• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ESERLER MÜZAYEDESİ | 14

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %10, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

  • Kategori: Hat
Lot: 52 » Hat

HAFIZ MEHMED SALİH EL-MEVLEVİ KETEBELİ LİTERATÜRE GİRMİŞ MÜZELİK TEKKE İŞİ HAT LEVHA

Ketebeli, Hicri 1215 / Miladi 1800 tarihli. Celi Sülüs hat ile yazılmış. Eserin ketebesi hattat tarafından alt merkezde bulunan kitabe içine “Sevvedehû’l-fakîr Hâfız Mehmed Salih el-Mevlevî, Sene 1215” şeklinde atılmıştır. Hâfız Mehmed Salih el-Mevlevî tarafından Hicri 1215’de yapılmış eser geniş yelpazede tüm üst seviye özellikleri içinde harmanlayan, çok yönlü ve sanat değeri yüksek zirve eser olup Türk Hat Sanatı tarihinde özel bir yere sahip olan tekke yazılarının literatüre girmiş müzelik örneği ve ele geçmez bir başyapıtıdır.

Aharlı kâğıt üzerine “Limonî” renk uygulanmış levhada siyah is mürekkebi ile celi sülüs hatla “Meded Ya Ali” yazılıdır. Ali isminin “lam” harfi ve son harfi olan “ye” Zülfikar (Hz.Muhammed’in Hz. Ali’ye hediye ettiği iki uçlu kılıç) formunda tasarlanmıştır. Altın cetvelli ak daireler içinde sülüs hatla iç içe geçmiş “Hasan, Hüseyin” ve “Allah, Muhammed” isimleri yer almaktadır. İstifin alt kısmında yatay olarak bulunan Zülfikar’ın içinde mealen “Ali’den başka yiğit yoktur, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur” ve “Yardım Allah’tandır ve fetih yakındır, inananlara müjdele Ey Muhammed!” yazılıdır. Aynı yazılar dikey konumlandırılmış Zülfikar’ın kabzasında da tekrar edilmiştir. Eserin üst kısmında mealen “Bir haricinin (Hz.Ali’ye isyan eden) canını bir aslan gibi vurup almışım” ve “Ey Ali; Hz.Hüseyin’in kanının diyetini talep etmekteyim” ibareleri yazılıdır. Eserde tezyinat olarak çok renk kullanılarak yapılmış çiçekler temsilen “gül” Hazret-i Muhammed’e (gül-i Muhammedi), “lale” Allah’a (ebcedde lale ve Allah kelimeleri eşdeğerdir) ve “yasemin” Hz. Ali’ye ithafen resmedilmiştir.

Müstesna esere, “IV.Uluslararası Alevilik ve Bektaşilik Sempozyumu Bildiriler Kitabı”nda ve “Ehl-i Beyt ve Hacı Bektâş-ı Velî Muhtevalı Hat Eserleri / Caligraphy Works About Āl Al-Bayt and Haji Bektash Velî” isimli eserin 272. ve 286.sayfalarında detaylı şekilde yer verilmiş ve yayınlanmıştır. Zülfikar şeklinde tasarlanmış bir başka hat levha ise Beyazıt’taki Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde bulunmaktadır.

Literatür: IV.Uluslararası Alevilik ve Bektaşilik Sempozyumu Bildiriler Kitabı
Ehl-i Beyt ve Hacı Bektâş-ı Velî Muhtevalı Hat Eserleri Sayfa 272, 286
Caligraphy Works About Āl Al-Bayt and Haji Bektash Velî

Provenans: Özel Koleksiyon

Ölçüler: 34 x 46 cm.

Detaylar
Lot: 64 » Hat

HÜSEYİN ÖKSÜZ (KONEVİ) KETEBELİ HAT LEVHA

“Besmele-i Şerif”

Ketebeli. Nesih hat ile yazılmış, altın cetvelli, ebru paspartulu.

Ölçüler 91 x 66 cm.


→ YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Hattat Hamid Aytaç’’tan sülüs nesih, Uğur Derman’dan da  Ta’lik  derslerine devam ederek icazet aldı. İslam Konferansı Teşkilatı’nın (IRCICA) gerçekleştirdiği Uluslararası Hat Müsabakaları’nda dünya birinciliği dahil 5 ödül aldı. 1986’da Uluslararası Hattat Hamid Hat Yarışması’nda Celî Dîvânî’de birincilik, Celî Ta’lik’de  I.Mansiyon,  Celî Sülüs’te II.Mansiyon, 1989’da II.Uluslararası Yakut ül Müsta’sımî Hat Yarışması’nda Celî Dîvânî’de Mansiyon ve Nesih’de Mansiyon ödülleri kazandı. Ayrıca Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışmalı Sergilerinde ve yurtdışındaki sergilerde, çeşitli hat dallarında birçok ödül aldı. Yurt içinde ve yurt dışında sergiler açtı. Sanatçı, Türkiye’de ve dünyannın çeşitli yerlerinde (ABD'de 1, Avustralya’da 2, Kazakistan’da 3, Kırgızistan’da 1, Hollanda’da 3, Almanya’da 2) camilerin yazılarını hazırladı. 2001’de Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kuruluşuna öncülük etti ve öğretim üyesi oldu. Geleneksel Türk Sanatları Bölümünün üç yıl başkanlığını yaptı. 2010 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü, 2012 yılında da  Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü. 2013’te KTO Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk sanatları Bölümü’nde öğretim üyesi ve Bölüm Başkanı oldu.

"Hat Sanatı; cismani aletlerle meydana getirilen ruhani bir sanattır" 

Hüsn-î Hat, estetik kurallara bağlı kalınarak ölçülü ve güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanat, Arap harflerinin 6.-10. yüzyıllar arasında geçirdiği uzunca bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Türkler ise hat sanatıyla Anadolu’ya geldikten sonra ilgilenmeye başlamışlar ve bu alanda en parlak dönemlerini de Osmanlılar zamanında yaşamışlardır. Türkler altı tür yazı (aklâm-ı sitte) dışında, İranlılar’ın bulduğu tâlik yazıda da yeni bir üslup yaratmışlardır. Ayrıca Türkler’in geliştirdiği “divani yazı” ise yalnızca Divan-ı Hümayun’da yazılan önemli belgelerde kullanılırdı. Kolay yazıldığı için günlük yaşamda yaygın olarak kullanılan bir yazı türü olan “rik’a”da 19. yüzyılda sanat yazısı durumuna gelmiştir ve altı yazı türünden biri olan rika ile birbirine karıştırılmamalıdır. Hat sanatında yazılar farklı adlarla anılırdı. Duvarlara asılan levhalarda, cami, türbe gibi dinsel yapılardaki kuşak ve kubbe yazılarında, her tür yazıtta kullanılan ve uzaktan okunabilen yazılara iri anlamında “celi” adı verilirdi. Daha çok sülüs ve tâlik yazının celisi kullanılmıştır. Alışılmış boyutlardan daha küçük harflerle yazılan yazılara “hurde”, gözle kolay seçilemeyecek boyuttaki yazılara “gubari” (toz) denilirdi. Türk hat sanatı 19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında da parlaklığını sürdürmüş ve ivme kazanmıştır. 

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 1
sonraki