• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

MÜZELİK ESERLER MÜZAYEDESİ | 28

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.

Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.

  • Kategori: Hanedan
Lot: 2 » Hanedan

HIDİV ABBAS HİLMİ PAŞA İÇİN YAPILMIŞ ÇİFT KANDİL

“Hıdiv Abbas Hilmi es-Sani”

Hicri 1328 tarihli. Sultan II.Abdülhamid Han tarafından 1893'te Mısır Hıdivi olarak atanan Hıdiv Abbas Hilmi Paşa için özel olarak yapılmış. Çift. Memluk stili. Akustik topları ile birlikte, askı kulplu, altın konturlu. Cam üzerine kırmızı ve mavi renk mine ile tezyin edilmiş, sülüs hattı ile yazılmış, yoğun altın ile bezenmiş, stilize floral motiflerle neticelendirilmiş. Akustik aparatları silme altın vermeyli. Müstesna eserlerin madalyonlarına “Hıdiv Abbas Hilmi es-Sani”, kitabelerine ise “Şerefli Aziz Efendimiz II.Abbas Hilmi, Allah onun saltanatını devam ettirsin” ve “Hicri 1328” tarihi, bordürlerine ise “Nur Suresi, 35.Ayet” tatbik edilmiş. Mealen; “Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili, içinde ışık bulunan kandil gibidir. O kandil bir fanus içindedir. O fanus inciden bir yıldız gibidir. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır, onun yağı neredeyse kendisine ateş dokunmasa bile ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilendir” yazmakta.

İslam Kültürü’nde simgesel anlam taşıyan kandillerin şahsa yapılmış nadir örnekleri arasında “Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde Envanter No:1032 ile kayıtlı “Cevkandar Seyfeddin İlmelek” için yapılmış kandil”, “Metropolitan Müzesi’nde Envanter No:580–1875 ile kayıtlı “Seyfeddin al-Nasiri” için yapılmış kandil”, Gulbenkian Müzesi’nde Envanter No:1033 ile kayıtlı “Amir Alin ibn Baktamur” için yapılmış kandil”, Victoria & Albert Museum’da Envanter No:322-1900 ile kayıtlı “Sultan Rukn al-Din Baybars” için yapılmış kandil”, “Victoria & Albert Museum’da Envanter No: 1056–1869 ile kayıtlı “Seyfeddin Aqbugha” için yapılmış kandil” ile British Museum’da Envanter No:OA+521-G.497 ile kayıtlı “Amir Shaykhu” için yapılmış cam kandilleri sayabiliriz. Dini ve tasavvufi açıdan önemli anlamları olan ve benzer örnekleri müze koleksiyonlarında yer alan müstesna eserler fevkalade kondisyondadır. Çift ve akustik topları ile birlikte olması sebebi ile ayrıca büyük önem arz eden, ele geçmez yüksek kıymette müzelik şaheserlerdir.

Ölçüler: 34 x 24 cm. (her biri)
Askı Topu Ölçüleri: 17 x 9 cm. (her biri)

Detaylar
Lot: 4 » Hanedan

SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN TUĞRA BROŞ

“Abdülhamid Han bin Abdülmecid el-Muzaffer daima”

19.Yüzyıl sonu. Osmanlı. Saray işi. Sultani özelliklerde elmas kakma altın broş. Osmanlı Saray sanatkârları tarafından “Sultan II.Abdülhamid Han”ın tuğrası model alınarak altın montür üzeri elmaslar ile bezeli ve arkadan tek uzun iğne ile takılacak şekilde tasarlanılarak imal edilmiş. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Mücevher Sanatı’nın ele geçmez nadirlikte ve kıymette koleksiyonluk bir örneğidir.

