Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
TARİH-İ ŞEHZADE-İ SULTAN MEHMET (EDİRNEKÂRİ) VİLÂDETNAME
“Hakkâkzâde Mustafa Hilmi Efendi ketebeli Sultan II.Mahmud Han’ın Şehzadesi Mehmed’in doğumu ile ilgili Edirnekâri Tarih Manzumesi”
19.Yüzyıl başı. Osmanlı. Saray işi. Edirnekâri. Sultan II.Mahmud Han’ın Şehzadesi Mehmed’in doğumu için yazılmış (Tarih-i Şehzade-i Sultan Mehmet) Tarih Manzumesi. Saray Hattatı Hakkâkzâde Mustafa Hilmi Efendi ketebeli. Hilye-i Şerife formunda tasarlanmış. El çekme, stilize lalelerle tezyinli, tempera ve altın yaldız bezemeli. Taç bölümü ve merkezdeki metnin çevresi zerendud tekniği ile (altın ile) celi sülüs hatla “Tarih-i Şehzade-i Sultan Mehmet, İbn-i Sultan Mahmud Han-ı Adli el-Gazi el-Mücahit fî sebîlillah veffek Allahu Teâlâ…” yazılı. Müstesna eserin merkezinde ise ahşap üzerine yapıştırılmış aharlı ve nohudi kâğıt üzerine is mürekkebi ve nesih hatla şehzadenin doğumu için yazılan “Vilâdetname” yer almakta, satırların araları altın beynessütur ile bezenmiş. Vilâdetname’de “Sultan Mehemmeddir benam, Şehzade-i vala-nijad” beyitini takiben şehzadenin Kuran-ı Kerim’in nazil olduğu ayda doğduğu belirtilmektedir. Özel yapılmış çerçevesi içerisinde. Emsaline bugüne kadar rastlanılmamış, ele geçmez ve paha biçilmez müzelik eserdir.
Ölçüler: 100 x 40 cm.
Çerçeve Ölçüsü: 120 x 70 cm.
Vilâdetname; Şükür-ü sipah olsun sana eyvah-i bihayril murat / İhsanın daima müzdade bir cümle ibat / İnamı tamm bigüman dünyayı kıldı samdan şahen önce oldu yine halk cihan dilhuş / Ve mesruril fuad / Şahen sehi alem cenah mahmud-i han-ı daatkar sab eyledi / Anillah bir vakfı dilhavahut müracaat zirli ilahi müstean odur mülazi bi kesan her pisesi emaurl eman / Endişesi adli ile dahi şol rütbede Ruşen dil-i mati kalbi münceliyim fikri / Dakiki bir kılıter yahut eyler itimat ömrü hümayunu füzenede hüda hayrün / Ekdardan olan Masun olan ol saliki rahi reşad yani ona rabbil enam verdi yine bir mahi tam-ı sultani muhabbettir / Benam şehzade-i vala Nejat olmah de kuran nüzul etmişti bi şekkül zühul doğdu ham namı resul dilgan-ı cavi oldu küşat da serbeser mahisiyam-ı eyyam-i ilk oldu bi tamam / Lütf eyleyip ola yemam saimlari hep kıldı şaad / Salı günü nisbi nehat olmuş idi husudi var envarını etti nişan ol mahi pakizede Nihat bulsun o nüshet ettiğimiz dünden güne neşvu nema handan olsun daima / hak ömrüne ede Nejat şakirdeki bu tesbihi tam adlidan oldu meh gibi nur-i Muhammed müstefat / Hamdenali li rabbil alemin Ahmedu beda sebis savimin levh felahun alel felal ayneki nisri habibi teala cümle fihi kebhedu ve sema mühemma lizake velihidi bi kasdi ellezi fihi yevmedi fehümrehül hallagu örmen mutevellen meal ihveten ebrari fihi müserretin feyerrehu bi maliki sülbü Mahmuden sevegna mücemmin ve emrün mühennedü ve tansidür emali fihi lifaklihe gayril devleti meyyedü dainnete ya vessafü fethü lehü hayrin feinne zikrihi leyse yen fedü feshane anil ekdar / İyyahü bütün vesellemahül velev azimül müemmet cedü veha ena şakirün kelimü dü aleykim fesellu minküm nazraten teferrücüdü vechi bi tarihin itmame teammeten semen nesli Mahmud edae muheme.
