• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ve KOLEKSİYONLUK ESERLER MÜZAYEDESİ | 29

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

Lot: 126 » Seramik

OSMANLI 19.YÜZYIL ÇANAKKALE SERAMİK MANGAL

Benzer örnekleri Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi ve Ankara Etnografya Müzesi Koleksiyonu’nda bulunmaktadır. Tıpkı benzeri “Türk Devri Çanakkale Seramikleri isimli kitapta 100 no’lu eser olarak yayınlanmıştır.

Ölçüler: 43 x 39 cm.

Eski adı "Kale-i Sultaniye" olan Çanakkale, 17. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar ilginç ve özgün formlu eserlerin üretildiği bir seramik merkezidir. Seramiklerde kaba kırmızı hamur, nadiren de bej renkli hamur kullanılmıştır. Desenler yeşil, kahverengi, kirli sarı ve şeffaf sır altına morumsu kahverengi, turuncu, sarı, lacivert ve beyaz boyalıdır. Büyük tabakların kenarlarında kafes motifi, merkezde rozet çiçek, çukur tabaklarda ise kalyon, havan topu, cami, köşk ve kuş ile balık gibi hayvan figürleri görülür. Desenler fırça darbeleriyle yapılmış izlenimi vermektedir. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başına tarihlendirilen seramik örnekleri arasında küp, testi, sürahi, ibrik, sepet formlu eşyalar, maşrapa, tabak, vazo, yazı takımı, mangal, kapağı insan veya hayvan figürlü şekerlik, gemi formlu gaz lambası, hayvan biçiminde kapları sayabiliriz. Burma kulplu, gaga ağızlı veya emzikli testilerin yanında, simit gövdeli ve at başlı testiler de ilginç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek renk sır olarak yeşil, sarı, kahverengi ve mor kullanılmış olup, geç örneklerde ebrulilere de rastlanılmaktadır. Tek renk sırlı olanlar, genellikle sır üstüne altın yaldız, mavi, beyaz, siyah, sarı ve kırmızı renkte stilize çiçek ve yaprak motifleri ile bezelidir. Bazı örneklerin üzerinde çiçek rozet, selvi, hilâl, arma ve çeşitli hayvan figürleri şeklinde kabartmalar görülür.

Detaylar
Lot: 127 » Seramik

OSMANLI 19.YÜZYIL ÇANAKKALE SERAMİK HÖRGÜÇLÜ DEVE FİGÜRÜ (KAP)

Benzer örnekleri Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi ve Ankara Etnografya Müzesi Koleksiyonu’nda bulunmaktadır.

Referans: Benzer örneği “Sadberk Hanım Müzesi, Türk Çini ve Seramikleri” isimli kitabın 141.sayfasında yer almaktadır.

Ölçüler: 17 x 19 x 7 cm.

Eski adı "Kale-i Sultaniye" olan Çanakkale, 17. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar ilginç ve özgün formlu eserlerin üretildiği bir seramik merkezidir. Seramiklerde kaba kırmızı hamur, nadiren de bej renkli hamur kullanılmıştır. Desenler yeşil, kahverengi, kirli sarı ve şeffaf sır altına morumsu kahverengi, turuncu, sarı, lacivert ve beyaz boyalıdır. Büyük tabakların kenarlarında kafes motifi, merkezde rozet çiçek, çukur tabaklarda ise kalyon, havan topu, cami, köşk ve kuş ile balık gibi hayvan figürleri görülür. Desenler fırça darbeleriyle yapılmış izlenimi vermektedir. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başına tarihlendirilen seramik örnekleri arasında küp, testi, sürahi, ibrik, sepet formlu eşyalar, maşrapa, tabak, vazo, yazı takımı, mangal, kapağı insan veya hayvan figürlü şekerlik, gemi formlu gaz lambası, hayvan biçiminde kapları sayabiliriz. Burma kulplu, gaga ağızlı veya emzikli testilerin yanında, simit gövdeli ve at başlı testiler de ilginç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tek renk sır olarak yeşil, sarı, kahverengi ve mor kullanılmış olup, geç örneklerde ebrulilere de rastlanılmaktadır. Tek renk sırlı olanlar, genellikle sır üstüne altın yaldız, mavi, beyaz, siyah, sarı ve kırmızı renkte stilize çiçek ve yaprak motifleri ile bezelidir. Bazı örneklerin üzerinde çiçek rozet, selvi, hilâl, arma ve çeşitli hayvan figürleri şeklinde kabartmalar görülür.