Ölçüler: 46 x 58 mm.
Ağırlık: 11 gr.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişmesi ve zenginleşmesi ile mücevhercilik giderek önem kazandı ve İstanbul dünyanın önemli mücevher üretim merkezlerinden biri oldu. Bu dönemde, imparatorluğa yeni katılan bölge ve ülkelerde yaşayan toplumların birikimleri de eklendiğinden, kuyumculuk ürünlerinin çeşitlerinde belirgin bir artış oldu. Osmanlı topraklarında yaşamış çok sayıda etnik kimliklerin kültürünü ve binlerce yıllık uygarlıkların izlerini taşıyan Osmanlı kuyumculuğu, bu uygarlıklardan esinlenerek kendi özgün takılarını üretti. Osmanlı Sarayı’nda çeşitli hizmet erbabı sınıflar mevcut olup bunlardan biri de “Ehl-i Hiref denilen sanatkârlar zümresiydi. Bunlar arasında yer alan kuyumcular Topkapı Sarayı'nın Orta Kapısı ile Akağalar Kapısı arasında kalan “Bîrun” denilen bölümde yaşamaktaydılar. Âmirlerine kuyumcubaşı denirdi. Kuyumcular, devşirmelerin kabiliyetlilerinden yetiştirilirdi.  Ehl-i hiref teşkilâtında kuyumculukla uğraşan pek çok ustanın ve çeşitli bölüklerin yer aldığı belgelerden anlaşılmaktadır ki, bunların başında altın işçiliği yapan "Zergerân" bölüğü gelmektedir. Yeşim, necef ve maden eserler üzerine altın kakmacılığı yapanlara "Zernişâni", taş yontucu ve işlemecilere "Hakkâkân", taşa foya yapanlara ise "Foyager" denilmekteydi.

Detaylar
Lot: 7 » Hanedan

SULTAN II.MAHMUD HAN DÖNEMİ SARAY İŞİ YATAK ÖRTÜSÜ

19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Saray işi. Sultan II.Mahmud Han (1808-1839) dönemi. Sandık çıkması. Sultani özelliklerde ve işçilik kalitesinde ipek saten üzerine altın ve gümüş kılaptanla dival işi tekniğinde çalışılmış. Merkezi şemseli üst seviye Osmanlı Rokokosu üslubunda kompozisyonlara sahip eser Sultan II.Mahmud Han’a özgü püskül motifleri ile zenginleştirilmiş. Fevkalade kondisyonda. Elde işlenmesi zor olan, emek ve sabır isteyen, döneminde de çok kıymetli sayılan bu eserlerden günümüze iyi kondisyonda ulaşan örnek az sayıdadır. Saray ve konakların hareminde yaşayan kadınların çeyiz hazırlamak ve boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla yaptıkları işlemelerin saray menşeili ele geçmez koleksiyonluk örneğidir.

Ölçüler: 221 x 179 cm.

Türk kadınının ustalık ve hayal gücünü yansıtan işlemeler giyecek ve kullanılacak eşyalardan, askeri malzemeye kadar her konuda yaygın uygulama alanı bulmuştur. Gergef veya kasnakta, keten, pamuklu, yünlü, ipekli dokumalar veya deri üzerinde; ipek iplik, sırma (altın tel) ve sim (gümüş tel) kullanılarak çeşitli işleme örnekleri yapılmıştır. Saray ve konakların hareminde yaşayan kadınların çeyiz hazırlamak ve boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla yaptıkları işlemeler yanında, özellikle bir ekip çalışmasını gerektiren yorgan yüzleri, sedir takımları, kıyafetler ve askeri malzeme üzerindeki ağır işlemeler profesyonel işleyiciler tarafından atölyelerde yapılmış olmalıdır.

 

