Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
PABLO PICASSO (1881-1973)
“Ma Jolie”
İmzalı. 31.12.68 tarihli. Sertifikalı.
Ön ve arka tarafı Pablo Picasso tarafından ayrı ayrı ıslak imzalı ve tarihli “Ma Jolie” isimli eserin yer aldığı Fernand Hazan tarafından hazırlanmış serinin 21 no’lu kartı. Fevkalade kondisyonda.
Sertifika: PSA/DNA Authentication Services tarafından 11.Aralık.2020 tarihinde düzenlenmiş ve bilgi bankasına eklenmiş. Collectors Universe Başkanı Joe Orlando ıslak imzalı.
Sertifika No: AI01701
Referans: E.Benezit. Cilt: 8 / Sayfa: 297
Ölçüler: 15 x 10 cm.
IVAN KONSTANTINOVICH AIVAZOVSKY (1817-1900)
“Mehtap’ta Karadeniz Sahilleri”
İmzalı. 1861 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II.Abdülhamit Han tarafından “Saray Ressamı” olarak himaye edilmiş, dünyada Romantizm akımının en güçlü temsilcilerinden sayılan Aivazovsky “Mehtap’ta Karadeniz Sahilleri” isimli eserini (sağ alt köşede) Kiril alfabesi ile “Aivazovsky 1861” şeklinde imzalamıştır. Romantizm akımının eğilimlerinden olan Oryantalist yönelime sahip eser, denize olan tutku ile doğanın gücü ve ona karşı verilen mücadelenin sonrasını romantizmin incelikli duygusallığı, sanatçının denizin değişen ruh hallerini yakalamadaki olağanüstü yeteneği ile bize yansıtmaktadır. Eser, denizin değişken yapısını yansıtan hüzünlü hikâyesine karşın, sahile vuran sakin dalgalar, umut, huzur ve keyif veren dengeli, uyumlu bir “Aivazovsky” yorumlamasıdır. Eserin restorasyona ihtiyacı vardır.
Sertifika: Eserin, Yüksek Ressam Restoratör Bayram Karşit tarafından verilmiş sertifikası mevcuttur.
Referans: E.Benezit / Cilt: 1 Sayfa: 87
Ölçüler: 44.5 x 53 cm.
Osmanlı sultanları tarafından saray ressamı olarak himaye edilmiş Aivazovsky’nin adında yer alan “Konstantinovich” lakabı şüphesiz onun İstanbul’da ve Osmanlı Sarayı’nda yaptığı resim çalışmalarını belirleyen bir takı olmalıdır. Dünya çapında şöhrete ulaşmış sanatçının hayatı boyunca kazandığı başarılardan bir kısmı kronolojik olarak şu şekildedir. 1837 yılında altın madalya, 1842’de Paris Akademi Konseyi tarafından altın madalya, 1844’de St.Petersburg Akademi üyeliği ve Rus Donanması Resmi Ressamlığı görevi, 1857’de Sultan Abdülmecid tarafından 4.derece Osmanlı Nişanı, 1857’de III.Napoleon tarafından Legion d’Honneur, 1884’de Sultan Abdülaziz tarafından 2.dereceden Osmanlı (Osmaniye) Nişanı, 1887’de İmparatorluk Akademisi Başkanı Grandük Vladimir Alezandrovich tarafından özel bir altın madalya, “Akademi Onursal Üyesi” payesi ve 2.derece Saint Vladimir madalyası, 1888’de Sultan II.Abdülhamid tarafından 1.dereceden Osmanlı Nişanı, 1890’da Sultan II.Abdülhamid tarafından 1.derece Mecidiye Nişanı, I.Nicholas’ın kızı Kraliçe Olga Nikolaievna tarafından Würtemberg Madalyası, Saint Alexander Nevsky şeref rütbesi, İmparatorluk Akademisi madalyası ve 5 Avrupa Akademi üyeliği… Ayvazovski’nin eserlerinin büyük bir kısmı St. Petersburg, Moskova ve Erivan devlet müzelerinde, Türkiye’de ise Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Deniz Müzesi, Askeri Müze, Sakıp Sabancı Müzesi, Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Kumkapı Ermeni Patrikhanesi koleksiyonlarında yer almaktadır. 1817 yılında Kırım yarım adasının Feodosia kentinde doğan, Osmanlı uyruklu Ermeni bir ailenin oğludur. 