• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 29

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

Lot: 26 » Tablo

HALİL PAŞA (1857-1939)

“Zafer Anıtı”

İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. Arkası “İktisat Bankası Koleksiyonu” envanter etiketli.

Halil Paşa eserde "Avusturyalı heykeltraş Heinrich Krippel" imzalı Ankara Zafer Anıtı’nı (Atatürk’ü Sakarya isimli atının üzerinde mareşal üniforması ile tasvir ettiği) resmetmiştir.

Provenans: İktisat Bankası Erol Aksoy Eski Koleksiyonu (Envanter No:101)

Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa: 257

Ölçüler: 68 x 48 cm.

Halil Paşa 1857 yılında İstanbul’da doğdu. Mühendishane-i Berr-i Hümayun’u bitirdi. Sultan Abdülaziz’in yaverliğini yaptı. Padişah ona sarayda bir atölye hazırlatarak çalışmasını sağladı ve 1880 yılında Sanatını geliştirmesi için Paris’e gönderdi. Uzun bir süre Paris’te Jean Leon Gerome ve Gustave Claude Étienne Courtois atölyesinde çalıştı. 1888’de ülkeye dönünce sırasıyla binbaşı, kaymakam ve miralay rütbelerini aldı. 1905’te Umumi Müze müdür yardımcılığına, 1906’da paşa rütbesiyle Mekteb-i Harbiye’ye resim öğretmenliğine getirildi. 1914 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi müdürlüğüne yükselen sanatçı, Fransa’dan yeni dönen genç ressamları bu okula alarak, okulda yeni bir anlayışla resim yapılmasını sağladı.  Hayatının son yıllarını Mısır’da Abbas Hilmi Paşa’nın konuğu olarak resim yaparak geçirdi. 1900’de Paris’te düzenlenen Salon des Artistes Français’de bronz ve altın, 1906’da Viyana’da düzenlenen sergide altın madalya aldı.

Detaylar
Lot: 27 » Seramik

ÇANAKKALE SERAMİK “ATATÜRK” TASVİRLİ VAZO

Çanakkale Seramik Sanatı’nın “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” hatırasına yapılmış en nadir örneklerinden. Kallavi ebatlarda. Barbutin tekniği ile dekore edilmiş, nadir renkte. Kırmızı hamurlu, şeffaf sırlı, platform kaideli, şişkin gövdeli, dar boyunlu, geniş ağızlı. Merkezine kabartma “Atatürk” büstü çalışılmış. Boyun kısmı iki adet aslan figürü ve ay-yıldızlı fors ile zenginleştirilmiş. Yoğun altın yaldız bezemeli. Tıpkı benzeri Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nda yer almakta. Türk Seramik Sanatı’na ilginç formları ve kimi zaman aşırılığa kaçan süslemeleriyle desen ve form bakımından yenilikler getirmiş olan Çanakkale Seramik Sanatı’nın yüksek kıymette nadir ve koleksiyonluk bir örneğidir.

Referans: Tıpkı benzeri “Sadberk Hanım Müzesi, Türk Çini ve Seramikleri” isimli kitabın 130.sayfasında yer almaktadır.

Ölçüler: 56 x 20 cm.

Eski adı "Kale-i Sultaniye" olan Çanakkale, 17. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar ilginç ve özgün formlu eserlerin üretildiği bir seramik merkezidir. Seramiklerde kaba kırmızı hamur, nadiren de bej renkli hamur kullanılmıştır. Desenler yeşil, kahverengi, kirli sarı ve şeffaf sır altına morumsu kahverengi, turuncu, sarı, lacivert ve beyaz boyalıdır. Büyük tabakların kenarlarında kafes motifi, merkezde rozet çiçek, çukur tabaklarda ise kalyon, havan topu, cami, köşk ve kuş ile balık gibi hayvan figürleri görülür. Desenler fırça darbeleriyle yapılmış izlenimi vermektedir. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başına tarihlendirilen seramik örnekleri arasında küp, testi, sürahi, ibrik, sepet formlu eşyalar, maşrapa, tabak, vazo, yazı takımı, mangal, kapağı insan veya hayvan figürlü şekerlik, gemi formlu gaz lambası, hayvan biçiminde kapları sayabiliriz. Burma kulplu, gaga ağızlı veya emzikli testilerin yanında, simit gövdeli ve at başlı testiler de ilginç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek renk sır olarak yeşil, sarı, kahverengi ve mor kullanılmış olup, geç örneklerde ebrulilere de rastlanılmaktadır. Tek renk sırlı olanlar, genellikle sır üstüne altın yaldız, mavi, beyaz, siyah, sarı ve kırmızı renkte stilize çiçek ve yaprak motifleri ile bezelidir. Bazı örneklerin üzerinde çiçek rozet, selvi, hilâl, arma ve çeşitli hayvan figürleri şeklinde kabartmalar görülür.