Kadife üzerine sırma ya da kılaptanla kabartma olarak yapılan Dival işi örtülerin tarihi Selçuklular devrine kadar uzanmaktadır. Her ne kadar bazı kaynaklarda Arap Yarımadasından geldiği bildirilmekte ise de kullanılan desen ve motifler bunun öz bir Türk el sanatı olduğunu göstermektedir. Sırmacılık önceleri saraçlar tarafından yapılırdı. Selçukluların dağılmasından sonra ortaya çıkan beyliklerden Dulkadiroğlu Beyliğinin merkezi Maraş, Elbistan ve çevresi idi. Bu dönemde Osmanlı sarayına gelin gelen Dulkadiroğlu Beyinin kızı Emine Hatun’un çeyizleri arasında bulunan sırma işleri saray çevresinin dikkatini çekmiş ve çok beğenilmiştir. Bundan sonra Fatih Sultan Mehmet’e gelin giden Dulkadiroğlu Beyinin kızı Sıddi Mükrime Hatun’un çeyizleri arasında 40 katır yükü çeşitli sırma işlerinin olması bu Türk el sanatının Rumeli’ye geçmesine yol açmıştır. Bu tarihten sonra Osmanlı Türk sanatında önemli bir yer tutan sırma işlemeciliği saraçlıktan ayrı özel bir sanat dalı haline gelmiştir. Osmanlı sarayına Maraş’tan gelen bu iki gelinden sonra sırma işlerinin zengin aile kızlarının çeyizleri arasında bulunması gelenek halini almış, hatta bu durum köylere ve aşiretlere kadar yayılmıştır. Köylerde gelin olacak kızlara sırma işlemeli fes alınıp takılması karşılıklı anlaşma şartı olup başlık parasından daha önemli bir yer tutmuştur. Dival işlemeler Maraş ilinden Anadolu’ya yayıldığı için Maraş işi olarak da bilinmektedir.

Detaylar
Lot: 10 » Hanedan

SULTAN ABDÜLAZİZ HAN MURASSA ALTIN “EMPERYAL” ENFİYE KUTUSU

19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülaziz Han (1861-1876) için özel yapım. Damgalı, 463 numaralı. Altın, kallavi ebatlarda, takribi 21 karat elmas mıhlı. Sultan Abdülaziz Han altın tuğralı merkezi aznavur (guilloché) işçiliği üzerine kırmızı mine zeminli, çevresi elmaslarla bezeli. Dört köşesi elmaslardan oluşan hilaller ve çepeçevre elmas kartuş ile çevrili, yüksek yan kenarları ve arka yüzü kazıma/grave ve kalemişi tekniği ile Osmanlı Rokokosu üslubunda tezyinli. Müstesna eser, Osmanlı Saray Kuyumcuları kitabının Sultan Abdülaziz Han Dönemi bölümünde ilk eser olarak yer almaktadır. Fevkalade kondisyonda. Emsalleri Topkapı Sarayı ve diğer müze koleksiyonlarında bulunan, ele geçmesi zor, yüksek kıymette gerçek müzelik eserdir.

Provenans: Bonham’s / Islamic & Indian Art 18.10.2016 / Lot 134

Literatür: Osmanlı Saray Kuyumcuları, Garo Kürkman / Sayfa:308 Eser No:1

Referans: Sultan Abdülaziz Han için yapılmış 465 numaralı benzer eser, Christie’s Müzayede Evi’nin 23.05.2014 tarihli “The Collection of the Marquesses of Londonderry / The Raglan Collection” isimli müzayede kataloğunda Lot 185 olarak yer almaktadır.

Ölçüler: 10.2 x 6.8 x 2.8 cm.
Ağırlık: 286 gr.

Dünya Müzayedelerinde satışa sunulan yabancı İmparatorlara ait Murassa Altın Kutular;

Sotheby’s / ROMANOV HEIRLOOMS 30.11.2009 / Lot 80 Estimate: 115.000 - 150.000 USD Satış Fiyatı: 990.000 USD

Sotheby’s / RUSSIAN WORKS OF ART 01.12.2015 / Lot 420 Estimate: 300.000 - 450.000 USD Satış Fiyatı: 640.000 USD

Sotheby’s / RUSSIAN WORKS OF ART 01.12.2015 / Lot 419 Estimate: 180.000 - 270.000 USD Satış Fiyatı: 450.000 USD

Detaylar
Lot: 16 » Hanedan

SULTAN ABDÜLMECİD HAN “MURASSA” TASVİR-İ HÜMÂYÛN

Sebuh Manas (1816-1889)

