alan yüksek kıymette ele geçmez müzelik şaheseridir.
Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ (Sayfa:116)
Topkapı Sarayı Müzesi Yıldız Porselenleri, 2015 / Hülya Kalyoncu (Sayfa:369)
Ölçüler: 83 x 46 cm.
Türk Çini Sanatı’nı canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla Sultan II. Abdülhamid Han tarafından 1891 yılında Yıldız Sarayı bahçesinde Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu kurulmuştur. Hemen üretime başlayan Fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya adeta yeniden yaptırılmıştır. Fabrika’nın kuruluşunda gerekli olan ileri teknoloji, her türlü malzeme ve kalıp Fransa'daki Sèvres ve Limoges fabrikalarından getirilmiştir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen eserlerin tümünde fabrikanın orijinal amblemi olan “Ay-Yıldız” damgası yer almaktadır. Damganın hemen altında eserin hangi yılda üretildiği yazar. Hereke Fabrikası gibi bir imparatorluk fabrikası olan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen porselenler, öncelikli olarak son dönem saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanılmış ve armağan olarak yabancı hanedanlara sunulmuştur. Fabrikada birçok yerli ve yabancı sanatçı çalışmıştır. Bu sanatçıların en önemlilerinden biri olan Halid Naci, padişah tarafından yetiştirilmek üzere Sèvres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Fabrikanın kurulduğu ilk yıllarda üretilen eserler, form ve bezeme açısından Fransız porselenlerinin etkisindedir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’ndaki üretim, 1909 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesiyle durdurulmuştur. Bu dönemde Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü'ne bağlanan fabrikanın yeniden üretime geçmesi için Müze-i Hümâyûn’un müdürü olan Osman Hamdi Bey girişimlerde bulunmuştur. 1910 yılında Osman Hamdi Bey'in ölümüyle Halil Edhem Bey, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu'nu yeniden çalıştırma hazırlıklarına başlar ve 1911 yılında fabrikada yeniden üretime geçilir.
OSMANLI 17.YÜZYIL BURSA İŞİ ÇATMA
17.Yüzyıl. Osmanlı. Bursa tezgahlarında çatma tekniğiyle dokunmuş. Salbekli şemse madalyonlu, stilize lale ve karanfil motifleri ile bezeli. Çözgüsü ve favları ipek, atkısı pamuk. Zemin üzerine daha uzun tutulan ikinci bir takım iplikle hav oluşturularak sağlanan zeminden yüksek motiflerle desenlenmiş. Benzer örnekleri Metropolitan Museum, Victoria & Albert Museum, British Museum, Benaki Museum, Gulbenkian Museum, Topkapı Sarayı Müzesi ve Sadberk Hanım Müzesi gibi dünyanın önde gelen müzelerinde yer alan Osmanlı Tekstil Sanatı’nın yüksek kıymette müzelik bir örneğidir.
Referans: Çatma ve Kemha, 2007 Hülya Bilgi / Sadberk Hanım Müzesi
Ölçüler: 119 x 68 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL “SARAY İŞİ” TOMBAK LEĞEN
19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi. Emsaline rastlanılmamış estetik ve görsellikte. Sultani özelliklerde bakırdan dövme tekniği ile imal edilmiş, altın ve cıva amalgamı ile tombaklanmış. Kallavi ebatlarda. Osmanlı Rokokosu üslubunda kazıma (grave) tekniği ile stilize floral tezyinatlı, bordürü çepeçevre estetik harikası girlandlarla çevrili. Merkezinde alev saçan bir penç motifi bulunmakta. Düz dipli, geniş ve yayvan hazneli, dışa dönük ağızlı. Osmanlı Tombak Sanatı’nın en kıymetli örneklerinden olan bu tip leğenler Osmanlı Sarayı’nda ayak sehpaları ile kullanılır ve hizmete “ibrik gülamı” ile “ibrikdar” bakardı. Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda “Başkadın Servetseza Hanım”a ait olan gibi az da olsa örnek mevcuttur. Türk Maden Sanatı’nın emsalleri müze koleksiyonlarında yer alan yüksek kıymette ele geçmez bir şaheseridir.
