“Atelier Aivazovsky”
İmzalı. 1887 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Kanaatimiz eserin, kendi adına sanat okulu da bulunan sanatçının kendi atölyesinde üretilmiş yüksek kıymette koleksiyonluk bir çalışma olduğu yönündedir. Atölyeler, içinde çok sayıda asistanın yer aldığı sanatta hala geçerliliğini koruyan önemli bir dinamik ve en yaygın tercih edilen çalışma yöntemlerinden biridir. Eser, ülkemizin en önemli müzayede evlerinden birinin 06.03.1994 tarihli müzayedesinde Aivazovsky olarak satışa sunulmuş ve kataloge olmuştur.
Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II.Abdülhamit Han tarafından “Saray Ressamı” olarak himaye edilmiş, dünyada Romantizm akımının en güçlü temsilcilerinden sayılan Aivazovsky’nin atölyesinden çıkmış eser sağ altta Kiril alfabesi ile “Aivazovsky 1887” şeklinde imzalı ve tarihlidir. Romantizm akımının eğilimlerinden olan Oryantalist yönelime sahip eser, denize olan tutku ile doğanın gücü ve ona karşı verilen mücadelenin sonrasını romantizmin incelikli duygusallığı, sanatçının denizin değişen ruh hallerini yakalamadaki olağanüstü yeteneği ile bize yansıtmaktadır. Eser, denizin değişken yapısını yansıtan hüzünlü hikâyesine karşın, sahile vuran sakin dalgalar, umut, huzur ve keyif veren dengeli, uyumlu bir “Aivazovsky” yorumlamasıdır.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Aivazovsky / Gianni Caffiero & Ivan Samarine
Ölçüler: 80 x 60 cm.
93 x 71 cm. (çerçeveli)
→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Osmanlı sultanları tarafından saray ressamı olarak himaye edilmiş Aivazovsky’nin adında yer alan “Konstantinovich” lakabı şüphesiz onun İstanbul’da ve Osmanlı Sarayı’nda yaptığı resim çalışmalarını belirleyen bir takı olmalıdır. Dünya çapında şöhrete ulaşmış sanatçının hayatı boyunca kazandığı başarılardan bir kısmı kronolojik olarak şu şekildedir. 1837 yılında altın madalya, 1842’de Paris Akademi Konseyi tarafından altın madalya, 1844’de St.Petersburg Akademi üyeliği ve Rus Donanması Resmi Ressamlığı görevi, 1857’de Sultan Abdülmecid tarafından 4.derece Osmanlı Nişanı, 1857’de III.Napoleon tarafından Legion d’Honneur, 1884’de Sultan Abdülaziz tarafından 2.dereceden Osmanlı (Osmaniye) Nişanı, 1887’de İmparatorluk Akademisi Başkanı Grandük Vladimir Alezandrovich tarafından özel bir altın madalya, “Akademi Onursal Üyesi” payesi ve 2.derece Saint Vladimir madalyası, 1888’de Sultan II.Abdülhamid tarafından 1.dereceden Osmanlı Nişanı, 1890’da Sultan II.Abdülhamid tarafından 1.derece Mecidiye Nişanı, I.Nicholas’ın kızı Kraliçe Olga Nikolaievna tarafından Würtemberg Madalyası, Saint Alexander Nevsky şeref rütbesi, İmparatorluk Akademisi madalyası ve 5 Avrupa Akademi üyeliği… Ayvazovski’nin eserlerinin büyük bir kısmı St. Petersburg, Moskova ve Erivan devlet müzelerinde, Türkiye’de ise Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Deniz Müzesi, Askeri Müze, Sakıp Sabancı Müzesi, Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Kumkapı Ermeni Patrikhanesi koleksiyonlarında yer almaktadır.
1817 yılında Kırım yarım adasının Feodosia kentinde doğan, Osmanlı uyruklu Ermeni bir ailenin oğludur. 1833’de 16 yaşında iken Çar I. Nikolay’ın emri ile St.Petersburg Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim öğrenimine başladı ve 1836’da akademiden mezun olarak devlet tarafından Avrupa’ya gönderildi. Henüz 25 yaşındayken uluslararası üne kavuştu. 1845 yılında donanmaya resmi sanatçı olarak kabul edildi. 1847’de St.Petersburg Akademisi profesörü oldu. Çar’ın yakın desteğini alan sanatçı bir yandan da ona Avrupa ve Amerika yolculuklarında eşlik etti. Papa 16. Gregory’nin ‘Kaos’ adlı resmini Vatikan için satın alması, bir Rus ressamın batı sanatı çevrelerinde kazandığı başarı, Rusya’nın Batı uygarlığının akışına dâhil olma sürecinde özellikle önem taşımakta idi. Aivazovsky, Rusya’nın batı kültürüne armağan ettiği uluslararası düzeyde ilk ressam olarak Rus Sarayı tarafından desteklendi ve yaşamı boyunca saygınlığını korudu. Aivazovski’nin Rus İmparatorluğu’nun askeri ve siyasi elitleriyle yakın bağları vardı. 1845’te geldiği İstanbul’da Sultan Abdülmecit tarafından Beylerbeyi Sarayı’nda kabul edildi. 1845-1890 arasında İstanbul’a toplam dört ziyaret yaptı. 1874’teki ziyaretinde Mimarbaşı Sarkis Balyan’ın Kuruçeşme Adası üzerinde bulunan ikametgâhında bir ay kadar misafir olarak Sultan Abdülaziz’in Dolmabahçe Sarayı için sipariş ettiği tabloları hazırladı. 1890’daki son ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna kabul edilerek padişaha iki tablosunu hediye etti. Başarılı kariyeri boyunca kazandığı fonlarla memleketinde bir sanat okulu ve galeri açan sanatçı, Avrupa ve Amerika’da sayısız kişisel sergi düzenlemiştir.