1833’te 16 yaşında iken Çar I. Nikolay’ın emri ile St.Petersburg Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim öğrenimine başladı ve 1836’da akademiden mezun olarak devlet tarafından Avrupa’ya gönderildi. Henüz 25 yaşındayken uluslararası üne kavuştu. 1845 yılında donanmaya resmi sanatçı olarak kabul edildi. 1847’de St.Petersburg Akademisi profesörü oldu. Çar’ın yakın desteğini alan sanatçı bir yandan da ona Avrupa ve Amerika yolculuklarında eşlik etti. Papa 16. Gregory’nin ‘Kaos’ adlı resmini Vatikan için satın alması, bir Rus ressamın batı sanatı çevrelerinde kazandığı başarı, Rusya’nın Batı uygarlığının akışına dâhil olma sürecinde özellikle önem taşımakta idi. Aivazovsky, Rusya’nın batı kültürüne armağan ettiği uluslararası düzeyde ilk ressam olarak Rus Sarayı tarafından desteklendi ve yaşamı boyunca saygınlığını korudu. Aivazovski’nin Rus İmparatorluğu’nun askeri ve siyasi elitleriyle yakın bağları vardı. 1845’te geldiği İstanbul’da Sultan Abdülmecit tarafından Beylerbeyi Sarayı’nda kabul edildi. 1845-1890 arasında İstanbul’a toplam dört ziyaret yaptı. 1874’teki ziyaretinde Mimarbaşı Sarkis Balyan’ın Kuruçeşme Adası üzerinde bulunan ikametgâhında bir ay kadar misafir olarak Sultan Abdülaziz’in Dolmabahçe Sarayı için sipariş ettiği tabloları hazırladı. 1890’daki son ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna kabul edilerek padişaha iki tablosunu hediye etti. Başarılı kariyeri boyunca kazandığı fonlarla memleketinde bir sanat okulu ve galeri açan sanatçı, Avrupa ve Amerika’da sayısız kişisel sergi düzenlemiştir.
ATELIER JEAN-BAPTİSTE VANMOUR (1671-1737)
“Le Grand Visir”
18.Yüzyıl. Metal üzeri yağlıboya. Arkası “2” Numaralı.
Muh. Sokollu Mehmed Paşa.
Jean-Baptiste Vanmour’un İstanbul’da kurduğu atölyede üretilen eserlerden. Tıpkı benzerleri Rijksmuseum Amsterdam (1.3 numaralı oda), Topkapı Sarayı Müzesi ve Pera Müzesi Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
Provenans: DROUT SVV Coutau Bégarie, Paris France / Lot: 160
Referans: A Collection of works from Rijksmuseum and Topkapi Palace Museum, Vanmour and Levnî
Sultanlar, Tüccarlar, Ressamlar / Türk-Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
Ölçüler: 31 x 23 cm.
Flaman asıllı Fransız ressam Vanmour (1671-1737) Osmanlı Devleti'’nde Lâle Devri'nin tanığı olan tek ve ilk oryantalist ressamdır. 1699'da Fransız elçisi Marquis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelmiştir. Kral XIV.Louis tarafından "Kral'ın Doğu'daki Özel Ressamı / Peintre Ordinaire du Roy en Levant” unvanına layık görülmüştür. Comte de Ferriol ile birlikte Paris'e dönmemiş ve ömrünün sonuna kadar diğer Fransız elçilerinin maiyetinde İstanbul'da kalmıştır. Vanmour’un İstanbul'da bir atölyesinin olduğu bilinmektedir.
ATELIER JEAN-BAPTİSTE VANMOUR (1671-1737)
“Un Effendy”
18.Yüzyıl. Metal üzeri yağlıboya. Arkası “7” Numaralı.
Jean-Baptiste Vanmour’un İstanbul’da kurduğu atölyede üretilen eserlerden. Tıpkı benzerleri Rijksmuseum Amsterdam (1.3 numaralı oda), Topkapı Sarayı Müzesi ve Pera Müzesi Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
Provenans: DROUT SVV Coutau Bégarie, Paris France / Lot: 160
Referans: A Collection of works from Rijksmuseum and Topkapi Palace Museum, Vanmour and Levnî
Sultanlar, Tüccarlar, Ressamlar / Türk-Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
Ölçüler: 31 x 23 cm.