Detaylar
Lot: 130 » Porselen

OSMANLI 19.YÜZYIL YILDIZ PORSELEN KALLAVİ SERVİS TABAĞI

“Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu”

Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) dönemi. Ay-Yıldız imalat damgalı. Hicri 1312 tarihli.

Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ

Ölçüler: 25 x 54 cm.

Türk Çini Sanatı’nı canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) tarafından 1891 yılında Yıldız Sarayı bahçesinde Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu kurulmuştur. Hemen üretime başlayan Fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya adeta yeniden yaptırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in sanata olan ilgisi, Batı ülkelerini görüp yeni teknolojilerin ülkeye getirilme isteği, Anadolu'da yüzyıllar boyunca geliştirilmiş olan çini ve seramik sanatının yeniden canlandırılması düşüncesi, bu Fabrika’nın yapımında etkili olmuştur. Fabrika’nın kuruluşunda gerekli olan ileri teknoloji, her türlü malzeme ve kalıp, Fransa'daki Sèvres ve Limoges fabrikalarından getirilmiştir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen eserlerin tümünde fabrikanın orijinal amblemi olan ay-yıldız damgası yer almaktadır. Damganın hemen altında eserin hangi yılda üretildiği yazılıdır. Hereke Fabrikası gibi bir imparatorluk fabrikası olan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen porselenler, öncelikli olarak son dönem saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanılmış ve armağan olarak yabancı hanedanlara sunulmuştur. Fabrikada birçok yerli ve yabancı sanatçı çalışmıştır. Bu sanatçıların en önemlilerinden biri olan Halid Naci, padişah tarafından yetiştirilmek üzere Sèvres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Fabrikanın kurulduğu ilk yıllarda üretilen eserler, form ve bezeme açısından Fransız porselenlerinin etkisindedir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’ndaki üretim, 1909 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesiyle durdurulmuştur. Bu dönemde Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü'ne bağlanan fabrikanın yeniden üretime geçmesi için Müze-i Hümâyûn’un müdürü olan Osman Hamdi Bey girişimlerde bulunmuştur. 1910 yılında Osman Hamdi Bey'in ölümüyle Halil Edhem Bey, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu'nu yeniden çalıştırma hazırlıklarına başlar ve 1911 yılında fabrikada yeniden üretime geçilir.

Detaylar
Lot: 131 » Porselen

OSMANLI 19.YÜZYIL YILDIZ PORSELEN KALLAVİ SERVİS TABAĞI

“Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu”

Sultan II.Abdülhamid Han (1876-1909) dönemi. Ay-Yıldız imalat damgalı. Hicri 1312 tarihli.

Referans: Porselencilik Tarihi, 1941 / Hüseyin KOCABAŞ

Ölçüler: 32 x 45 cm.