Hakkâkzâde lakabı ile meşhur olan Mustafa Hilmi Efendi, sülüs ve nesihi Laz Ömer lakabı ile tanınan Ömer Vasfi Efendi’den öğrenmiştir. 1819 da Fatih’de Nakşıdil Valide Sultan, daha sonra Sultan Mahmut Türbesi civarındaki Bezmialem Valide Sultan Mektebi’nde hoca idi. Habib Efendi “Hat ve Hattatan” kitabında Hakkâkzâde e Mustafa Hilmi’nin Sultan Mahmut’un iltifatına mazhar olduğunu, onun emri ile 3 kuran yazdığını ve Saray Hattatı olduğunu belirtmektedir. 1851 tarihinde vefat eden önemli hattat Taksim civarındaki Ayazpaşa Kabristanına gömülmüştür. Millet Kütüphanesinde yer alan Mizan’ül Hat adlı yazma eseri çok meşhurdur.
ARGÛN EL-KÂMİLÎ / ARGUN-I KÂMİL
“İslam Hat Sanatı’nın Yâkût el-Mustasimî’den sonraki en büyük üstadlarından”
14.Yüzyıl. Ketebeli (Ketebehu Argun-ı Kâmili). Orijinal altınlı dönem tezhibine sahip. Sülüs hattı ile şiir yazılı. Yâkut-ı Musta‘sımî’nin en önemli öğrencisi olan ve “Esâtîze-i Seb‘a”dan sayılan Argun-ı Kâmil’in günümüze kadar fevkalade kondisyonda ulaşmış (orta harfta müdahale var) hat levhası. İslam Hat Sanatı’nın çok önemli bir örneği ve ele geçmez müzelik şaheseridir.
Eserde “Güvenli ve arınmış malımızın hesabı bizimdir, Heyecanla mızraklarımızı sürükleyerek dua ediyoruz, Her gün kötü bir günün buhranını yaşayarak, Ruhların bozulmasını ve cesurluğun kaybolduğunu görüyoruz, Evlerimizin korunduğu yerde oturuyoruz, Zaman ve bizim dışımızdakiler sanki yayılıyor gibi görüyoruz, Ketebehu Argun-ı Kâmili” yazmakta.
Argun-ı Kâmil Bağdatlı’dır, ölüm tarihi Hicri 742 (Miladi 1341) olarak bilinmektedir. Babası Arap, annesi Türk olduğu için “melez” manasına gelen “Argun” lakabıyla anılmıştır. Yâkut-ı Musta‘sımî’den meşkettiği aklâm-ı sittede, bilhassa muhakkak kaleminde zamanının önde gelen ismi olmuştur. Yâkūt ve altı talebesi Hat Sanatı Tarihi’nde “Esâtîze-i Seb‘a (yedi üstat)” diye anılır.
Ölçüler: 43 x 30.5 cm.
HAFIZ OSMAN (1642-1698)
“Hilye-i Şerife”
17.Yüzyıl. Osmanlı. Hafız Osman ketebeli, Hicri 1089 tarihli. Sülüs ve nesih hattı ile yazılmış. Klasik tezhipli, altın cetvelli, zerefşanlı. Baş makamında Besmele-i Şerif, göbek bölümünde 10 satır Hz.Muhammed‘in dış görünüşünü Hazret-i Ali‘den rivayetle anlatan metin, göbek bölümünün köşelerinde “Çihâr Yâr” isimleri (dört halife Hz.Ebubekir, Hz.Ömer, Hz.Osman ve Hz.Ali), etek bölümünde ise 3 satır hilye metni ve ketebe yazılmıştır. Türk Hat Sanatı’nın en özel ve kıymetli eserleri olan Hilye-i Şerife’ler hem hattatı hem de müzehhibi için şeref duyma vesilesi, sahip olan için ise büyük zenginlik ve kıymettir. Tarihte levha halindeki ilk Hilye-i Şerife’nin Hafız Osman eliyle yazıldığı kabul edilmektedir. Sertifikalı. Türk Hat Sanatı’nın ele geçmez ve paha biçilmez müzelik bir başyapıtıdır.