Flaman asıllı Fransız ressam Vanmour (1671-1737) Osmanlı Devleti'’nde Lâle Devri'nin tanığı olan tek ve ilk oryantalist ressamdır. 1699'da Fransız elçisi Marquis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelmiştir. Kral XIV.Louis tarafından "Kral'ın Doğu'daki Özel Ressamı / Peintre Ordinaire du Roy en Levant” unvanına layık görülmüştür. Comte de Ferriol ile birlikte Paris'e dönmemiş ve ömrünün sonuna kadar diğer Fransız elçilerinin maiyetinde İstanbul'da kalmıştır. Vanmour’un İstanbul'da bir atölyesinin olduğu bilinmektedir.
ATELIER JEAN-BAPTİSTE VANMOUR (1671-1737)
“Un Cheleby”
18.Yüzyıl. Metal üzeri yağlıboya. Arkası “12” Numaralı.
Jean-Baptiste Vanmour’un İstanbul’da kurduğu atölyede üretilen eserlerden. Tıpkı benzerleri Rijksmuseum Amsterdam (1.3 numaralı oda), Topkapı Sarayı Müzesi ve Pera Müzesi Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
Provenans: DROUT SVV Coutau Bégarie, Paris France / Lot: 160
Referans: A Collection of works from Rijksmuseum and Topkapi Palace Museum, Vanmour and Levnî
Sultanlar, Tüccarlar, Ressamlar / Türk-Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
Ölçüler: 31 x 23 cm.
Flaman asıllı Fransız ressam Vanmour (1671-1737) Osmanlı Devleti'’nde Lâle Devri'nin tanığı olan tek ve ilk oryantalist ressamdır. 1699'da Fransız elçisi Marquis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelmiştir. Kral XIV.Louis tarafından "Kral'ın Doğu'daki Özel Ressamı / Peintre Ordinaire du Roy en Levant” unvanına layık görülmüştür. Comte de Ferriol ile birlikte Paris'e dönmemiş ve ömrünün sonuna kadar diğer Fransız elçilerinin maiyetinde İstanbul'da kalmıştır. Vanmour’un İstanbul'da bir atölyesinin olduğu bilinmektedir.
JEAN PIERRE DROUIN (1782-1861)
“Osmanlı Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi ve Maiyeti'nin Paris’e Girişi"
İmzalı. 1827 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Turquerie Sanat Akımı’nın başlangıcını temsil eden 1721’de Osmanlı Elçisi Yirmisekiz Mehmet Çelebi ve Maiyeti'nin Paris’e girişleri. Minyatür tarzda küçük ebatlı eserler çalışmış usta sanatçının en büyük ebatlı eseri ve başyapıtı. Orijinal altın varak siyah lake çerçevesi içerisinde.
Referans: E.Benezit / Cilt:3 Sayfa:679
Ölçüler: 130 x 100 cm.
Drouin, 1782’de Besançon da doğdu. 18. ve 19.Yüzyıl ressamıdır. Minyatür ve suluboya portre ressamı Jean Pierre Druoin, Academiê de Paris okulunda heykeltıraş Dejoux’nun öğrencisiyken ardından minyatür için JBJ Augustin’nin öğrencisi oldu. Nadir eserleri olan bu sanatçı, sıkı noktalı bir çizgide çalıştı, cilt tonlarını doğru bir şekilde verdi, bazen pembe ve kahverengi gölgelerle ve saça birkaç vurgu beyaz guaj yerleştirdi. Drouin’in temsil edildiği müzeler; MBA DE Besançon; Palais des Beaux – Arts,Lile.