Referans: Tombak Altından Süzülen Zarafet / Yapı Kredi Yayınları, 2018
Ölçüler: 13 x 59 cm.
Tombak, altın-cıva karışımı ile kaplanmış bakır ve bakır alaşımı eşyanın genel adıdır. Altın ve gümüşün özelliği cıva içinde çözülebilmeleri yani sıvılaşabilmeleridir. Bu, cıva ile altın karışımı sıvıya amalgam denir. Bu özellikten yararlanılarak gerçekleştirilen yaldızlama ya da Osmanlıca adıyla tombaklama tekniği ile çok sağlam ve düzgün bir kaplama elde edildiği için günümüze kadar kullanılmıştır. Tombaklama yapmak için cam veya porselen bir kabın içinde cıva ve çok ince kıyılmış 24 ayar altın karıştırılır. Bu karışım ahşap bir çubukla karıştırılarak, altının cıva içinde tümüyle çözülmesi yani sıvılaşması sağlanır. Daha sonra ince bir tülbentle süzülen sıvı alaşım yani amalgam kullanıma hazır hale gelmiştir. Altın kaplanacak eşyanın yüzeyi bütün oksit ve kirlerden temizlenip kurutulur. Tombak yapılacak yüzeye bir fırça, mantar parçası veya bez tampon ile amalgam yedirilerek sürülür. Tombaklanmış eşya, küllenmekte olan odun kömürü ateşi üzerine konularak veya düşük ısıda fırınlanarak civanın uçması sağlanır. (Bu safhada buharlaşan civanın solunması son derece tehlikelidir ve geçmişte bu mesleği yapan kişilerde hayati sorunlara yol açmıştır, ustasını öldüren sanat diye bahsedilir) Geriye kalan altın, yüzeye iyice sızmış ve yapışmış olduğundan kaplama oldukça kalitelidir.
OSMANLI 19.YÜZYIL “SARAY İŞİ” TOMBAK GÜĞÜM
19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi. Kallavi ebatlarda. Sultani özelliklerde bakırdan dövme tekniği ile imal edilmiş, altın ve cıva amalgamı ile tombaklanmış. Oval düz tavanlı, şişkin uzun gövdeli, geniş boyunlu. Kulplu ve geniş emzikli. Kazıma (grave) tekniği ile Osmanlı Rokokosu üslubunda stilize floral tezyinatlı. Tombak kondisyonu çok iyi durumda. Benzer örneği Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda Envanter No SHM 402 M.69 ile yer almakta. Türk Maden Sanatı’nın emsalleri müze koleksiyonlarında yer alan yüksek kıymette ele geçmez bir şaheseridir.
Referans: Eserin benzer örneği “Tombak / Altından Süzülen Zarafet” isimli kitabın 114. sayfasında yer almaktadır. Yapı Kredi Yayınları, 2018
Ölçüler: 20.5 x 17 cm.