Sertifika: Prof.Uğur Derman tarafından 31.03.2022 tarihinde ekspertiz edilerek sertifikalandırılmıştır. Eser, ekspertiz raporu ile birlikte teslim edilecektir.
Referans: Türk Hattatları, Şevket RADO / Sayfa:109
Ölçüler: 54 x 42 cm.
Hat sanatında Hz.Muhammed’in görünüşünü, hal ve hareketlerini anlatan tasarımsal metinler olan Hilye-i Şerife’lerin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri Hz.Muhammed’in "Ya Ali, hilyemi yaz ki vasıflarımı görmek, beni görmek gibidir!" mealindeki hadistir. Hilye levhalarının yazılması ve bezenmesi sadece Osmanlı Türkleri’ne has olup diğer İslâm ülkelerinde bu tarz bir uygulamaya rastlanmaz. Hilye metninin ilk kısmının yer aldığı göbek güneşe benzetilir. Onu kuşatan hilâl formu, Hicret-i Nebeviyye’nin sembolü olan ve İslâm takviminde esas alınan ayı temsil eder. İnanışa göre Resûl-i Ekrem’in bu âlemi nuruyla aydınlattığı için güneş ve aya benzetildiğinden hilyenin göbek kısmında güneş, bunu çepeçevre saran bölümde ise hilâl şekli oluşturulmuştur. Hilyenin klasik kompozisyonda ilk kez hüsn-i hattın önde gelen isimlerinden Hafız Osman (1642-1698) eliyle levha şeklinde yazıldığı kabul edilmektedir. Önemli bir hususta, Hilye-i Şerife’lerin evlerde bulundurulması konusudur, bu geçmiş zaman İstanbul’unun dinî folklorunda göze çarpan bir özelliktir. Herhangi bir dini dayanağı olmasa da Hilye-i Şerife’lerin bulunduğu eve huzur, bereket, saadet getireceğine, orayı afetlerden, felaketlerden, yangından, salgın hastalıklardan ve musibetlerden koruyacağına inanılmıştır.
HASAN RIZÂ EFENDİ (1849-1920)
“Hilye-i Şerîfe”
19.Yüzyıl. Osmanlı. Es-Seyyid Hasan Rızâ ketebeli, Hicri 1301 tarihli. Üst düzey “Rokoko” tezhipli, altın duraklı ve altın cetvelli. Sülüs ve nesih hattı ile yazılmış. Müstesna eserin baş makamına Besmele-i Şerif, göbek bölümüne 9 satır Hz.Muhammed‘in dış görünüşünü Hazret-i Ali‘den rivayetle anlatan metin, göbek bölümünün köşelerine “Çihâr Yâr” isimleri (dört halife Hz.Ebubekir, Hz.Ömer, Hz.Osman ve Hz.Ali), etek bölümüne ise 5 satır hilye metni ve ketebe uygulanmış. Fevkalade kondisyonda. Türk Hat Sanatı’nın yüksek kıymette ele geçmez bir başyapıtıdır.
Referans: Türk Hattatları, Şevket RADO / Sayfa: 249
Ölçüler: 44 x 36 cm.