18.yüzyılda özellikle Fransa’da başlayan ve öteki Avrupa merkezlerine de yayılan Türk modasına “Turquerie Akımı” denmiştir. 1721 yılında Osmanlı elçisi yirmisekiz Mehmed Çelebi Paris’e gönderilmiş, elçilik heyeti ve muhafızlarının görkemli giyim kuşam ve koşum takımları içinde şehre girişleri Paris’lileri büyülemiştir. 1740’ların başında ise yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin oğlu Said Efendi’nin Paris’e elçi olarak atanması Fransızların bir defa daha Osmanlı’nın görkemine tanık olmalarına sebep olmuştur. Aslında Avrupa’lıların Doğu’yu tanıma merakını çok eski yüzyıllara götürmek mümkündür. Başta 15.Louis’nin (1715-1774) gözdeleri Madame Pompadour ve Barry Düşesi Madame de Barry olmak üzere Paris’li soylular ve ileri gelenler sanatçılara Türk giysileri içinde kendi portrelerini yaptırmışlardır. Balolarda Türk kıyafeti giymek, Türk kıyafetiyle portre yaptırmak dönemin yaygın modaları hâline gelmiştir. O dönemlerde Avrupa’da yapılan düğünlerde bile, Osmanlı izlerini görmek mümkündü. 1719’da Avusturya sarayından Maria Josepha ile evlenen Saksonya Prensi Friedrich August, düğünü için aynı boyda güçlü 315 kişiyi vazifelendirir. Bu gençler ‘moustache a la Turque’ yani Türk bıyığı bırakacak ve düğünde yeniçeri kıyafeti giyip, mehter eşliğinde de yürüyeceklerdi. Ayrıca yemekler, hilâl şeklindeki masada yine Osmanlı kıyafetindeki hizmetliler tarafından servis edilmişti. Osmanlı elçisinin de davetli olduğu düğünde gelin Dresden yakınlarında yine Türk eserleriyle süslenmiş bir gemiden alınıyordu. Bu moda akımı içinde Kral Louis ve diğer soylular ile zenginler ressamlara Doğu konulu tablolar ısmarlıyorlardı. Doğu’ya giden gezgin ve görevliler Türklere ve Türkiye’ye ait anı ve resimlerini yayınlayarak “Turquerie” modasının geniş kitlelere yayılmasını sağlamışlardır. İsviçre’li ressam Jean-Etienne Liotard 1738 yılında İstanbul ve İzmir’de bulunmuş, özellikle Türk kadınlarının resimlerini yapmış ve bundan ötürü de Avrupa’da ‘Peintre Turc’ (Türk ressamı) ünvanını almıştır. Şüphesiz bu akımın önemli bir bölümünü de tabloların yanı sıra evleri süsleyen biblo ve heykelcikler/figürler oluşturmakta idi. Unutulmamalıdır ki her dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun hayranlık uyandıran gücü ve zenginliği, tüm dünyada Osmanlı Pazarı’na ve Osmanlı Sarayı’na özel birçok sanat eseri üretilmesine sebep olmuştur.
JEAN GIOVANNI BRINDESI (1826-1888)
“Başıbozuklar”
İmzalı. Kâğıt üzeri karışık teknik.
Provenans: Eser, Drouot-Richelieu, Paris’te düzenlenen 21.06.2012 tarihli müzayede kataloğunda Lot 47 olarak yer almaktadır.
Referans: Fırçaların Diliyle İstanbul / Sayfa: 42
Ölçüler: 37 x 27 cm.
İtalyan asıllı ressam Jean Brindesi, Sultan Abdülmecid Han döneminde İstanbul'da yaşayıp günlük yaşam ve ordu yaşamından sahneler çizdi. Resim atölyesi Beyoğlu semtindeydi. Tabloları Paris'teki ünlü Lemercier Yayınevi tarafından taş baskı gravüre çevrilip iki albüm olarak 1855 ve 1860 yıllarında yayınlandı. Albümlerden biri çoğu Osmanlı sarayı rütbelisi olan insan kıyafetleri, öteki ise İstanbul'da günlük yaşam sahnelerini görüntülemektedir. Brindesi'nin çizimleri taş baskı ve renklendirilmiş olarak, Ch. Bour, Hadamard, J. Gaildrau, A. Charpentier, Gilbert, Bayot, Schultz, Sorrieu gibi birçok gravürcü tarafından yayımlanmıştır. Brindesi'nin özgün desenleri Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Deniz Müzesi ve İstanbul Üniversitesinde bulunmaktadır. Sanatçının mezarı Feriköy'deki Katolik mezarlığındadır.
