Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
OSMANLI 18.YÜZYIL MİNYATÜR SEYAHAT HİLYESİ
18.Yüzyıl. Osmanlı. Minyatür boyda Hilye-i Şerife. Siyah renk mürekkeple yazılmış, oval formda. Orijinal altın sırmalı kesesi ile birlikte. Yüksek kıymette ele geçmez gerçek koleksiyonluk eserdir.
Kese Çap: 6 cm.
Hilye Çap: 2.5 cm.
Hat Sanatı’nda Hz.Muhammed’in görünüşünü, hal ve hareketlerini anlatan tasarımsal metinler olan Hilye-i Şerife’lerin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri Hz.Muhammed’in "Ya Ali, hilyemi yaz ki vasıflarımı görmek, beni görmek gibidir!" mealindeki hadistir. Hilye levhalarının yazılması ve bezenmesi sadece Osmanlı Türkleri’ne has olup diğer İslâm ülkelerinde bu tarz bir uygulamaya rastlanmaz. Hilye metninin ilk kısmının yer aldığı göbek güneşe benzetilir. Onu kuşatan hilâl formu, Hicret-i Nebeviyye’nin sembolü olan ve İslâm takviminde esas alınan ayı temsil eder. İnanışa göre Resûl-i Ekrem’in bu âlemi nuruyla aydınlattığı için güneş ve aya benzetildiğinden hilyenin göbek kısmında güneş, bunu çepeçevre saran bölümde ise hilâl şekli oluşturulmuştur. Hilyenin klasik kompozisyonda ilk kez hüsn-i hattın önde gelen isimlerinden Hafız Osman (1642-1698) eliyle levha şeklinde yazıldığı kabul edilmektedir. Önemli bir hususta, Hilye-i Şerife’lerin evlerde bulundurulması konusudur, bu geçmiş zaman İstanbul’unun dinî folklorunda göze çarpan bir özelliktir. Herhangi bir dini dayanağı olmasa da Hilye-i Şerife’lerin bulunduğu eve huzur, bereket, saadet getireceğine, orayı afetlerden, felaketlerden, yangından, salgın hastalıklardan ve musibetlerden koruyacağına inanılmıştır.
MEHMED HULUSİ KETEBELİ KUR’AN-I KERİM / HİCRİ 1238
19.Yüzyıl. Osmanlı. Mehmed Hulusi bin Hasan bin Ahmed ketebeli. Hicri 1238 tarihli. Hocası Ali Hilmi el-Rizevi. Sahibi Molla İsmail Gedikzade Hemşini. Nesih hattı ile yazılmış, her sayfası 15 satır. Klasik tezhipli, altın cetvelli, altın duraklı. Orijinal şemseli deri cildi içerisinde, cilt sırtı altın yaldız ile Ayet-i Kerime yazılı. Eksiksiz, haliyle. Cildin toparlanmaya ihtiyacı vardır. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.
Ölçüler: 17 x 12 cm.
OSMANLI HAFIZ OSMAN EKOLÜ HAT LEVHA KOLEKSİYONU / 6 ADET
17./18.Yüzyıl. Osmanlı. Muhtemelen Hafız Osman elinden çıkmış, ketebesiz. Ebrulu 6 adet (koltuklu) kıtadan oluşan koleksiyon. Sülüs ve nesih hattı ile Hadis-i Şerifler yazılı. Altın yaldız cetvelli ve tezhipli. Fevkalade kondisyonda. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez koleksiyonluk örnekleridir.
Ölçüler: 18 x 23 cm. (büyük olan)
15 x 23 cm. (her biri)
TÜRK CİLT SANATI’NIN “MUSTAFA DÜZGÜNMAN” İMZALI KOLEKSİYONLUK ÖRNEĞİ
Eski Türkçe ketebeli. Hicri 1361 tarihli. Rumî üslubu, şemseli. Cilt, cepli kitap kabı. Deri üzerine altın yaldız bezeme.
Ölçüler: 16.5 x 10.5 cm.