Türk Çini Sanatı’nı canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) tarafından 1891 yılında Yıldız Sarayı bahçesinde Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu kurulmuştur. Hemen üretime başlayan Fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya adeta yeniden yaptırılmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in sanata olan ilgisi, Batı ülkelerini görüp yeni teknolojilerin ülkeye getirilme isteği, Anadolu'da yüzyıllar boyunca geliştirilmiş olan çini ve seramik sanatının yeniden canlandırılması düşüncesi, bu Fabrika’nın yapımında etkili olmuştur. Fabrika’nın kuruluşunda gerekli olan ileri teknoloji, her türlü malzeme ve kalıp, Fransa'daki Sèvres ve Limoges fabrikalarından getirilmiştir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen eserlerin tümünde fabrikanın orijinal amblemi olan ay-yıldız damgası yer almaktadır. Damganın hemen altında eserin hangi yılda üretildiği yazılıdır. Hereke Fabrikası gibi bir imparatorluk fabrikası olan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’nda üretilen porselenler, öncelikli olarak son dönem saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanılmış ve armağan olarak yabancı hanedanlara sunulmuştur. Fabrikada birçok yerli ve yabancı sanatçı çalışmıştır. Bu sanatçıların en önemlilerinden biri olan Halid Naci, padişah tarafından yetiştirilmek üzere Sèvres Porselen Fabrikası'na gönderilmiştir. Fabrikanın kurulduğu ilk yıllarda üretilen eserler, form ve bezeme açısından Fransız porselenlerinin etkisindedir. Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu’ndaki üretim, 1909 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesiyle durdurulmuştur. Bu dönemde Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü'ne bağlanan fabrikanın yeniden üretime geçmesi için Müze-i Hümâyûn’un müdürü olan Osman Hamdi Bey girişimlerde bulunmuştur. 1910 yılında Osman Hamdi Bey'in ölümüyle Halil Edhem Bey, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu'nu yeniden çalıştırma hazırlıklarına başlar ve 1911 yılında fabrikada yeniden üretime geçilir.

Detaylar
Lot: 135 » Tablo

MÜNİF FEHİM (1899-1983)

“Kıbrıs’ın Fethi”

İmzalı. Kağıt üzeri suluboya. 50 Türk Zaferi Serisi’nden.

Literatür: Eserin görseli “Yirminci Asır, 1952 (5.Sayı Cilt:1) Sayfa:36”da yer almaktadır.

Ölçüler: 64 x 47 cm.

Öğrenimini Üsküdar Sultanisi ve ardından Sanayi-i Nefise Mektebi’nde tamamlayan sanatçı, asıl ününü illüstratör olarak yapmış, kitap kapakları, dergi ve kitap illüstrasyonları ile Türk yayıncılık ve grafik tasarım tarihinin temel taşlarından biri olmuştur. Eski İstanbul yaşamını konu alan eserleriyle tanınan üstad ressam, babası Ahmet Fehim'in ünlü bir tiyatro sanatçısı olması sebebiyle küçük yaşlardan itibaren ünlü sanatçıların olduğu bir çevrede yetişmiştir. 12 yaşında resim yapmaya başlamış ve resim sanatına olan ilgisini Musahipzade Celal'in İstanbul Efendisi adlı oyunu için sahne dekorları yaparak geliştirmiştir. 1910'lu yıllarda Leyla Saz'ın yazdığı Saray Hayatı adlı kitabı için resimler yapmış, ilk desenlerini Fağfur dergisinde yayınlamış ve aynı zamanda Ahmed Fehim Efendi'nin rejisörlüğünü yaptığı iki filmin (Yusuf Ziya Ortaç'ın Binnaz ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Mürebbiye adlı eserleri) senaryo, dekor, kostüm ve makyajlarını hazırlamıştır. Basın hayatına 1921'de Celal Nuri Bey'in İleri Gazetesi'nde ressam olarak çalışmaya başlayarak atılmıştır. Dizi yazıları da resimleyen sanatçı, ünlü Divan şiirlerinin bazı dizeleri için yaptığı resimlerle ünlenmiştir. Aynı yılda Refik Halid'in Aydede'sinde eski divan şairlerinin dizelerini resimlemiş, daha sonra bu resimlerini Eski Şiir Bahçeleri adlı bir albümde toplamıştır. İlk karikatürlerinde stilize bir teknik kullanan sanatçı, 1923'ten itibaren suluboya tekniğine yönelmiş, daha sonra da resim yönü ağır basan karikatürler çizmiştir. 1924'te Reşat Nuri Gültekin, İbnülrefik Ahmet Nuri ve Yeşarizade Mahmud Esad ile Kelebek adlı Mizah dergisini çıkarmış ve dergide baş çizerlik yapmıştır. 1937'de İstanbul Taksim Kristal Gazinosu’nda Cemal Nadir’le ilk sergisini açmıştır. Yirminci Asır, Ayine, Akbaba, Yeni Gün, İkdam Vakit, Mizah, Son Posta, Cumhuriyet, Zümrüdü Anka, Tan, Yedigün gibi dergi ve gazeteler için karikatür ve desenler çizmiştir. 1940’ta Yedigün yayınlarından çıkan Elli Türk Büyüğü isimli kitabı resimlemiştir. 1943'te Dünden Hatıralar isimli kitabını yayınlamıştır.1950'li yıllarda Server İksit'in çıkardığı Resimli Tarih Mecmuası'nda çizmiştir. 1971'de Günaydın Gazetesi'nde Hz.Muhammed'in Hayatı tefrikasını resimlemiştir. Adından üstad olarak bahsettiren ressam 1983 yılında vefat etmiştir.