FUAT SOYHAN (1885-1961)
“Aynada Ben”
Eski Türkçe ile imzalı ve (1 Temmuz 22) tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Eserde kendini askeri üniforma ile resmeden usta sanatçının sağ göğsünde Hicri 1333 tarihinde Sultan V.Mehmed Reşad Han tarafından I.Dünya Savaşı’nda üstün cesaret ve kahramanlık gösteren askerlere verilen Harp Madalyası, sol göğsünde ise topluma örnek olan sivil ve askeri kişilere verilen Liyakat Madalyası bulunmaktadır.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211
Ölçüler: 73 x 60 cm.
1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askeri Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hakim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.
HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)
“Otoportre”
Eski Türkçe ve Latin harfleri ile çift imzalı. Hicri 1328 tarihli. Duralit üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa:218
Ölçüler: 18.5 x 9.5 cm.
Asıl adı Hasan Hayrettin Çizel’dir. İlkokulu ve ortaokulu Dimetoka’da okuduktan sonra Edirne İdadisi’ni bitirdi. Hasan Rıza Bey’den (Şehit Hasan Rıza) resim öğrendi. Hocası gibi savaş ve kahramanlık konularını içeren kompozisyonlar üzerine yoğunlaştı. Sanayi-i Nefise’de Adil Bey’in yanı sıra Warnia Zarzecki ve Valery’den resim dersleri aldı. 1914’te Akademi’yi bitirince Çanakkale savaşlarına katıldı. Bu yıllarda Çanakkale ve çevresinden krokiler çizdi, suluboya resimler yaptı. Devlet adına Almanya’ya gönderilen sanatçı, Hofmann’ın atölyesinde çalıştı. Dönüşünde İstanbul’da Şark Sanayi-i Nefise Atölyesi adında bir yer açtı. İstanbul’daki orta öğrenim kurumlarında resim öğretmeni olarak uzun yıllar görev yaptı. Tarihsel temaları işleyen resimlerinden sonra, bütün çabasını peyzaj resmi üzerinde yoğunlaştırmış olan Hayri Çizel’in sanatı, 1914 kuşağı ressamlarının izlenimci paletine yakındır.
İSMAİL HAKKI ALTUNBEZER (1871-1946)
“Portre”
Eski Türkçe İmzalı. (Bende-i İsmail) Hicri 1311 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya. Sanatçının nadir ele geçen müzelik yapıtlarındandır.
“Bende (kul, köle)” ibaresi tablonun saraya yapıldığını göstermektedir. Bende/Kulları imzasının takvim anlamında ilk kullanım tarihi Saray Ressamlığı’nın kurumsal olarak başladığı 1860’lı yıllara tekabül etmektedir.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 199-200
Padişahın Ressam Kulları, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, İstanbul 2012
Ölçüler: 55 x 38 cm.
İsmail Hakkı Altunbezer 1871’de doğdu. Babasından Sülüs ve nesih hat stillerini öğrendi. Tuğra çekme, divani, celi, divani ve celi hatları Sami Efendi ile meşk etti. Sanayi-i Nefise Mektebi’ni resim bölümünden birincilikle mezun oldu. Tezhip sanatı ile de ilgilendi ve kendi yazılarını tezhipledi. Bu özelliğinden ötürü Altunbezer soyadını aldı. Divan-ı Humayun’dan çıkan ferman, berat ve menşur gibi resmi belgelerdeki tuğraları çeken tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer, bu belgelerin divani ve celi divani yazılarını da yazmıştır. 1915 yılında açılan Medresetü’l-Hattatin’de tuğra ve celi sülüs dersleri veren Altunbezer, 1928 harf devriminden sonra Şark Tezyini Sanatlar Mektebi’nde. 1936’dan itibaren de Güzel Sanatlar Akademisi’nde tezhip dersleri verdi. Nâdir rastlanan bir fırça ve kalem hakimiyetine sahip olduğu için bu yeni mesleğinde de kolaylıkla eserler verdi. 1945’te hastalığı dolayısıyla akademideki görevinden ayrıldı, 1946 yılında vefat etti.
MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)
“Peyzaj”
İmzalı. 1890 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Sanatçının yaptığı büyük ebatlı başyapıt eserlerinden. Orijinal altın varak çerçevesi içerisinde.
