OSMANLI 19.YÜZYIL ALTIN VERMEYLİ GÜMÜŞ MİNELİ ZARF

19.Yüzyıl. Saray işi. Yüksek kaide üzerinde yer alan gövdesi ajurlu. Gövde içerisinde yer alan madalyonlara Osmanlı sancak ve müzik aletlerinden oluşturulmuş Mızıka-ı Hümayun Arması üslubunda kompozisyonlar tatbik edilmiş. Dış yüzeyi ve içi zengin altın vermeyli. Stilize floral dekorlu eser Osmanlı Rokokosu üslubunda tezyinatlı. Haliyle. Türünün son derece estetik ve koleksiyonluk bir örneğidir.

Çap: 44 mm.
Uzunluk: 55 mm.

Zarf, bir nesneyi sarıp çevreleyen, koruyup taşıyan demektir. Zarflar Osmanlı'nın estetik ve zarafetini en iyi gösteren örneklerdendir.  Osmanlı Saray Hazinesi'nden günümüze ulaşan kahve kültürüne ait birçok eser mevcuttur. Bu eşya arasında özel üretilmiş zarflar ayrı bir yere sahiptir. Büyük çoğunluğu gümüş, tombak, Süleymaniye işi mineliler ve murassa olanlardır. Osmanlı döneminde kulpsuz olan küçük boyutlu porselen fincanlar, zarfların içine yerleştirilir ve kahve bu şekilde içilirdi. Fincan zarfları, kahve içerken elin yanmaması için değişik hacim ve formlarda, dudak payı bırakılarak ağız kısımları fincanınkinden aşağıda olacak şekilde yapılırdı. Genellikle küçük boyutta olanlara “bülbül yuvası”, daha geniş ve derinlerine ise “kallavi” adı verilirdi. 1640 tarihli “Narh Defterleri”nde ki fincan listesinde “paşa fincanı”, “hatai” gibi değişik isimler de yer alır. Fincan ve zarfının her ikisinin de porselen olduğu örnekler dışında çok değişik malzeme kullanılıyordu. Altın, gümüş ve yaldızlı bakır gibi madenlerin yanı sıra, akik, yeşim, firuze, necef, kantaşı, yıldıztaşı ve lapis lazuli gibi değerli taşlardan ya da boynuz, bağa, fildişi, sedef, pelesenk, abanoz, kuka, sandalağacı, kiraz ve hindistan cevizi gibi organik maddelerden yapılan zarflarda çok değişik süsleme teknikleri uygulanmıştır. Bunların başlıcaları bakır üzerine altın yaldız (tombak), bakır, gümüş ve altın üzerine mine, savat, kabartma, oyma, kazıma, ajur ve telkâridir.