Arthill Müzayedeleri, konusunun en değerli uzman ve otoritelerinin ekspertiz ve katkıları ile hazırlanmakta, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanlarının onayı ile gerçekleşmektedir.
Eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. Müzayedelerimizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %20'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra "7" (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TCMB" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %35 aracılık hizmeti uygulanır.
Arthill Müzayedeleri'nde satışa sunulan tüm eserler "The Ritz-Carlton Istanbul" Süzer Plaza S2'de yer alan "Arthill Gallery"de sergilenmektedir. Müzayede süresince galerimizi 12.00 / 19.00 (Pazar hariç) saatlerinde ziyaret ederek eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
HERANT GÜMÜŞYAN EFENDİ (19.YÜZYIL)
“Gece Yarısı Tarihi Yarımada’ya Bakış”
İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 67.5 x 89 cm.
WARTAN MAHOKIAN (1869-1937)
“Gün Batımında Tekneler”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt: 2 Sayfa: 568
Ölçüler: 48.5 x 74.5 cm.
Türkiye doğumlu Mahokian, resim eğitimini amcası Senekerim Mahokian’dan almaya başlar ve daha sonra Fransa’ya gider. Nice’deki atölyesinde sergiler düzenleyen Mahokian, Almanya’da da birçok sergi düzenlemiştir.
MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)
“İstanbul Boğaziçi”
İmzalı. (Givanian Baptist “G.B” inisiyalli) Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404
Ölçüler: 51 x 63 cm.
1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)
“Constantinople”
İmzalı. (Givanian Baptist “G.B” inisiyalli) Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404
Ölçüler: 36 x 60 cm.
1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)
“Natürmort”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. Duralite marufle.
Sertifika: Eserin, Yüksek Ressam Restoratör Bayram Karşit tarafından verilmiş sertifikası mevcuttur.
Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404
Ölçüler: 57.5 x 44.5 cm.
1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
OSMANLI NATÜRMORT (19.YÜZYIL)
“Meyveler / Köy Evi”
İmzalı. (F.A şeklinde inisiyalli) Ahşap üzeri yağlıboya. Çift taraflı, sanatçı arka tarafa peyzaj çalışmış. Orijinal altın varak çerçevesi içerisinde.
Ölçüler: 13 x 22 cm.
YAKUP CEM (d.1949)
“Natürmort”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Provenans: Özel Koleksiyon'a aittir.
Ölçüler: 30 x 40 cm.
1949 yılında İran’ın Tebriz şehrinde doğdu. Çocukluğundan beri resme olan büyük tutkusu, daha sonra ünlü bir sanatçı ve hoca olan Hacı İslamiyan`ın yanında pekişti. Daha sonra büyük beğeni toplayan tezhip, minyatür ve resim çalışmalarıyla; İngiltere’de Oxford, Paris`te Osmanlı`nın Kuruluşunun 700. Yılı etkinlikleri kapsamında, Los Angeles Fullerton`da (California State Art University) ve New York`da sergiler açtı. Pek çok karma sergide eserleri sergilendi. Hayatta olup da eserleri müzayedelerde satışa sunulan ender sanatçılardan olan Yakup Cem, bir süre Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi`nde öğretim üyeliği de yapmıştır. Sanatçı, son yıllarda çalışmalarını Amerika’da sürdürmektedir.
AHMET MUNİR (19.YÜZYIL)
“Bahriye Kıyafetli Çocuk”
Eski Türkçe (Osmanlıca) ve Latin harfleri ile çift imzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Osmanlı Resim Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 55 x 46 cm.
FUAT MENSİ DİLEKSİZ (1880-1965)
“Harem Dansçısı”
Eski Türkçe imzalı. Ahşap üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 42 x 25.5 cm.
MESRUR İZZET BEY (1873-1952)
“Sarayda Eğlence”
İmzalı. 1940 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
İstiklal Madalyası’nın tasarımcısı Mesrur İzzet Bey’in koleksiyon değeri yüksek ele geçmez eserlerindendir.
Referans: Mesrur İzzet Bey, 2004 / Celil Ender
Ölçüler: 65 x 100 cm.