Referans: E.Benezit / Cilt:5 Sayfa: 56
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404
Ölçüler: 75 x 100 cm.
1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğdu. Sultan Abdülmecit Han’n saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi oldu. 1874’te Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876-79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam etti. Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldı. Beyoğlu’nda yer alan Rus Sefarethanesi’nde 1894’te bir resim sergisi açtı. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için de dekorlar hazırladı. İtalyanca operalarda da rol alan çok yönlü bir sanatçıydı. Pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro Adası’ndaki “Congregazione Armena Mechitarista Manastırları”nda tabloları bulunmaktadır. 1894-1905 yılları arasında Odessa ve St. Petersburg’da yaşamını sürdürdü. 1906’da İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
HARALD JERICHAU (1851-1878)
“İstanbul Tarihi Yarımada”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: E.Benezit / Cilt: 6 Sayfa: 65
Ölçüler: 31 x 52 cm.
ATELIER JEAN-BAPTİSTE VANMOUR (1671-1737)
“Un Saka ou Porteur d'Eau”
18.Yüzyıl. Metal üzeri yağlıboya. Arkası “29” Numaralı.
Jean-Baptiste Vanmour’un İstanbul’da kurduğu atölyede üretilen eserlerden. Tıpkı benzerleri Rijksmuseum Amsterdam (1.3 numaralı oda), Topkapı Sarayı Müzesi ve Pera Müzesi Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
Provenans: DROUT SVV Coutau Bégarie, Paris France / Lot: 160
Referans: A Collection of works from Rijksmuseum and Topkapi Palace Museum, Vanmour and Levnî
Sultanlar, Tüccarlar, Ressamlar / Türk-Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
Ölçüler: 31 x 23 cm.
Flaman asıllı Fransız ressam Vanmour (1671-1737) Osmanlı Devleti'’nde Lâle Devri'nin tanığı olan tek ve ilk oryantalist ressamdır. 1699'da Fransız elçisi Marquis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelmiştir. Kral XIV.Louis tarafından "Kral'ın Doğu'daki Özel Ressamı / Peintre Ordinaire du Roy en Levant” unvanına layık görülmüştür. Comte de Ferriol ile birlikte Paris'e dönmemiş ve ömrünün sonuna kadar diğer Fransız elçilerinin maiyetinde İstanbul'da kalmıştır. Vanmour’un İstanbul'da bir atölyesinin olduğu bilinmektedir.
SAMİ YETİK (1878-1945)
“Belgrad Ormanı”
Eski Türkçe imzalı ve tarihli. Duralit üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 28.x 38 cm.
Sanayi-i Nefise Mektebini 1906 yılında birincilikle bitirerek öğrenim için Fransa'ya gönderilen, kurallara ve klasik disipline bağlı bir sanatçı olarak görünmesine rağmen, sanatı serbest tuşların özgür akışı içinde biçimlendiren Türk Resim Sanatı’nın en önemli sanatçılarından biri olan ustanın erken dönem eserlerinden.
MÜFİDE KADRİ (1890 - 1912)
İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya.
Türk Resim Sanatı’nın ilk kadın sanatçılarından olan Müfide Kadri’nin ele geçmez koleksiyonluk bir yapıtıdır.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi Sayfa:496
Ölçüler: 27 x 22 cm.
1890 yılında İstanbul’da doğdu. Doğumundan hemen sonra annesinin ölümü ve küçük yaşta babasını da kaybetmesi üzerine Kadri Bey tarafından evlatlık edindi. Eğitim ve öğrenimini eve gelen özel hocalardan aldı. Güzel sanatların tümüne karşı yeteneği keşfedildi. 10 yaşında resme başlayarak Osman Hamdi Bey’den özel ders aldı. Yeteneği Akademi’nin İtalyan asıllı profesörü Valeri tarafından da takdir edildi, bir süre Valeri’den suluboya ve karakalem desen dersleri aldı. Resim ve müziği birlikte yürüten; piyano, keman ve ud gibi enstrümanları da çalabilen sanatçının, bir sergide yer almak üzere Münih’e gönderilen resimleri ona altın madalya kazandırdı. Müfide Kadri’nin resim alanındaki başarıları ve üstün yeteneği ona resim öğretmenliği yolunu açar. Fransızca konuşan doğu ve batı edebiyatı üzerinde zengin bilgisi bulunan ve resim yapan Müfide Kadri Numune Mektebi’nde bir yıl kadar resim dersleri verir. Bir süre II.Abdülhamit’in kızı Adile Sultan’a sarayda resim dersleri verir. Daha sonra da Süleymaniye’de Numune-i İnas adlı kız okullarında resim, nakış ve musiki hocalığı yapar. Resimde olduğu kadar müzikte de başarılı olmuştur. Ud, keman ve kemençe çalmanın yanı sıra besteler de yapmıştır. Daha çok portre ve figür alanında eser üreten, Türkiye’nin ilk kadın ressamlarından olan sanatçı 1912 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
NACİ KALMUKOĞLU (1896-1954)
“Ortaköy”
Duralit üzeri yağlıboya.