Tombak, altın-cıva karışımı ile kaplanmış bakır ve bakır alaşımı eşyanın genel adıdır. Altın ve gümüşün özelliği cıva içinde çözülebilmeleri yani sıvılaşabilmeleridir. Bu, cıva ile altın karışımı sıvıya amalgam denir. Bu özellikten yararlanılarak gerçekleştirilen yaldızlama ya da Osmanlıca adıyla tombaklama tekniği ile çok sağlam ve düzgün bir kaplama elde edildiği için günümüze kadar kullanılmıştır. Tombaklama yapmak için cam veya porselen bir kabın içinde cıva ve çok ince kıyılmış 24 ayar altın karıştırılır. Bu karışım ahşap bir çubukla karıştırılarak, altının cıva içinde tümüyle çözülmesi yani sıvılaşması sağlanır. Daha sonra ince bir tülbentle süzülen sıvı alaşım yani amalgam kullanıma hazır hale gelmiştir. Altın kaplanacak eşyanın yüzeyi bütün oksit ve kirlerden temizlenip kurutulur. Tombak yapılacak yüzeye bir fırça, mantar parçası veya bez tampon ile amalgam yedirilerek sürülür. Tombaklanmış eşya, küllenmekte olan odun kömürü ateşi üzerine konularak veya düşük ısıda fırınlanarak civanın uçması sağlanır. (Bu safhada buharlaşan civanın solunması son derece tehlikelidir ve geçmişte bu mesleği yapan kişilerde hayati sorunlara yol açmıştır, ustasını öldüren sanat diye bahsedilir) Geriye kalan altın, yüzeye iyice sızmış ve yapışmış olduğundan kaplama oldukça kalitelidir.
OSMANLI 19.YÜZYIL TOMBAK BUHURDAN
19.Yüzyıl. Osmanlı. İstanbul işi. Osmanlı Rokokosu üslubunda tasarlanmış. Bakırdan dövme tekniği ile imal edilmiş, altın ve cıva amalgamı ile tombaklanmış. Rokoko “S” kıvrımlı üç ayak üzerinde, yuvarlak tablalı. Kubbesel kapağı ajurlu, kapak tutamağı tomurcuk formunda. Kazıma (grave) ve kalemişi tekniği ile stilize floral tezyinatlı. Saray işi kalitede ve kondisyonda. Benzer örneği Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda Envanter No SHM 3695 İHK.632 ile yer almakta. Türk Maden Sanatı’nın yüksek kıymette nadir ve koleksiyonluk örneğidir.
Referans: Eserin benzer örnekleri “Tombak / Altından Süzülen Zarafet” isimli kitabın 176, 177 ve 179. sayfalarında yer almaktadır. Yapı Kredi Yayınları, 2018
Ölçüler: 19.5 x 18.5 cm.
Tombak, altın-cıva karışımı ile kaplanmış bakır ve bakır alaşımı eşyanın genel adıdır. Altın ve gümüşün özelliği cıva içinde çözülebilmeleri yani sıvılaşabilmeleridir. Bu, cıva ile altın karışımı sıvıya amalgam denir. Bu özellikten yararlanılarak gerçekleştirilen yaldızlama ya da Osmanlıca adıyla tombaklama tekniği ile çok sağlam ve düzgün bir kaplama elde edildiği için günümüze kadar kullanılmıştır. Tombaklama yapmak için cam veya porselen bir kabın içinde cıva ve çok ince kıyılmış 24 ayar altın karıştırılır. Bu karışım ahşap bir çubukla karıştırılarak, altının cıva içinde tümüyle çözülmesi yani sıvılaşması sağlanır. Daha sonra ince bir tülbentle süzülen sıvı alaşım yani amalgam kullanıma hazır hale gelmiştir. Altın kaplanacak eşyanın yüzeyi bütün oksit ve kirlerden temizlenip kurutulur. Tombak yapılacak yüzeye bir fırça, mantar parçası veya bez tampon ile amalgam yedirilerek sürülür. Tombaklanmış eşya, küllenmekte olan odun kömürü ateşi üzerine konularak veya düşük ısıda fırınlanarak civanın uçması sağlanır. (Bu safhada buharlaşan civanın solunması son derece tehlikelidir ve geçmişte bu mesleği yapan kişilerde hayati sorunlara yol açmıştır, ustasını öldüren sanat diye bahsedilir) Geriye kalan altın, yüzeye iyice sızmış ve yapışmış olduğundan kaplama oldukça kalitelidir.