Detaylar
Lot: 32 » Tekstil

ATATÜRK’ÜN EŞİ LATİFE HANIM TARAFINDAN İŞLENMİŞ YASTIK YÜZÜ

Atatürk’ün eşi Latife Hanım tarafından kadife üzerine gümüş tel ile işlenmiş Osmanlı yastık yüzü. Eserin provenans mektubunda “Kadife üzerine gümüş tel işlemeli yastık yüzü, Uşşakizade Latife Hanım tarafından işlenerek kız kardeşi olan anneannem Vecihi İlmen’e, Atatürk ile boşanmasından sonra tedavi için gittiği Çekoslovakya’nın Tatra Kentinden döndüğü 1927 yılında hediye ettiği çiftten birincisidir. Mehmet Sadık Öke, 05/01/2019 İstanbul” yazmakta. Koruma ve teşhir amaçlı çerçeve içine alınmış. Tarihi ve belgesel öneme sahip ele geçmez koleksiyonluk eserdir.

Provenans: Latife Hanım Ailesi Eski Koleksiyonu. Eser Provenans mektubu ile birlikte teslim edilecektir.

Ölçüler: 40 x 60 cm.

Latife Uşakî, 17 Haziran 1898 yılında İzmir'de doğdu. İzmir’in tanınmış ailelerinden biri olan "Uşaklıgil" âilesine mensuptur ve yazar Hâlit Ziyâ Uşaklıgil'in akrabasıdır. Uşakîzâde Muammer Bey ile Adevîye Hanım'ın kızı olan Latife Hanım Paris'te Sorbonne Üniversitesi’nde siyâset ve hukuk eğitimi aldı, Londra'da dil öğrenimi gördü. İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Almanca biliyordu. Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılması üzerine, üçüncü sınıfta üniversite eğitimini yarıda bırakarak, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve ordusunu karşılamaya İzmir'e döndü. 9 Eylül 1922'de, Türk ordusunun İzmir'e girişinin ardından, başkumandana güvenli bir karargâh arayışındaki kurmayları, Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Göztepe'deki Uşakîzâde Âilesi'nin köşküne götürdüler. Ebeveynleri o sırada bir yurt dışı seyâhatinde olduğu için köşkte babaannesiyle birlikte kalan Latîfe Uşakî, 14 Eylül'den itibaren Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı köşkte ağırladı. 16 gün süren ve 30 Eylül 1922 tarihinde sona eren bu misafirlikte köşk, "Mudanya Ateşkes Antlaşması" çalışmalarına sahne oldu. 17 Aralık 1922 tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın annesi Zübeyde Hanım, sağlık sorunları nedeniyle ve Latife Hanım'ı da görmek arzusuyla İzmir'e gitti. Uşakîzâde Âilesi'ne ait köşkte (bugün Latîfe Hanım Müzesi) 28 gün Latîfe Hanım'ın konuğu olan Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde vefât etti. Mustafa Kemal Atatürk ile Latîfe Hanım, 29 Ocak 1923 tarihinde, Muammer Bey’in Göztepe'deki Uşakîzâde Köşkü'nde dinî nikâhla evlendiler. Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir Paşalar, Mustafa Kemal’in, Mustafa Abdülhâlik Renda ile Salih Bozok ise Latîfe Uşakî’nin nikâh şâhidi idi. Bu nikâhta yaşanan ilkler, sekiz ay sonra Merkez Kadısı Hüseyin oğlu Ömer Fevzi tarafından belge haline getirilmiş ve tasdik edilmiştir. Eşinin isteği üzerine TBMM’deki oturumları izlemeye giden Latîfe Hanım, TBMM'ye giren ilk kadındır. Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Latîfe Hanım’ın evliliği, 5 Ağustos 1925 günü sona erdi. Boşanma haberi, 12 Ağustos 1925 günü hükûmet bildirisi ile duyuruldu. 12 Temmuz 1975 tarihinde İstanbul'da 76 yaşındayken göğüs kanserinden hayatını kaybetti. Latife Uşakî'nin anıları ve sakladığı kıymetli belgeler Türk Tarih Kurumu'nda saklanmaktadır.