Ekspertiz: Yüksek Ressam Bayram Karşit tarafından onaylıdır.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa:221
Ölçüler: 24 x 35 cm.
Rusya Harkov doğumlu sanatçı Kalmuk Türkleri’ndendir. Harkov Güzel Sanatlar Akademisi’nde başladığı resim öğrenimi 5 yıl sürmüştür. Rusya’da aldığı doğa gerçekliğine dayalı klasik-akademik sanat eğitimi ona yaşamı boyunca silinmeyecek bir gözlem gücü ve icra yeteneği kazandırmıştır. 1971 Rus İhtilali’nden sonra Kırım üzerinden İstanbul’a gelerek Türk vatandaşlığına geçti. Güzel Sanatlar Birliği sergilerine katıldı. Peyzaj, portre ve çıplak temalarında verdiği eserlerinde akademik-izlenimci bir tarzı benimsedi. Figür ve portrelerinde bu disiplinin etkileri belirgindir. Ancak bu akademik çizgisi peyzajlarında izlenimci bir üslup doğrultusunda yumuşamıştır.
DAVID ÇIRACİYAN (1839-1907)
“Boğaziçi”
İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya.
Referans: Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:2 Sayfa:292
Ölçüler: 30 x 40 cm.
MEHMET ALİ LAGA (1878-1947)
“Bursa Yeşil Türbe / Peyzaj”
Çift İmzalı. Çift taraflı. Kontrplak üzeri yağlıboya.
Sanatçı eserin ön yüzüne Bursa Yeşil Türbe, arkasına ise peyzaj konulu resim çalışmıştır.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa:441
Ölçüler: 50 x 53 cm.
1878’de Trablusgarp’ta doğdu. Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun olduktan sonra Harbiye’ye giren Mehmet Ali Laga, burada Hoca Ali Rıza’nın öğrencisi oldu. 1898’de Harbiye’den mezun oldu ve Trablusgarp’a atandı. 1907 yılında İstanbul’a geri dönerek 1908’de Meşrutiyet’in ilanından sonra Kuleli Askerî Lisesi’nde resim öğretmeni oldu. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan sanatçı Sanayi-i Nefise Mektebi’nde idare müdürlüğü de yapmış, 1924 yılında emekli olmuş, 1947 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Yağlıboya çalışmalarının yanında suluboya türünde de çalışmalar yapmış olan sanatçının konu olarak daha çok peyzaj türünde yoğunlaştığı görülmektedir.
MEHMET ALİ LAGA (1878-1947)
İmzalı. Peyzaj. Duralit üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa:441
Ölçüler: 30 x 40 cm.
1878’de Trablusgarp’ta doğdu. Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun olduktan sonra Harbiye’ye giren Mehmet Ali Laga, burada Hoca Ali Rıza’nın öğrencisi oldu. 1898’de Harbiye’den mezun oldu ve Trablusgarp’a atandı. 1907 yılında İstanbul’a geri dönerek 1908’de Meşrutiyet’in ilanından sonra Kuleli Askerî Lisesi’nde resim öğretmeni oldu. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan sanatçı Sanayi-i Nefise Mektebi’nde idare müdürlüğü de yapmış, 1924 yılında emekli olmuş, 1947 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Yağlıboya çalışmalarının yanında suluboya türünde de çalışmalar yapmış olan sanatçının konu olarak daha çok peyzaj türünde yoğunlaştığı görülmektedir.