1920’de İstanbul Üsküdar’da Sultantepe’de doğdu. Babası, aynı semtteki Abdülbâki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdâyî camilerinin imamlığını yapan Sâim Efendi’dir. Annesinin dayısı hattat Necmeddin Okyay onu, hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Türk Tezyinî Sanatları Bölümü’ne kaydettirdi (1938). Burada Necmeddin Okyay’dan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda kabiliyetiyle dikkati çekti, diğer kıymetli hocalardan da faydalandı. Akademideki talebeliği yıllarında “şemse” denilen klasik cildin en güzel örneklerini imal etti. 1957’den itibaren daha fazla zaman ayırdığı ebru ile ilgilendi. Düzgünman, ebru sanatı dışında dinî mûsikiyle de meşgul olmuş ve tasavvuf zevkini Hâfız Eşref Ede’den almıştır. Aziz Mahmud Hüdâyî Camii’nde uzun yıllar cuma günleri iç ezan ve teravih namazı aralarındaki ilâhi okuyuşuyla iyi bir icracı olarak tanınan Düzgünman’ın, bir kısmının güftesi kendisine ait olmak üzere değişik makamlarda bestelediği yirmi kadar ilâhisi vardır. 1953’ten 1979’a kadar yirmi altı yıl müddetle Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı’nın türbedarlığını yapan Düzgünman, halk ağzıyla koşma tarzında bazı şiirler de yazmıştır. Bunlar arasında, ebrunun tarihçesi, özellikleri ve mahiyetini anlatan yirmi kıtalık “Ebrûnâme”si en tanınmışıdır. Eski tarz körüklü fotoğraf makinasıyla 1000’e yakın hat örneğini emülsiyonlu cama tesbit etmiş, bazıları Kalem Güzeli (Ankara 1981) ve İslâm Kültür Mirâsında Hat Sanatı (İstanbul 1992) adlı eserlerde yer almıştır. Daha sonra koleksiyonu Türkpetrol Vakfı’na hediye etmiştir. 12 Eylül 1990 Çarşamba günü vefat eden Mustafa Düzgünman’ın kabri Karacaahmet Mezarlığı’ndadır.
KEMAL BATANAY (1893-1981)
“Besmele-i Şerif”
Ketebeli. Hicri 1387 tarihli. Celî talik hat levha, altın cetvelli. Dış pervaz tezhibi “Sema Sıdal, 1968” ketebeli.
Referans: Türk Hattatları / Sayfa:266
Ölçüler: 22 x 52 cm.
1893’te İstanbul’un Fatih semtinin Hırka-i Şerif Mahallesi’nde doğdu. Babası Kayserili Müridoğulları soyundan imam Mehmed Ziyâeddin Efendi idi. Orta tahsilini Fâtih Rüşdiyesi ile Vefa İdâdîsi’nde yaptı. İdâdîde iken babasının yanında hıfza çalışarak on dört yaşında hâfız oldu. Zamanın meşhur hocalarından Tevfik Efendi ve Manisalı Mustafa Efendi’den Arapça, Farsça ve dini ilimler tahsil etti. İdâdînin son sınıfında iken Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi’ne devam etti. İlk hat hocası Bâb-ı Fetvâ’da Hasan Hüsnü Efendi’dir. Onun vefatından sonra Sultan Selim Camii müezzini hattat Mehmed Hulûsi Efendi’den ders görerek 1918’de icâzetnâmesini aldı. Sülüs, nesih ve rik‘a yazılarını da Erkân-ı Harbiyye Matbaası baş hattatı Sofu Mehmed Efendi’den öğrendi. 1920’de girdiği Şirket-i Hayriyye Tâdât Kalemi’nde altı yıl çalıştıktan sonra İstanbul Ticaret Odası’na geçti. 1976’da açılan İstanbul Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı’na repertuvar hocası olarak tayin edildi. Ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Kemal Batanay, mûsiki ve hat sanatındaki eserleriyle yüzyılımızın önemli sanatkârları arasında yer aldı. Altı yıl Galata Mevlevîhânesi’nde âyinhanlık ve cuma imamlığı yaptı. On bir dini, dindışı sahada ise otuz dört söz, dokuz saz eseri bestelediği bilinmektedir. Bestekârlığı ve hattatlığı yanında iyi bir tanburî ve hânende idi. 22 Haziran 1981’de vefat etti ve Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.
HAFIZ MEHMED SULHÎ EFENDİ / 18.YÜZYIL
"Hilye-i Şerife"
Ketebeli. Hicri 1173 tarihli. Çift taraflı. Aharlı kağıt üzerine is mürekkebi ile muhakkak, sülüs ve nesih hattı ile yazılmış. Tekke işi, taçlı ahşaba yapıştırılmış.
Ölçüler: 66 x 27 cm.
OSMANLI 19.YÜZYIL TEKKE İŞİ NAMAZGÂH
Tekke işi, ahşap üzerine Eski Türkçe (Osmanlıca) ile “Ey misafir; Kıl namazın kıble bu canibdedir, işte leğen işte ibrik işte peşkir iptedir” yazmakta.
Ölçüler: 34 x 23 cm.
UYGUR TÜRKLERİ’NE AİT AHŞAP KUR’AN TABLETLERİ
18.Yüzyıl veya öncesi. Uygurca. El oyma baskı kalıp, 2 adet. Kallavi ebatlarda.
Referans: Eski Türklerde Yazı, Kağıt, Kitap ve Kağıt Damgaları / Şinasi Tekin, 1993
Ölçüler: 51 x 15 cm. (her biri)
Haliyle. Uygurca / Moğolca metinli ahşap.