1873’te doğdu. Kayıtlarında ismine Ahmet Mesrur olarak rastlanmaktadır. Soyadı kanunu ardından da Durum soyadını aldı. Emirgan Rüştiyesinden sonra 1886’da Tıbbiye İdadisine başladı. Ardından Tıbbiye Mülkiyesine devam etti. Tıbbiyeden ayrıldıktan sonra da Sanayi-i Nefise Mektebi-Heykel bölümüne geçti. 1894 yılında 1. Derecede Heykeltıraş diploması sahibi oldu. Ödül olarak 1 Kıta Altın Maarif Madalyası ile 1 Kıta Sanayii Madalyası aldı. Sanatçı sonrasında Fabrika-i Hümayun’a atandı. Burada ilk olarak model yardımcılığı görevinde bulundu. 1914 yılında ise müdürlüğe yükseldi. Kendisi bir süre Darphane’de kalıp modelleri hazırladı. Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı Müzesi’nde kendisine ait porselen çalışmaları mevcuttur. Bunlar, üzerlerindeki İstanbul yapılarının kabartmaları ile dikkat çekmektedir. Darphane-i Hümayun’da da modelcilik yaptı, bunun yanı sıra pul, para ve madalya modelleri ve resimleri yaptı. En önemli çalışması ise tasarladığı istiklal madalyası oldu. Sanayi-i Nefise mezunu olarak Mesrur İzzet Bey’in ismi verildi.
İBRAHİM SAFİ (1898-1983)
"Galata’da Bir Sokak”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedik Sözlük / Sayfa: 276
Ölçüler: 65 x 50 cm.
1898’de Kafkasya Nahcivan’da doğdu. Eğitimini Moskova Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamladı. Rahman Safief, Türkiye’ye geldikten sonra aldığı adıyla İbrahim Safi, Erivan Lisesi'nde öğrenimini sürdürürken resim öğretmeni Kolzska ve resim eğitimi görmüş akrabalarıyla çalışmıştır. Sanatçının ilk çalışmaları Rus ressam Repin'nin etkilerini taşır. I.Dünya Savaşı'nın başlamasıyla öğrenimi yarıda kalmış ve 1917 Ekim Devrimi'nden sonra Kafkasya'da savaşan orduyla birlikte Türkiye'ye gelmiştir. 1918'de ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen sanatçı sanat öğrenimini İstanbul’da Sanayi-i Nefise’de 1923’de tamamladı ancak atölyesinde çalıştığı Namık İsmail’in yanında 1930’a kadar etütlerini sürdürdü. 1924-1925 yıllarında Atatürk portreleri çizen sanatçı, ilk sergisini 1946’da İstanbul’da açtı. Güzel Sanatlar Birliği Sergilerine, çeşitli karma sergilere katıldı. 1955’ten sonra İsviçre, Münih, Köln, Frankfurt, Bonn, Viyana, Roma, Paris, Marsilya, Atina olmak üzere yurtdışında 10 yıl süreyle araştırmalar yaptı, sergiler düzenledi. Çok üreten bir sanatçı olarak tanındı. 1983'de İstanbul Odakule'de düzenlenen 100. sergisinin açılışından bir gün sonra öldü. Ölümünden kısa bir süre sonra aynı yerde adına bir retrospektif sergi düzenlendi. Hükümet tarafından Viyana ve Roma’ya gönderildi. Akademik kökenli Rus resminin bir ölçüde izlenimci paletle yumuşatılmış etkilerini yansıtan sanatı, peyzaj geleneği üzerine kurulur. İstanbul’un doğa ve tarih zenginliği, resimlerinde canlı ve ışıltılı renklerle yer alır. Resimlerinde renkçi bir anlayışla, işlek fırça vuruşları kullandı. Çallı kuşağının portre ölüdoğa/natürmort ve manzara geleneğine bağlı kaldı. Konuları arasında kırsal kesim ve kent görünümleri, günlük yaşam sahneleri, halktan özgün kişilerin tiplemeleri, folklorik düzenlemeler, belgesel, tarihsel nitelikli yapıların yanı sıra, değişik Avrupa kentleri İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Kilyos gibi yörelerden sokak, cami, Kaleiçi evleri, çiçekli ve meyveli natürmortlar gibi zengin bir izlenim birikimi yer aldı.
İBRAHİM SAFİ (1898-1983)
“İstanbul’da Kış”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. Duralite marufle.
Provenans: Özel Koleksiyon
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedik Sözlük / Sayfa: 276
Ölçüler: 20 x 29 cm.
