Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 538 833 1391 no'lu telefondan randevu oluşturabilir, The RITZ-CARLTON Residence'daki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür, ödemelerde o günkü "TC Merkez Bankası" döviz kuru esas alınır. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir, cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanır.
Müzayedelerimizde beğeniye sunulan tüm eserler konusunun en değerli uzman ve otoriteleri tarafından ekspertiz edilmekte, ayrıca Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türbeler Müzesi, Vakıflar ve Askeri Müze uzmanları tarafından incelenerek onaylanmaktadır.
ORYANTALIST (19.YÜZYIL)
19.Yüzyıl. Tuval üzeri yağlıboya. Altın varak çerçevesi içerisinde.
Ölçüler: 92 x 74 cm.
REYNELL ROOS
“Sultan Selim Mosque”
İmzalı. 1953 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Eserin arkasında sergi etiketi mevcuttur. Etikette “City Lights, Damascus. Sultan Selim Mosque and the lights. Damascus von Reynell Ross” yazmakta.
Provenans: Christie's, Amsterdam Netherlands / 16.01.2007 / Lot 303
Ölçüler: 67 x 75 cm.
ORYANTALİST (19.YÜZYIL)
19.Yüzyıl. Çift. Tuval üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 35 x 56 cm. (her biri)
EMILE GODCHAUX (1860-1938)
“Sahil”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: E.Benezit / Cilt:5 Sayfa:76
Ölçüler: 27 x 46 cm.
ILYA NIKOLAEVİC ZANKOVSKY (1832-1919)
“Peyzaj”
İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. Sanatçının benzer bir çalışması İstanbul Askeri Müze Resim koleksiyonunda (Envanter no: 421) yer almaktadır.
Provenans: Bolland & Marotz, Bremen Germany / 21.04.2012 / Lot 664
Referans: Sanatçının, İngiliz Christie’s Müzayede Evi’nde bir eseri Haziran 2007’de 148.000 USD’ye satılmıştır.
Ölçüler: 50 x 35 cm.
İBRAHİM SAFİ (1898-1983)
“Çıplak”
İmzalı. Nü. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedik Sözlük, Kaya Özsezgin / Sayfa: 276
Ölçüler: 56 x 41.5 cm.
1898’de Kafkasya Nahcivan’da doğdu. Eğitimini Moskova Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamladı. Rahman Safief, Türkiye’ye geldikten sonra aldığı adıyla İbrahim Safi, Erivan Lisesi'nde öğrenimini sürdürürken resim öğretmeni Kolzska ve resim eğitimi görmüş akrabalarıyla çalışmıştır. Sanatçının ilk çalışmaları Rus ressam Repin'in etkilerini taşır. I.Dünya Savaşı'nın başlamasıyla öğrenimi yarıda kalmış ve 1917 Ekim Devrimi'nden sonra Kafkasya'da savaşan orduyla birlikte Türkiye'ye gelmiştir. 1918'de ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen sanatçı sanat öğrenimini İstanbul’da Sanayi-i Nefise’de 1923’te tamamladı ancak atölyesinde çalıştığı Namık İsmail’in yanında 1930’a kadar etütlerini sürdürdü. 1924-1925 yıllarında Atatürk portreleri çizen sanatçı, ilk sergisini 1946’da İstanbul’da açtı. Güzel Sanatlar Birliği Sergilerine, çeşitli karma sergilere katıldı. 1955’ten sonra İsviçre, Münih, Köln, Frankfurt, Bonn, Viyana, Roma, Paris, Marsilya, Atina olmak üzere yurtdışında 10 yıl süreyle araştırmalar yaptı, sergiler düzenledi. Çok üreten bir sanatçı olarak tanındı. 1983’te İstanbul Odakule'de düzenlenen 100. sergisinin açılışından bir gün sonra öldü. Ölümünden kısa bir süre sonra aynı yerde adına bir retrospektif sergi düzenlendi. Hükümet tarafından Viyana ve Roma’ya gönderildi. Akademik kökenli Rus resminin bir ölçüde izlenimci paletle yumuşatılmış etkilerini yansıtan sanatı, peyzaj geleneği üzerine kurulur. İstanbul’un doğa ve tarih zenginliği, resimlerinde canlı ve ışıltılı renklerle yer alır. Resimlerinde renkçi bir anlayışla, işlek fırça vuruşları kullandı. Çallı kuşağının portre ölüdoğa / natürmort ve manzara geleneğine bağlı kaldı. Konuları arasında kırsal kesim ve kent görünümleri, günlük yaşam sahneleri, halktan özgün kişilerin tiplemeleri, folklorik düzenlemeler, belgesel, tarihsel nitelikli yapıların yanı sıra, değişik Avrupa kentleri İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Kilyos gibi yörelerden sokak, cami, Kaleiçi evleri, çiçekli ve meyveli natürmortlar gibi zengin bir izlenim birikimi yer aldı.