SULTAN ABDÜLMECİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ SERLİ “BACCARAT” NARGİLE
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülmecid Han (1839-1861) tuğralı. Estetik gümüş seri kubbesel formda tasarlanmış, yalın işçilikli. Osmanlı zevkine uygun billur şişesi Fransa Kralı 15.Louis’nin Kraliyet emri ile kurulan “Baccarat” imalatı. Kesme (grave) tekniği ile geometrik dekorlu, gümüş bilezikli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı'nın yüksek zevkini gözler önüne seren koleksiyonluk ve seçkin bir örnektir.
Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 46.sayfasında yer almaktadır.
Yükseklik: 42 cm.
Ağırlık: 427 gr.
ÇİN 18.YÜZYIL QİNG HANEDANI “KANGXI DÖNEMİ” BLEU-BLANC PORSELEN ÇİFT EMZİKLİ MATARA
Çin. 18.Yüzyıl başı. Saray işi. Qing Hanedanı, Kangxi (1661-1722) dönemi. Osmanlı Sarayı için özel yapım. Topkapı Sarayı Ehl-i Hiref Atölyeleri “Cemaat-i Kazganyân-ı Hâssa” sanatkarları tarafından eklenmiş kubbesel çift gümüş kapaklı, zincirli. Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda bu tip maden eklemeler yapılmış 187 adet porselen mevcuttur. Platform kaideli, armudi şişkin gövdeli, sarmal çift emzikli. Beyaz hamurlu, beyaz astarlı, renksiz şeffaf sırlı, sıraltına kobalt mavi renkte. Stilize floral motiflerle bezeli. Haliyle. Tıpkı benzerleri Topkapı Sarayı Müzesi, Rijksmuseum Amsterdam, Victoria & Albert Museum, Shanghai Museum ve Princessehof Ceramic Museum Koleksiyonu’nda yer almaktadır. Osmanlı'da her zaman güç ve zenginliğin göstergesi olmuş Çin porselenlerinin benzer örnekleri Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda yer alan yüksek kıymette müzelik bir örneğidir.
Referans: Chinese Ceramics in the Rijksmuseum Amsterdam, Jan Jorg / Sayfa: 257
China for the West Chinese Porcelain, David Howard and John Ayers / Sayfa: 59
Chinese Export Porcelain Chine de Commande, D. F. Lunsingh Scheurleer / Sayfa: 216
Ölçüler: 22 x 10 x 7 cm.
ATATÜRK’ÜN NECMEDDİN OKYAY’A ÖZEL YAPTIRDIĞI 2 CİLT NUTUK
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile özel olarak yapılan 15 takım Nutuk’tan biri. Özel lüks baskılı 2 cilt. Ciltleri ve ebruları Atatürk’ün talimatı ile Necmeddin Okyay tarafından yapılmış. Deri, klasik dönem Rumî üslubu tezyinatlı. Şemseli, salbekli, köşebentli ve zencirekli. Altın ve gümüş bezemeli, altın cetvelli. Fevkalade kondisyonda. Ele geçmez ve paha biçilmez eserlerdir.
Atatürk, 1927’de dönemin önemli hattat, mücellit ve ebrucusu Necmettin Okyay’a özel lüks baskılı 15 adet Nutuk nüshasına ayrı ayrı deri cilt ve ebru yapması talimatını vermiştir. Necmettin Okyay ciltlerdeki motifler için Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’ndaki kitap kalıplarını kullanmış ve eserleri “Necmeddin Ebrusu” denen kendi ebruları ile tamamlamıştır. Atatürk, hizmeti karşılığı sanatçıya 400 lira gibi yüksek bir ücret ödemiştir. Necmeddin Efendi ise bu para ile Şeyh Hamdullah’ın Sultan II.Bayezid için yazdığı Kuran-ı Kerim’i satın almış ve Topkapı Sarayı Müzesi’ne kazandırmıştır.
Referans: Diğer bir örneği “Genelkurmay Askeri Tarih Arşivi”nde “Atatürk’e ait Nutuk” olarak korunmaktadır.
Ölçüler: 24 x 18 cm. (her biri)