Kapudân Paşa ve Hâfız Münib Efendi mekteplerinde okudu. Sucu Hüseyin Efendi ve ardından Yahya Hilmi Efendi’den Aklâm-ı Sitte dersleri aldı. Pertevniyal Vâlide Sultan’ın kapu çuhadarı olan amcasının aracılığıyla Muzıka-yi Hümâyun’a kaydedildi. Burada Hüsn-i Hat Muallimi Mehmed Şefik Bey’den icâzet aldı. Şefik Bey, onun Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de faydalanmasını sağladı. Ta‘lik hattını Sâmi Efendi’den öğrendi. 1871’de Muzıka-yi Hümâyun İmamlığı’na tayin edildi. Şefik Bey’in Sultan V.Murad’a yakınlığından dolayı 1879’da Muzıka-yi Hümâyun hat muallimliğine getirildi. Muzıka-yi Hümâyun’dan hüsn-i hat dersi kaldırılınca imâmet vazifesini sürdürdü. 1908’de Padişah Mevlidhanları arasına katıldı. 1914 tarihinde açılan Medresetü’l-Hattâtîn’in sülüs-nesih hocalığına tayin edildi. Sultan Reşad Han’ın arzusuyla yazdığı sekiz ciltlik (1067 varak) Ṣaḥîḥ-i Buḫârî (TSMK, Hırka-i Saâdet, nr. 39) en önemli eserleri arasındadır. Yazdığı Hilye-i Şerif’ler İstanbul Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi, Silivrikapı Bâlâ Camii, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi (Yıldız, nr. 4282) ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Yazma Bağışlar, nr. 510) muhafaza edilmektedir. 1891 tarihli mushafı İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde, Sultan Reşad Han’ın türbesi için yazdığı büyük mushaf ise Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir. Bostancı ve Cihangir camilerindeki Çâryâr-ı Güzîn levhalar, Topkapı Sarayı Harem-i Hümâyunu’ndaki çini kitâbe, Hürriyet-i Ebediyye Şehidleri’nin kitâbesi ve Bayezid Umumi Kütüphanesi kitâbesi önemli eserleri arasındadır.
ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ ŞEYHİ MEHMED ZEKİ DEDE (1821-1881)
"Kitapların Velisi Mustafa Fazıl Paşa Kütüphanesi'nden Tercümetü’l-Mevâkib”
19.Yüzyıl. Osmanlı. Sultan Abdülmecid Han dönemi. “Mehmed Zeki Dede el-Mevlevi” ketebeli. (Üsküdar Mevlevîhânesi Şeyhi) 3 cilt tezhipli el yazma Kur’an tefsiri. Saray ciltli. “Kitapların Velisi Mustafa Fazıl Paşa Kütüphanesi’nden” ibareli. Üst seviye tezhipli, altın cetvelli, altın duraklı. Aharlı kâğıt üzerine is ve surh mürekkebi ile yazılmış. Fevkalade kondisyonda. Hiçbir müze ve koleksiyonda emsaline rastlanılmamış, Türk Hat Sanatı’nın zirve eserlerinden ele geçmez şaheserlerdir.
Provenans: Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu (Prens) Mustafa Fazıl Paşa Koleksiyonu. (Mustafa Fazıl Paşa Osmanlı İmparatorluğu’nda Vezirlik, Tanzimat Meclisi Üyeliği, Maliye Nazırlığı ve Maarif Nazırlığı yapmıştır. Jön Türkler’in hamisi ve başkanıdır.)
Referans: Türk Hattatları, Şevket RADO / Sayfa:226
Ölçüler: 32.5 x 20.5 cm. (her biri)
Mehmet Zeki Dede, 1821’de Bursa’da doğdu. Cami imamlığında, Mahkeme-i Şer’iye Katipliğinde bulundu. Bu arada Bursa Mevlevihanesi Şeyhi Mehmed Dede’ye intişap edip çilesini de çıkararak Mevlevi dedesi oldu. Hat sanatına da ilgi duyan üstad Türkiye’de yaşayan İranlı hattat Sahib-kalem-i Efşar’dan talik hattını meşketti, birçok kitap ve levha yazdı. Başta Mesnevi olmak üzere birçok eser yazdı ve okudu. Fetvehanede de Talik muallimi idi. Sadrazam Yusuf Kamil Paşa’nın kütüphanesinde memur oldu. 1874’te Üsküdar Mevlevihanesi’ne şeyh olarak tayin edildi. Üsküdar Mevlevihanesi şeyhliğinde yedi sene hizmette bulunan Zeki Dede 1881’de vefat etti.