Detaylar
Lot: 139 » Tablo

JEAN-BAPTİSTE VANMOUR EKOLÜ

“Turkse Janissariër”

18.Yüzyıl. Tuval üzeri yağlıboya.

Ölçüler: 83 x 58 cm.

Flaman asıllı Fransız ressam Vanmour (1671-1737) Osmanlı Devleti'’nde Lâle Devri'nin tanığı olan tek ve ilk oryantalist ressamdır. 1699'da Fransız elçisi Marquis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelmiştir. Kral XIV.Louis tarafından "Kral'ın Doğu'daki Özel Ressamı / Peintre Ordinaire du Roy en Levant” unvanına layık görülmüştür. Comte de Ferriol ile birlikte Paris'e dönmemiş ve ömrünün sonuna kadar diğer Fransız elçilerinin maiyetinde İstanbul'da kalmıştır. Vanmour’un İstanbul'da bir atölyesinin olduğu bilinmektedir.

Detaylar
Lot: 143 » Tablo

ALBERT MILLE (1872-1946)

“Tarabya”

İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya.

Referans: Osmanlı Donanması'nın Seyir Defteri / Sayfa:221

Ölçüler: 27 x 21 cm.

Ressam Albert Mille, 1872 yılında İstanbul ‘da doğdu. 18 yaşındayken Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne başladı ve atölyesinde ilk resim dersi aldığı hocası Maisonier oldu. Daha sonraki hocaları arasında Gerome’da bulunuyordu. 20 yıl boyunca Paris’te kalan sanatçı, 1909 yılında İstanbul’a döndü. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde çok kısa bir süre hocalık yapan sanatçıya Profesörlük ünvanı verildi. Fransız ekolüne sıkı sıkıya bağlı olan Mille, gördüğünü tuvale aktarırken abartıya kaçmamış, hiçbir zaman aşırılığa yönelmemiştir. Mille’nin Paris’te geçen 20 yıllık yaşamında resimle iç içe bulunduğu ve tablolarını bazı salonlarda sergilediği bilinmektedir. Aynı zamanda bir ahşap ustası olan sanatçının çalışmaları müze ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Detaylar
Lot: 144 » Tablo

MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)

“Constantinople”

Givanian Baptist “G.B” inisiyalli. Tuval üzeri yağlıboya.

Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56

Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404

Ölçüler: 36 x 60 cm.

1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.

Detaylar
Lot: 145 » Tablo

MIGIRDİÇ GİVANİAN (1848-1906)

“Constantinople”

İmzalı. Metal üzeri yağlıboya.

Referans: E.Benezit Cilt:5 Sayfa: 56

Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar, Garo Kürkman / Cilt:1 Sayfa:404

Ölçüler: 35 x 51 cm.