1898’de Kafkasya Nahcivan’da doğdu. Eğitimini Moskova Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamladı. Rahman Safief, Türkiye’ye geldikten sonra aldığı adıyla İbrahim Safi, Erivan Lisesi'nde öğrenimini sürdürürken resim öğretmeni Kolzska ve resim eğitimi görmüş akrabalarıyla çalışmıştır. Sanatçının ilk çalışmaları Rus ressam Repin'nin etkilerini taşır. I.Dünya Savaşı'nın başlamasıyla öğrenimi yarıda kalmış ve 1917 Ekim Devrimi'nden sonra Kafkasya'da savaşan orduyla birlikte Türkiye'ye gelmiştir. 1918'de ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen sanatçı sanat öğrenimini İstanbul’da Sanayi-i Nefise’de 1923’de tamamladı ancak atölyesinde çalıştığı Namık İsmail’in yanında 1930’a kadar etütlerini sürdürdü. 1924-1925 yıllarında Atatürk portreleri çizen sanatçı, ilk sergisini 1946’da İstanbul’da açtı. Güzel Sanatlar Birliği Sergilerine, çeşitli karma sergilere katıldı. 1955’ten sonra İsviçre, Münih, Köln, Frankfurt, Bonn, Viyana, Roma, Paris, Marsilya, Atina olmak üzere yurtdışında 10 yıl süreyle araştırmalar yaptı, sergiler düzenledi. Çok üreten bir sanatçı olarak tanındı. 1983'de İstanbul Odakule'de düzenlenen 100. sergisinin açılışından bir gün sonra öldü. Ölümünden kısa bir süre sonra aynı yerde adına bir retrospektif sergi düzenlendi. Hükümet tarafından Viyana ve Roma’ya gönderildi. Akademik kökenli Rus resminin bir ölçüde izlenimci paletle yumuşatılmış etkilerini yansıtan sanatı, peyzaj geleneği üzerine kurulur. İstanbul’un doğa ve tarih zenginliği, resimlerinde canlı ve ışıltılı renklerle yer alır. Resimlerinde renkçi bir anlayışla, işlek fırça vuruşları kullandı. Çallı kuşağının portre ölüdoğa/natürmort ve manzara geleneğine bağlı kaldı. Konuları arasında kırsal kesim ve kent görünümleri, günlük yaşam sahneleri, halktan özgün kişilerin tiplemeleri, folklorik düzenlemeler, belgesel, tarihsel nitelikli yapıların yanı sıra, değişik Avrupa kentleri İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Kilyos gibi yörelerden sokak, cami, Kaleiçi evleri, çiçekli ve meyveli natürmortlar gibi zengin bir izlenim birikimi yer aldı.
FAUSTINO ZONARO (1913 - ? )
“Feraceli Kadın”
İmzalı. Mukavva üzeri yağlıboya.
Ressam-ı Hazret-i Şehriyari Fausto Zonaro’nun ressam oğlu Faustino’nun nadir ele geçen koleksiyonluk eserlerindendir.
Ölçüler: 31.5 x 20 cm.
FLAMAN EKOLÜ (18.YÜZYIL)
“Conquête des Turcs”
18.Yüzyıl, Flaman ekolü. Tuval üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 45 x 64 cm.
CHARLES BARGUE EKOLÜ (19.YÜZYIL)
“A Bashi-Bazouk”
Tuval üzeri yağlıboya.
Charles Bargue’ın New York Metropolitan Müzesi’nde sergilenen “A Bashi-Bazouk” adlı yapıtından esinlenerek yapılmış, yüksek kıymette nadir koleksiyonluk eserdir.
Ölçüler: 38 x 25.5 cm.
J.MARQUAY (19.YÜZYIL)
“Bedevi”
İmzalı. 10 Dec 1874 tarihli. Kağıt üzeri suluboya.
Ölçüler: 46 x 34 cm.
KADRİ AYTOLON (1873-1957)
İmzalı. Peyzaj. Duralit üzeri suluboya.
Referans: Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi / Sayfa: 92
Ölçüler: 31 x 20 cm.
