OSMANLI 19.YÜZYIL SARAY İŞİ MÜZELİK ÇUBUK TAKIMI

19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi. Sultani özelliklerde. Müstesna çubuk takımı Tophane işi lüle, Kayseriye çubuk ve imameden oluşmakta. Tophane işi lülesi “Dev Lüle” tabir edilen boyutlarda. Kırmızı lüleci çamurundan yapılmış, çanağı geniş, iri kabartma dilimli, floral süslemeli, yoğun ve zengin altın yaldız bezemeli. Kehribar imamesi (ağızlık) 3 parçadan müteşekkil. Yıldız taşı bilezikli. Göbeği 22 ayar altın üzerine üst seviye işçilikle pembe, kırmızı ve su yeşili renk mine ile tezyinli. Uzun “Kayseriye” çubuklu. 141 cm.’lik çubuğu en kıymetli ve makbul “Ortaköy Yasemini”nden, boğumlu ve sırma örgülü.

Osmanlı Sarayı’nda tütün özel bir merasimle bu tip çubuk takımları ile içilirdi. Bu düzeni çubukçubaşı / çubuk ağası emrindeki 10 çubukçu ve bir ateşçiyle “adab-ı mahsus” ile idare ederdi. Saraya en kıymetli çubuklar İstanbul Ortaköy’de bu iş için kurulan Yasemin Bahçeleri’nden çok meşakkatli ve uzun uğraşlar sonucu hazırlanır gelirdi. Osmanlı Sarayı Yüksek Erkânı’nın estetik ve zevk anlayışının en güzel örneklerinden olan müstesna eser fevkalade kondisyondadır. Benzer örnekleri müze koleksiyonlarında yer alan Osmanlı Tophane Sanatı’nın ele geçmez, yüksek kıymette müzelik şaheseridir.

Referans: Tophane Lüleciliği, 1963 / Hüseyin KOCABAŞ
Tophane Lüleciliği, 2007 / Prof. Dr. Erdinç BAKLA

Çubuk Uzunluğu: 141 cm.
İmame Ölçüleri: 14 x 3.5 cm.
Lüle Ölçüleri: 6.5 x 12 cm.

Tütün,1500 yıllarında Antiller’den İspanyol gemicileri vasıtasıyla İspanya’ya ve oradan Avrupa’ya yayılmıştır. Anadolu’ya ise Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1605) Venedikli tüccarlar tarafından sokulmuş ve kullanılışı kısa bir zamanda yayılmıştır. Tütün bitkisi, kurutulmuş yaprakların yakılması ile ortaya çıkan dumanın içe çekilmesi veya tozlarının enfiye halinde buruna çekilmesi veya özel işlem görmüş yapraklarının çiğnenmesi suretiyle kullanılırdı. Osmanlı’nın tütüne olan ilgisi kuşkusuz döneminde tütün tabakaları, nargile, ağızlık ve lülelerin özel olarak Osmanlı zevkine uygun yeni formlar ve tasarımlarla üretilmesi ve kullanılması ile kendi sanatkârlarını, modasını ve sanat eserlerini yaratmıştır. Bu nesnenin lüle ve pipolarla içilmesi Türkün tükenmez el sanatlarına bir yenisini daha ilave ederek “Lülecilik Sanatı”nı ortaya çıkartmıştır. Tophane işi eserlerin en eskilerinin 18.Yüzyılın sonlarına doğru yapıldığını, en güzel örneklerini de 19.Yüzyılın sonlarına doğru verdiğini üzerlerine vurulan mühür ve imzalardan anlamaktayız. Tophane işi eserler yapım aşamasında kısaca lüleci çamuru tabir edilen süzülmüş ve dinlendirilmiş çamurdan el ile tornada imal edilir, kendi renginde bir astarla sıvanır, birçok teknikle nakışlanır ve mühürlenmiş olarak fırınlanırdı. Fırından sonra tekrar astarlanarak elde çuha parçaları ile ovunarak parlatılır ve altın varaklarla bezenir. Ve tekrar altın yaldızın pişeceği kadar az hararetli bir fırınlamadan sonra tekrar çuhalarla ovulur ve Arasta’nın satış dolabının raflarındaki yerini alırdı.