• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 25

  • Kategori: Tablo
Lot: 21 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

Kağıt üzeri suluboya.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 26 x 18 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Detaylar
Lot: 22 » Tablo

CONTE AMADEO PREZIOSI (1816-1882)

Kağıt üzeri suluboya.

Referans: E.Benezit / Cilt: 8 Sayfa: 488

Ölçüler: 24 x 18 cm.

1816 yılında Malta’da doğdu. Erken yaşlardan itibaren sanata ilgi duydu. Malta'da çok takdir edilen bir ressam olan Giuseppe Hyzler tarafından eğitim gördü. Babası, Amedeo onun hukuk okumasını isterken, o daha çok sanat ve sanatla ilgileniyordu. Resim çalışmalarına École des Beaux-Arts'ta devam etti. İstanbul'a ayak bastığı 1851 yılından bu yana her geçen gün, sanatında olgunluğa erişen Amadeo Prezlosl, «Şark Giysileri» albümüyle Avrupa’da ün yapmıştı. Suluboya tabloları sanat çevrelerinde aranıyor, Şark manzaralarıyla dolu eserlerindeki üslup, hayranlık uyandırıyordu. Bu yüzden İstanbul’a gelen sanat tutkunları ve birçok elçiler, onunla dostluk kurmaktan haz duydular. ilk sergisini 1858’de Paris’te açtı. İkinci sergisi ise çok daha büyük anlam taşımaktadır. Çünkü, ancak milletlerarası sanat ustalığını kabul ettirmiş kişilerin eserlerinin sergilendiği Londra’daki Royal Academia’dan aldığı davet üzerine, 1863 yılında Londra’da bu akademinin salonlarında sergisini açtı. Günümüzde Louvre Müzesi Koleksiyonları arasında yer aldığı belirtilen «Şekerci Hacı Bekir» tablosuyla bu dükkânı ölümsüzleştiren Preziosi, günümüzde tüm Hacı Bekir kutuların» kapağındaki ressamdır.

Detaylar
Lot: 29 » Tablo

MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)

“İstanbul Boğaziçi”

Givanian Baptist “G.B” inisiyalli. Peyzaj. Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56

Referans: Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404

Ölçüler: 51 x 63 cm.

1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.

Detaylar
Lot: 32 » Tablo

FUAT SOYHAN (1885-1961)

“Camii”

Eski Türkçe imzalı. Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211

Ölçüler: 50 x 50 cm.

1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askerî Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hakim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.

Detaylar
Lot: 33 » Tablo

FUAT SOYHAN (1885-1961)

İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211

Ölçüler: 58 x 45 cm.

1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askerî Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hakim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.

Detaylar
Lot: 34 » Tablo

NACİ KALMUKOĞLU (1896-1954)

“İstanbul Boğazı”

İmzalı. Duralit üzeri yağlıboya. Çift taraflı. Eserin arkasında sanatçının figüratif peyzaj çalışması ve etiket yer almaktadır.

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa:221

Müzayede Referans: Sanatçının Türkiye müzayedelerindeki satış rekoru 04.11.2007 tarihinde 653,430 USD.’dir.

Ölçüler: 29 x 37 cm.

Rusya Harkov doğumlu sanatçı Kalmuk Türkleri’ndendir. Harkov Güzel Sanatlar Akademisi’nde başladığı resim öğrenimi 5 yıl sürmüştür. Rusya’da aldığı doğa gerçekliğine dayalı klasik-akademik sanat eğitimi ona yaşamı boyunca silinmeyecek bir gözlem gücü ve icra yeteneği kazandırmıştır. 1917 Rus İhtilali’nden sonra Kırım üzerinden İstanbul’a gelerek Türk vatandaşlığına geçti. Güzel Sanatlar Birliği sergilerine katıldı. Peyzaj, portre ve çıplak temalarında verdiği eserlerinde akademik-izlenimci bir tarzı benimsedi. Figür ve portrelerinde bu disiplinin etkileri belirgindir. Ancak bu akademik çizgisi peyzajlarında izlenimci bir üslup doğrultusunda yumuşamıştır.