19.Yüzyıl. Osmanlı. Murassa. Eski Türkçe ile “Sebuh Manas” imzalı, Hicri 1273 tarihli. Sultan Abdülmecid Han siparişi Tasvir-i Hümâyûn Nişanı. Elmas kakma altın ve gümüş montürlü murassa çerçeve içerisinde. Eser, “Osmanlı Madalyaları ve Nişanları” kitabının 221.sayfasındaki “Tasvir-i Hümayun” bölümünün ilk eseri olarak yayınlanmıştır. Sultan Abdülmecid Han döneminde nadir de olsa bu Tasvir-i Hümâyûn’ların taltifat amaçlı nişan olarak verildiği bilinmektedir. Eserin benzer örneği Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’nda Envanter No: 17/217 olarak kayıtlıdır. Bir diğer örnek de “Khalili Koleksiyonu”nda bulunmaktadır. Fevkalade kondisyonda. Emsalleri müze koleksiyonlarında yer alan, ele geçmez nadirlikte ve kıymette müzelik şaheserdir.

*Osmanlı Ermenisi ressam ve diplomat Sebuh Manas’ın Paris Osmanlı Elçiliği’nde çalışırken Sultan Abdülmecid’in minyatür portresini yapıp İstanbul’a gönderdiği ve sonrasında Sultan Abdülmecid’in bu Tasvir-i Hümâyûn için memnuniyet duyduğu ve tanesi 1500 kuruştan 9000 kuruş karşılığında 6 portre sipariş verdiği bilinmektedir. Sebuh Manas, Sultan Abdülmecid portrelerinden dolayı aynı yıl ödüllendirilmiştir.

Referans: Osmanlı Madalyaları ve Nişanları / Ottoman Medals and Orders Documented History, Metin Erüreten Sayfa: 221

Ölçüler: 43 x 36 mm.
Ağırlık: 124 gr.

Detaylar
Lot: 22 » Hanedan

ŞEHZADE ABDÜLHALÎM EFENDİ’YE AİT “1 NUMARALI” ENVERİYE HANÇERİ

Osmanlı. Enver Paşa tarafından Sultan Abdülmecid Han'ın torunu “Şehzade Abdülhalîm Efendi”ye takdim edilmiş “1” seri numaralı altın kakma Enveriye Hançeri. Müstesna eserin ön yüzünde altın kakma ile Sultan tuğrası, Ay-Yıldız motifi, Osmanlıca “Tüfenk Fabrikası”, “No:1” seri numarası, “Hicri 1334” tarihi ve “Şehzade Abdülhalîm Efendi”nin ismi yer almakta, arka yüzünde ise yine altın kakma olarak “Kelime-i Tevhid” yazmakta. Orijinal altın vermeyli kını kemer kancalı. Fevkalade kondisyonda. Osmanlı Askeri Eserler'in en kıymetlilerinden kabul edilen Enveriye hançerlerinin belgesel değere sahip “1” numaralı en özel örneği. Naciye Sultan ile evli olan Enver Paşa tarafından kayınbiraderi “Şehzade Abdülhalîm Efendi” ye verilmiş olması sebebi ile ayrıca büyük önem ve kıymete haiz, ele geçmez gerçek koleksiyonluk eserdir.

Uzunluk: 36 cm.

Abdülhalîm Efendi (1894-1926)

Selim Süleyman Efendi’nin oğludur. Gönüllü olarak Balkan Harbi’ne katıldı; yaralandı. I. Cihan Harbi müddetince miralay rütbesi ile otomobil kıtaları kumandanlığında hizmet etti. Harbiye Nâzırı ve devletin bir numaralı adamı Enver Paşa’nın kayınbiraderi olduğu için, popüler bir şehzâde idi. Ankara hareketini destekledi. Hatta çok arkadaşının Anadolu’ya geçmesine yardımcı oldu. Çanakkale Harpleri esnasında, Mehmed Muzaffer adında Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi) talebesi bir ihtiyat zâbitinin (yedek subay), birliğinin ihtiyacı olan kamyon lastiğini satın alabilmek için yaptığı ve üzerine “Bedeli Dersaadet’te altın olarak tesviye olunacaktır” yerine “Bedeli Çanakkale’ye tesviye olunacaktır” yazdığı 100 liralık bir banknotu karşılığını vererek satın aldı; Polis Mektebi’ndeki Emniyet Müzesi’ne teslim etti.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 1
sonraki