1848’de İstanbul Beşiktaş’ta doğan sanatçı, Sultan Abdülmecit’in saray kemancısı Ohannes Givan’ın oğlu, tanınmış ressam ve resim hocası Harutyun Givanian’ın da ağabeyidir. 1860’larda, Beşiktaş’taki Ermeni Mektebi’nde ressam Apraham Sakayan’ın talebesi olan Givanian, 1874’de Fransız ressam Pierre Désiré Guillémet’nin Beyoğlu, Hamalbaşı Sokağı’nda açtığı Desen ve Resim Akademisi’nde, 1876–79 yılları arasında da İtalya’da resim eğitimine devam eder. Osmanlı adlı gazetenin 19 Cumadelevvel 1298 (18 Nisan 1881) tarihli sayısından Tepebaşı’ndaki Belediye Bahçesi’nde, Elifba Kulübü tarafından açılan sergiye dört natürmort çalışmasıyla katıldığını öğrendiğimiz sanatçı, Beyoğlu, Cadde-i Kebir’de (bugün İstiklal Caddesi) yer alan Rus Sefarethanesi’nde de 1894’de bir resim sergisi açar. Mıgırdaç Givanian, hem ressamlık yetileriyle, hem de özgün etkinlikleriyle İstanbul'un her tür ortamında istisnai ve ilginç bir kişilik oluşturmuştur. Onun hayal ve zevk ürünü, az veya çok dekoratif unsurlar içeren kompozisyon manzaralarındaki geniş fırça darbeleriyle yaşam bulan gökyüzünde yüzen bulutların pırıltılı etkileri, onun yadsınamaz sanatçı yeteneğinin ve çok renkliliğinin kanıtıdır. Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız Sarayı’nın duvar süslemelerini yapan Givanian, İstanbul tiyatroları için dekorlar da hazırlamıştır. İtalyanca operalarda da rol aldığını öğrendiğimiz sanatçının pek çok özel koleksiyonun yanı sıra, İstanbul Belediye Müzesi ile Viyana ve Venedik St. Lazzaro adasındaki Congregazione Armena Mechitarista Manastırları’nda tabloları bulunmaktadır. 1894 – 1905 yıllarında Odessa’da ve St. Petersburg’da yaşamını sürdüren Givanian, İstanbul’da yaşama veda etmiştir.

Detaylar
Lot: 146 » Tablo

HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)

“Gölgede Kuzular”

İmzalı. Duralit üzeri yağlıboya. Arkası sanatçı tarafından etiketli.

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa:218

Ölçüler: 21 x 25 cm.

Asıl adı Hasan Hayrettin Çizel’dir. İlkokulu ve ortaokulu Dimetoka’da okuduktan sonra Edirne İdadisi’ni bitirdi.  Burada Hasan Rıza Bey’den (Şehit Hasan Rıza) resim öğrendi. Hocası gibi savaş ve kahramanlık konularını içeren kompozisyonlar üzerine yoğunlaştı. Sanayi-i Nefise’de Adil Bey’in yanı sıra Warnia Zerzecki ve Valery’den resim dersleri aldı. 1914’te Akademi’yi bitirince Çanakkale savaşlarına katıldı. Bu yıllarda Çanakkale ve çevresinden krokiler çizdi, suluboya resimler yaptı. Terhisten sonra devlet adına Almanya’ya gönderilen sanatçı, orada Hofmann’ın atölyesinde çalıştı. Dönüşünde İstanbul’da Şark Sanayi-i Nefise Atölyesi adında bir yer açtı. İstanbul’daki orta öğrenim kurumlarında resim öğretmeni olarak uzun yıllar görev yaptı. Tarihsel temaları işleyen resimlerinden sonra, bütün çabasını peyzaj resmi üzerinde yoğunlaştırmış olan Hayri Çizel’in sanatı, 1914 kuşağı ressamlarının izlenimci paletine yakındır.

Detaylar
Lot: 148 » Tablo

FUAT SOYHAN (1885-1961)

“Edirne Uzunköprü”

İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.

Provenans: Ressam Fuat Soyhan Aile Koleksiyonu

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211

Ölçüler: 45 x 60 cm.

1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askeri Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hâkim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.

Detaylar
Lot: 149 » Tablo

FUAT SOYHAN (1885-1961)

“Sultanahmet”

Eski Türkçe imzalı. Hicri 16/6/1334 tarihli. Kağıt üzeri pastel.

Provenans: Ressam Fuat Soyhan Aile Koleksiyonu

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211

Ölçüler: 23 x 31 cm.

1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askeri Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hakim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.

Detaylar
Lot: 150 » Tablo

FUAT SOYHAN (1885-1961)

“Çengelköy”

Eski Türkçe imzalı. Hicri 9/4/1334 tarihli. Kağıt üzeri pastel.

Provenans: Ressam Fuat Soyhan Aile Koleksiyonu

Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211

Ölçüler: 20 x 13 cm.

1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askeri Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hakim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 11
sonraki