Mevlevilik büyük ve ünlü Sufi tarikatlarından biridir. Adını kurucusu Sultan Veled'in babası ve tarikatın ilkelerini oluşturan Mevlâna Celaleddin Rumi'den alır. Hâsılı Mevlânâ’nın tasavvufu, sırf mistik ve idealist bir tasavvuf olmayıp mahdut varlıktan, ferdiyetten ve ferdi ihtiraslardan tamamıyla sıyrılmak ve halka, topluluğa yayılmak suretiyle tecelli eden ve sosyal hayatta hudutsuz bir sevgi, insani bir görüş ve mutlak bir birlik halinde, moral sahadaysa herkesin kendisini, bir kâmile uymak suretiyle ıslahı ve umumî olarak hayra, güzele ve iyiye doğru bir gidiş, insani bir terbiye halinde tezahür eden ve böylece de realitede ameli karaktere sahip olan bir tasavvuftur.
MUSTAFA RÂKIM EFENDİ (1758-1826)
“Hatt-ı Gülzârî”
Mustafa Rakım Efendi’nin “Hatt-ı Gülzâri” tarzında bilinen iki eserinden biridir. Aharlı kağıt üzerine is mürekkebi ve altın kullanılarak yazılmış istifli levha. Celî sülüs ve sülüs hattı ile “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm / Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyladır” yazılı. Pervazı halkârî. Üst seviye muazzam tezhibi “Zehebehu Muhsin, 1370” ketebeli (Muhsin Demironat). Fevkalade kondisyonda. Türk Hat Sanatı’nın başyapıt örneklerinden müzelik şaheserdir.
Referans: Eser, “Fennülhatt” kitabının arka kapak görselidir. Süheyl Ünver’in “50 San’at Sever Serisi” isimli eserinin “Hattat Mustafa Rakım Efendi” bölümünde yayınlanmıştır. Kataloğunda Uğur Derman tarafından yeniden tesbit edilmiştir. Eserin, Sn.Nurullah Özdem tarafından verilmiş 2022 tarihli künye ve izahat sertifikası mevcuttur. Süheyl Ünver’in 1966 yılında Edhem Bey Köşkü’nde çektiği fotoğrafta yer almaktadır.
Provenans: Eski Halil Edhem Arda Koleksiyonu.
Ölçüler: 39 x 29.5 cm.
Mehmed Kapudân’ın oğlu ve İsmâ‘il Zühdî Efendi’nin kardeşidir. Ağabeyinden ve Derviş Alî’den sülüs ve nesih meşk etti, 12 yaşında icâzet aldı. Reisü’l-küttâb Râtib Efendi ile tanıştıktan sonra Evlad-ı Küberâya yazı talim etmeye başladı. Müderrislik payesi, Sikke-i Hümâyûn Ressamlığı ve Tuğray-ı Hümâyûn’un tanzîmine memur edildi. Sultan II.Mahmud’un hat hocalığını yaptı. Edirne Pâyesi’ni ve Mekke Pâyesi’ni elde etti. 1818’de İstanbul Mollası olup 1820’de Anadolu Kazaskerliği pâyesini elde etti. Mustafa Râkım Efendi’nin yazdığı Nakşidil Sultan Türbesi kuşak yazısı ve Nusretiye Camii kuşak yazıları Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde korunmaktadır. Nusretiye Camii içindeki kuşak yazısı ve Topkapı Sarayı Bâbüsselâm Kapısı üzerindeki yazılarda onundur. Topkapı Sarayı’nda sülüs, nesih, celî sülüs kıta, levha ve yazdığı tuğraları bulunmaktadır. İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde Hilye-i Saâdet, Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde Cihangir Camii’nden alınan celî sülüs zerendûd yazıları, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde nesih hatla istinsah ettiği Ayvansarâyî’nin Hadîkatü’l-Cevâmi‘ adlı eseri onun günümüze ulaşmış bilinen eserlerindendir. İsmâil Zühdü ve Hüseyin Hamîd Efendi’nin mezar taşları, Topkapı Sarayı Hazine Kethüdâsı Odası tamir yazısı, Miskinler Tekkesi ve Çeşmesi, Başçuhadar Seyyid Ömer Ağa Çeşmesi celî ta‘lik kitâbe yazıları onun eserleridir.