19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan II.Abdülhamid Han tuğralı. Eski Türkçe “Amel-i Hasan” usta damgalı. Gümüşten mamul, cübbe kolunun içinde yani yende taşınan kol diviti. Birbirine tesbit edilmiş mürekkep hokkası ve kalem muhafazasından (kalemdan) oluşmakta. Altın vermeyli, yalın işçilikli, kazıma/kalemişi tekniği ile stilize bitkisel desenli. Hokka kapağı menteşeli, kalemdan kapağı zincir askılıklı. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Gümüş Sanatı’nın koleksiyonluk bir örneğidir.
Referans: Eserin usta damgası "Osmanlı Gümüş Damgaları / Garo Kürkman" kitabının 108. sayfasında, tuğrası ise 47. sayfasında yer almaktadır.
Uzunluk: 27 cm.
Ağırlık: 316 gr.
Divit, genellikle silindir biçimli bir kalemdan ile bir hokkadan oluşan yazı takımıdır. Kolay taşınması için kalemdan ve hokka birbirine bağlı olarak tasarlanmıştır. Hattatlar ve katipler divitlerini bellerine sardıkları kuşağın içinde taşırlar, kaymasın diye de “divit şiltesi” denen genelde deriden yapılan bir kılıf içine koyarlardı. Divitlerde hokka kalemdanın alt bölümüne dışarıdan bakıldığında görülmeyecek biçimli vidalı olarak yerleştirilir ya da üst bölümün kenarına perçinlenirdi. Divitler boy ve özelliklerine göre başlıca “hattat diviti”, “kâtip diviti” ve “kassam diviti” olarak üçe ayrılır. Birçok malzemeden yapılmış olan divitler mevcut olsa da abanoz, fildişi ve altından olanlarına son derece nadir tesadüf edilir. Divit sanatkarlarına “Devati” denilir. Divit yapımı hayli ustalık ve emek isteyen zor bir sanat dalıdır. Evliya Çelebi (1611-1682) divitçi esnafına ait dükkânların Beyazıt’ta kağıtçılar içinde bulunduğunu nakletmiştir. “Devati”ler / Divitçiler, Süleymaniye Camii avlu duvarı önünde boydan boya sıralanmış kırka yakın dükkânda ve bir kısmı da Üsküdar’da bugün Arakıyeci Hacı Cafer Mahallesi adını taşıyan yerde 1900 başlarına kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.