Detaylar
Lot: 39 » Tablo

CELİLE HİKMET (1880-1956)

“Nazım Hikmet”

İmzalı. 1922 tarihli. Portre. Kağıt üzeri pastel boya. Sanatçı, oğlu Nazım Hikmet'in gençlik halini resmetmiştir. Ele geçmez koleksiyonluk eserdir.

Referans: Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi / Sayfa:138

Ölçüler: 56 x 47 cm.

1880 yılında Selanik’te doğdu. İlk kadın ressamlarımızdan olan Celile Hanım, Sultan II.Abdülhamid’in yaveri, eğitimci Hasan Enver Paşa’nın kızıdır. Saray ressamı Fausto Zonaro’dan özel resim dersleri aldı. Resim çalışmalarını Roma ve Paris’te sürdürdü. Şair Nazım Hikmet’in annesi, Oktay Rıfat’ın teyzesi olan Celile Hanım, resim çalışmalarında kuşağının diğer kadın ressamları gibi portreler üzerine yoğunlaşmış, hamamlar ve çingeneleri konu alan eserler üretmiştir. Pastel renklerin hakim olduğu resimler yapmış, daha çok dost ve akrabalarını resmetmiştir. Oğlunun, torununun ve yeğeninin portreleri en başarılı eserleri arasındadır. Dönemin en aktif kadın ressamları arasında yer alan sanatçı, 1956 yılında Ankara’da vefat etmiştir.

Detaylar
Lot: 40 » Tablo

ALBERT MILLE (1872-1946)

İmzalı. Kağıt üzeri Karakalem.

Referans: Osmanlı Donanması'nın Seyir Defteri / Sayfa:221

Ölçüler: 50 x 63 cm.

Ressam Albert Mille, 1872 yılında İstanbul ‘da doğdu. 18 yaşındayken Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne başladı ve atölyesinde ilk resim dersi aldığı hocası Maisonier oldu. Daha sonraki hocaları arasında Gerome’da bulunuyordu. 20 yıl boyunca Paris’te kalan sanatçı, 1909 yılında İstanbul’a döndü. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde çok kısa bir süre hocalık yapan sanatçıya Profesörlük ünvanı verildi. Fransız ekolüne sıkı sıkıya bağlı olan Mille, gördüğünü tuvale aktarırken abartıya kaçmamış, hiçbir zaman aşırılığa yönelmemiştir. Mille’nin Paris’te geçen 20 yıllık yaşamında resimle iç içe bulunduğu ve tablolarını bazı salonlarda sergilediği bilinmektedir. Aynı zamanda bir ahşap ustası olan sanatçının çalışmaları müze ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Detaylar
Lot: 42 » Tablo

NAMIK İSMAİL (1890-1935)

“Portre”

İmzalı. (gravé/kazıma) Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa: 242

Ölçüler: 48 x 37 cm.

1890 yılında Samsun’da doğdu. 1912 yılında Galatasaray Lisesi’nden ayrılarak Paris’e giden sanatçı, önce Julian Akademisi’nde, sonra da Fernand Cormon atölyesinde öğrenim görmüştür. 1914’te tatil için İstanbul’a gelen sanatçı I.Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla Paris’e geri dönememiş, aynı yıl silah altına alınarak Kafkas Cephesi’ne gönderilmiştir. Ancak burada tifüse yakalanması sonucu İstanbul’a dönen sanatçı 1917’de Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Şişli’de açtığı atölyede savaş resimleri yapmış,  1918’de bu yapıtların Viyana ve Berlin sergilerindeki hazırlıklarıyla ilgilenmek üzere Almanya’ya gitmiş ve savaşın sona ermesiyle 1919’a dek Berlin’de kalarak Corinth ve Liebermann atölyesinde çalışmalarını sürdürmüştür. 1927’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi müdürlüğüne atanana dek çeşitli görevler almış, 1920’de İtalya’ya, 1922’de de Paris’e gitmiştir. Paris dönüşü 1926’da önce resim eğitimini denetlemekle görevli müfettişliğe atanmış, 1 yıl sonra üstlendiği Akademi müdürlüğünü ölümüne değin sürdürmüştür.