Detaylar
Lot: 36 » Ferman - Berat

OSMANLI 3 ADET SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI FERÂŞET-I ŞERİFE BERATI

“Abdülhamid Han bin Abdülmecid el-Muzaffer daima el-Gazi”

19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) altın matbu tuğralı 3 adet Ferâşet Beratı. Divani hat ile ferman kâğıdı üzerine is ve surh mürekkebi ile yazılmış, Konstantiniyye’de verilmiş. Sultan II.Abdülhamid Han iradesinde berat-ı şerife ile “Hizmet-i Müstevcibü’l-Mefharet”e yani iftihar edilecek hizmete layık olanlar;

1-Ravza-i Mutahhara ve Mescid-i Nebevî’de rubuʻ kîrât ferâşet vazifesinin sâhibi olan Seyyid Fahreddin’in vefâtı üzerine bu vazifenin, 2. Kolordu’nun 3. Fırkasının 5. Livasının 9. Alayı 2. Taburunun piyâde 3. Bölüğü yüzbaşısı Süleyman bin İsmail’e verilmesi hakkında, 8 Cemâziyelâhir 1308

2-Ravza-i Mutahhara ve Mescid-i Nebevî’de rubuʻ kîrât ferâşet vazifesinin sâhibi olan Hasan’ın vefâtı üzerine bu vazifenin, Defterhâne Nezâreti Senedât-ı Umûmiyye İdâresi’nin Dersaâdet Tedkik Cemiyeti memuru Hacı Süleyman oğlu Âbidîn’e verilmesi hakkında, 7 Şaban 1306

3-Ravza-i Mutahhara ve Mescid-i Nebevî’de rubuʻ kîrât ferâşet vazifesinin sâhibi olan Moralı Ahmed Bey’in hanımı Hafize Hanım’ın vefâtı üzerine bu vazifenin, Defterhâne Nezâreti Senedât-ı Umûmiyye İdâresi’nin Dersaâdet Tedkik Cemiyeti memuru Âbidîn’in hanımı Hanife Hanım’a verilmesi hakkında, 7 Şaban 1306

Ferâşet, Kâbe-i Muazzama ve Peygamberimiz’in Hücre-i Saadet’i başta olmak üzere mübarek mekânların süpürülmesi ve temiz tutulması için kullanılan kelimedir. Ferraş ise Haremeyn-i Şerifeyn’i yani Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’deki mukaddes yerleri temizleyen hizmetliler için kullanılan kelimedir. İslam Halifesi olan Osmanlı Sultanı iradesinde verilen bu görevlere “Hizmet-i Müstevcibü’l-Mefharet” yani iftihar edilecek hizmet denilirdi. Koleksiyonluk nadir eserlerdir.

Referans: Osmanlı Fermanları, 2003 / T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü

Ölçüler: 80 x 55 cm. (her biri)

Detaylar
Lot: 46 » Gümüş

SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRALI GÜMÜŞ SERLİ BIDRİ NARGİLE

19.Yüzyıl. Osmanlı. Saray işi. Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) tuğralı. Tam takım. Saray Yüksek Erkânı'ndan biri için Sultani özelliklerde ve estetikte özel olarak tasarlanılarak imal edilmiş, kallavi ebatlarda. Gümüş kakma “Bıdri” şişeli nargilenin tuğralı gümüş seri kazıma (grave), kabartma (repoussé) ve kalemişi tekniği ile stilize dekorlu. Kubbe formunda kapaklı ve zincir aplikeli, kapak tutamağı kozalak formunda. Şişe ve ser takım olarak aynı üslupta tezyin edilmiş, bilezikli. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın ihtişamlı ve heybetli görüntüsü ile dikkat çeken, yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk şaheseridir.

Referans: Eserin benzer örneği Hollanda “Amsterdam H.M.H Museum” Koleksiyonu’nda yer almaktadır.

Referans: Eserin damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 47.sayfasında yer almaktadır.

Ölçüler: 40 x 17 cm.
Ağırlık: 2166 gr. (Toplam ağırlık)
Ağırlık: 477 gr. (Ser ağırlık)

Bıdri, 16. yüzyıl sonlarından bu yana Hindistan’da uygulanan ve günümüzde de sürdürülen özel bir metal işleme tekniğidir. Dekkan bölgesinde Bidar kentinde yapılan ilk örneklerden dolayı tekniğe Bıdri adı verilmiştir. Bıdri yapımında yüksek oranda çinko içeren bakır ve kurşun alaşımı kullanılır. 16:1 oranındaki çinko-bakır alaşımı Bidar’dan elde edilen özel bir çamurla ovulduğu zaman siyah bir renk alır. Dış yüzeylere gümüş tel ve parçalar kakılarak bezeme yapılır.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 11
sonraki