Gençlik yıllarında Mühendishane-i Berr-i Hümayun’da veznedarlık yapmış, bir ara sarayla ithilafa düşerek yurtdışına gönderilmiş, bir süre yurtdışında kalmış ve çeşitli ülkelerde resimler yapmıştır. Hayatı büyük bir zorlukla ve mücadele içinde geçen sanatçı 1920’li yılların sonunda Fen Tatbikat Okulu’nda dahiliye memurluğu görevini yapmış, yaşamı boyunca iki kişisel, iki karma olmak üzere 4 sergi açmıştır.
KADRİ AYTOLON (1873-1957)
İmzalı. Peyzaj. Kağıt üzeri suluboya. 3 adet.
Provenans: M.S. Aile Koleksiyonu
Referans: Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi / Sayfa: 92
Ölçüler: 34 x 16 cm. (her biri.)
Gençlik yıllarında Mühendishane-i Berr-i Hümayun’da veznedarlık yapmış, bir ara sarayla ithilafa düşerek yurtdışına gönderilmiş, bir süre yurtdışında kalmış ve çeşitli ülkelerde resimler yapmıştır. Hayatı büyük bir zorlukla ve mücadele içinde geçen sanatçı 1920’li yılların sonunda Fen Tatbikat Okulu’nda dahiliye memurluğu görevini yapmış, yaşamı boyunca iki kişisel, iki karma olmak üzere 4 sergi açmıştır.
THOMAS BALDASAR
“Ser-ressam-ı Tamirhane-i Hümâyûn”
İmzalı. Çift. Kağıt üzeri suluboya.
Sultan II. Abdülhamid Han’ın emriyle Tamirhane-i Hümâyûn’da Ser-ressam olarak görev yapan Baldasar’ın nadir ele geçen koleksiyonluk eserleridir.
Referans: Padişahın Ressam Kulları, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, İstanbul 2012 / Sayfa 43
Ölçüler: 36 x 16 cm. (her biri.)
Sanayi-i Nefise Mektebi’nden sonra Fransa ve İtalya’da eğitim gören Baldasar, Sultan II. Abdülhamid emriyle açılan Tamirhane-i Hümâyûn’da Ser-rressam olarak görev yapmıştır. 1940’lı yıllarda yapılan Galatasaray Resim Sergisi’ne birçok kez katılmıştır.
HOCA ALİ RIZA (1858-1930)
İmzasız. Kağıt üzeri suluboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa:30
Ölçüler: 21 x 13 cm.
1858 yılında Üsküdar'da doğduğu için sanat tarihimize Üsküdarlı Hoca Ali Rıza adıyla geçmiştir. Süvari binbaşısı Mehmet Rüştü Bey'in oğludur. Rüştiyedeki öğrenciliği sırasında resim derslerindeki yeteneği ile dikkat çeken Hoca Ali Rıza, resim derslerini Osman Nuri Paşa, Süleyman Seyyid Bey ve M.Kess'den almıştır. 1884'te teğmen olarak Harbiye'yi bitiren ressam, bu yüksek okula resim öğretmeni olarak girmiştir. 1910 yılında Yarbaylıktan emekliye ayrılan sanatçı Kuleli Askerî Lisesi ve Harbiye'de, emekli olduktan sonra da Darülşaffaka, Kız Sanayi-i Nefise Çamlıca, Üsküdar ve Ameli Hayat Kız okullarında 47 yıl resim hocalığı yapmış ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. II. Meşrutiyet’ten sonra kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nde başkanlık yapmıştır. Hoca Ali Rıza gerçekten içli, duygulu manzara resimlerinin yanı sıra “kartpostal” beğenisine giden resimler yapmış olsa da, etkilerden uzak, doğa sevgisine dayanan bir manzara türü geliştirmiş ve bu yolla resmin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuştur. Berlin üniversitelerinin kendisi ile ilişkiler kurmak için çabaladığı bu ünlü sanatçımız kurşunkalem çalışmalarında kurallar kurmuş bir üstattır. Aşık olduğu tabiatın içine girip resimler yaparak ömrünü tamamlamıştır. Her sabah şafakla birlikte kalkar, Üsküdar'ın ve Boğaz'ın zenginliklerle dolu tepelerine tırmanır bir kaya parçasından, bir yelkenliden, bir fıstık ağacı siluetinden, bir İstanbul ahşap evinden bin bir renk manzumesi ile şaheserler yaratırdı. Hoca için realizmin en zengin temsilcisi diyebiliriz. 1930'da Üsküdar'daki evinde öldü. Hoca Ali Rıza, Türk Resim Sanatı Tarihi'nde eşine rastlanmayan bir değer olarak kabul edilmektedir. Birçok müze ve özel koleksiyonda eserleri mevcuttur.
HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)
“Osmanlı Tiplemeler”
Eski Türkçe (Osmanlıca) ile imzalı. Kağıt üzeri sulu boya. 4 adet.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa:218
Ölçüler: 10.5 x 7.5 cm. (her biri.)
Asıl adı Hasan Hayrettin Çizel’dir. İlkokulu ve ortaokulu Dimetoka’da okuduktan sonra Edirne İdadisi’ni bitirdi. Hasan Rıza Bey’den (Şehit Hasan Rıza) resim öğrendi. Hocası gibi savaş ve kahramanlık konularını içeren kompozisyonlar üzerine yoğunlaştı. Sanayi-i Nefise’de Adil Bey’in yanı sıra Warnia Zarzecki ve Valery’den resim dersleri aldı. 1914’te Akademi’yi bitirince Çanakkale savaşlarına katıldı. Bu yıllarda Çanakkale ve çevresinden krokiler çizdi, suluboya resimler yaptı. Devlet adına Almanya’ya gönderilen sanatçı, Hofmann’ın atölyesinde çalıştı. Dönüşünde İstanbul’da Şark Sanayi-i Nefise Atölyesi adında bir yer açtı. İstanbul’daki orta öğrenim kurumlarında resim öğretmeni olarak uzun yıllar görev yaptı. Tarihsel temaları işleyen resimlerinden sonra, bütün çabasını peyzaj resmi üzerinde yoğunlaştırmış olan Hayri Çizel’in sanatı, 1914 kuşağı ressamlarının izlenimci paletine yakındır.
YÜZBAŞI MISIRLI HİDAYET (1885-1872)
“Pazaryeri”
İmzalı. Kağıt üzeri suluboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa: 280
Ölçüler: 41 x 33 cm.
1885’te İstanbul’da doğmuştur. 1905 yılında Mülazımsani olarak Harbiye’den mezun olduktan sonra Kuleli’de Sami Yetik’in yardımcılığını yapmıştır. Sanatçı’nın eserleri Kahire'deki Manial Sarayı’nda, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde ve Milli Savunma Bakanlığı Koleksiyonu’nda bulunmaktadır.
HÜSEYİN CAHİT DERMAN (d.1951)
“Çengelköy”
İmzalı. Peyzaj. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi / Sayfa: 182
Ölçüler: 55 x 70 cm.
Pera ressamlarının Asmalı Mescid ve Galatasaray’daki resim atölyelerinde çalışmaya başlamış ve iyi bir klasik resim eğitimi almıştır. Daha sonra Pertev Boyar’ın atölyesine devam etmiş ve İzlenimci tarzın etkisine girmiştir. Resim çalışmalarını 1974’de İtalya, Fransa ve İngiltere’de sürdürmüş, yurda dönünce ressam Dinçer Erimez’in atölyesine devam etmiştir. Avrupa’da özellikle İngiltere’de son yıllarda görünen “Contemporary Romantics-Çağdaş Romantikler” akımına çok yakın bir anlatıma kendi duyarlılığı ile ulaşmıştır. Peyzajları belgesel niteliktedir. Belgeselliğinin yanı sıra manzaranın etkileyici güzelliğini, lirik bir yaklaşımla renk ve ışık coşkusu olarak ifade etmektedir.
J.WILLAMS (19.YÜZYIL)
“Constantinople”
İmzalı. Ahşap üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 17 x 30 cm.
ADOLPHE THIERS (19.YÜZYIL)
“Le Café à Buyukdere”
İmzalı. Kağıt üzeri suluboya.
Eser, 1993 Nisan’da yayınlanan “Tarih ve Toplum” dergisinin 228.sayfasında yer almaktadır. Fransız Adolphe Thiers, 1893 Paris Oryantalist Resim Salonu’nda birçok eseriyle yer almıştır.
Provenans: Özel Koleksiyon’a aittir.
Literatür: Tarih ve Toplum, Nisan 1993 / Sayfa: 228, 230, 231
Ölçüler: 22 x 34 cm.