Detaylar
Lot: 43 » Tablo

ONNİK DER AZARİAN (1883-1935)

“Rahibe”

Eski Türkçe imzalı. Hicri 1338 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:199

Ölçüler: 73 x 60 cm.

Ressam Sarkis Der Azarian sanatçının amcasıdır. Nisan 1914’de İstanbul’a gelen sanatçı 1920’li yıllarda Gazmararyan matbaasında çalışırken, resim yapmaya devam etti. Arkadaşı ressam Zareh Moskofian’la birlikte aralarında Galatasaray’da bulunan Max Fruchtermann mağazasının ve 1930 yıllarında Foto İskender’in de bulunduğu bazı dükkanlarda sergi açtı.

Detaylar
Lot: 45 » Tablo

MÜNİF FEHİM (1899-1983)

“Anadolu Hisarı’nda Sandal Sefası”

İmzalı. Kâğıt üzeri suluboya.

Referans: Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi / Sayfa: 375

Ölçüler: 45 x 61 cm.

Öğrenimini Üsküdar Sultanisi ve ardından Sanayi-i Nefise Mektebi’nde tamamlayan sanatçı, asıl ününü illüstratör olarak yapmış, kitap kapakları, dergi ve kitap illüstrasyonları ile Türk yayıncılık ve grafik tasarım tarihinin temel taşlarından biri olmuştur. Eski İstanbul yaşamını konu alan eserleriyle tanınan üstad ressam, babası Ahmet Fehim'in ünlü bir tiyatro sanatçısı olması sebebiyle küçük yaşlardan itibaren ünlü sanatçıların olduğu bir çevrede yetişmiştir. 12 yaşında resim yapmaya başlamış ve resim sanatına olan ilgisini Musahipzade Celal'in İstanbul Efendisi adlı oyunu için sahne dekorları yaparak geliştirmiştir. 1910'lu yıllarda Leyla Saz'ın yazdığı Saray Hayatı adlı kitabı için resimler yapmış, ilk desenlerini Fağfur dergisinde yayınlamış ve aynı zamanda Ahmed Fehim Efendi'nin rejisörlüğünü yaptığı iki filmin (Yusuf Ziya Ortaç'ın Binnaz ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Mürebbiye adlı eserleri) senaryo, dekor, kostüm ve makyajlarını hazırlamıştır. Basın hayatına 1921'de Celal Nuri Bey'in İleri Gazetesi'nde ressam olarak çalışmaya başlayarak atılmıştır. Dizi yazıları da resimleyen sanatçı, ünlü Divan şiirlerinin bazı dizeleri için yaptığı resimlerle ünlenmiştir. Aynı yılda Refik Halid'in Aydede'sinde eski divan şairlerinin dizelerini resimlemiş, daha sonra bu resimlerini Eski Şiir Bahçeleri adlı bir albümde toplamıştır. İlk karikatürlerinde stilize bir teknik kullanan sanatçı, 1923'ten itibaren suluboya tekniğine yönelmiş, daha sonra da resim yönü ağır basan karikatürler çizmiştir. 1924'te Reşat Nuri Gültekin, İbnülrefik Ahmet Nuri ve Yeşarizade Mahmud Esad ile Kelebek adlı Mizah dergisini çıkarmış ve dergide baş çizerlik yapmıştır. 1937'de İstanbul Taksim Kristal Gazinosu’nda Cemal Nadir’le ilk sergisini açmıştır. Yirminci Asır, Ayine, Akbaba, Yeni Gün, İkdam Vakit, Mizah, Son Posta, Cumhuriyet, Zümrüdü Anka, Tan, Yedigün gibi dergi ve gazeteler için karikatür ve desenler çizmiştir. 1940’ta Yedigün yayınlarından çıkan Elli Türk Büyüğü isimli kitabı resimlemiştir. 1943'te Dünden Hatıralar isimli kitabını yayınlamıştır.1950'li yıllarda Server İksit'in çıkardığı Resimli Tarih Mecmuası'nda çizmiştir. 1971'de Günaydın Gazetesi'nde Hz.Muhammed'in Hayatı tefrikasını resimlemiştir. Adından üstad olarak bahsettiren ressam 1983 yılında vefat etmiştir.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 3
sonraki