İSMAİL HAKKI (19.YÜZYIL)
“Osmanlı Kahvehanesi”
İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya.
Ölçüler: 40 x 26 cm.
FUAT SOYHAN (1885-1961)
“Sahil”
İmzalı. Diptik (çift). Duralit üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri / Sayfa: 211
Ölçüler: 34 x 27 cm. (her biri)
1885 yılında Gelibolu’da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul’da Mercan İdadisi’nde, yüksek öğrenimini de Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Ardından 3 yıl kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Salvatore Valeri Atölyesi’nde çalıştı. Kuleli Askerî Lisesi ve Ankara Kız Lisesi’nde resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı, gerek 1914 Dönemi, gerekse 1930-50’li yıllarda oluşan Müstakiller ve D Grubu sanatçılarının hâkim olduğu sanat ortamlarının yeni etkileşimleri içinde bazı grup sergilerine katılsa da genellikle bağımsız çalışmıştır.
NECDET KALAY (1932-1986)
“Fenerburnu”
İmzalı. 1980 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
Referans: Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedisi / Sayfa: 375
Ölçüler: 70 x 100 cm.
1932 yılında İstanbul'da doğan Necdet Kalay, ilk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamlamıştır. İlk çalışmalarına heykel sanatçısı Faruk Morel ve ressam Şeref Akdik'ten ders alarak başlayan sanatçı, daha sonraki yıllarda İDGSA Resim Bölümü'nde eğitim görmüştür. 1954-1957 yılları arasında eğitim gördüğü Güzel Sanatlar Akademisi'nde pek çok otoriteden resimle birlikte sanat bilgisi dersleri de almış, böylece sanat kültürünü de geliştirmiştir.
Daha çok kendi kendisini geliştirdiği kabul edilen Necdet Kalay, ilk sergisini 1960 yılında İstanbul'da açmıştır. 1970'li yıllarla birlikte resim çalışmalarına yurt dışında devam etme kararı alan sanatçı, o dönemin en ünlü Türk ressamları arasına girmeyi de başarmıştır. Türkiye'deki özel koleksiyoncuların ilgisinin Türk ressamlarına yöneldiği o yıllarda; Necdet Kalay, son derece popüler bir ressam olarak pek çok resim satmıştır. Necdet Kalay'ın resimlerinde daha çok Anadolu peyzajının geniş fırça tuşlarıyla çalışıldığını görürüz. Onun resimlerinde görüntüyü ana çizgileriyle vermeyi amaçlayan bir özellik ve dekoratif yanı ağır basan bir anlayış ön plandadır. Sanatçı, 1986 yılında ölmüştür.
SADIK GÖKTUNA (1876-1951)
“Peyzaj”
Eski Türkçe imzalı. Kağıt üzeri suluboya.
Referans: Türk Ressamları Hayatları ve Eserleri, Pertev Boyar 1948 / Sayfa 17
Ölçüler: 28 x 14 cm.
HOCA ALİ RIZA (1858-1930) / 16 ADET
Eski Türkçe imzalı. Orijinal taş baskı 16 adetten oluşan (çerçeveli) koleksiyon.
Ölçüler: 28 x 20 cm. - 25 x 17 cm.
1858 yılında Üsküdar'da doğduğu için sanat tarihimize Üsküdarlı Hoca Ali Rıza adıyla geçmiştir. Süvari binbaşısı Mehmet Rüştü Bey'in oğludur. Rüştiyedeki öğrenciliği sırasında resim derslerindeki yeteneği ile dikkat çeken Hoca Ali Rıza, resim derslerini Osman Nuri Paşa, Süleyman Seyyid Bey ve M.Kess'den almıştır. 1884'te teğmen olarak Harbiye'yi bitiren ressam, bu yüksek okula resim öğretmeni olarak girmiştir. 1910 yılında Yarbaylıktan emekliye ayrılan sanatçı Kuleli Askeri Lisesi ve Harbiye'de, emekli olduktan sonra da Darülşaffaka, Kız Sanayi-i Nefise Çamlıca, Üsküdar ve Ameli Hayat Kız okullarında 47 yıl resim hocalığı yapmış ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. II. Meşrutiyet’ten sonra kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nde başkanlık yapmıştır. Hoca Ali Rıza gerçekten içli, duygulu manzara resimlerinin yanı sıra “kartpostal” beğenisine giden resimler yapmış olsa da, etkilerden uzak, doğa sevgisine dayanan bir manzara türü geliştirmiş ve bu yolla resmin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuştur. Berlin üniversitelerinin kendisi ile ilişkiler kurmak için çabaladığı bu ünlü sanatçımız kurşunkalem çalışmalarında kurallar kurmuş bir üstattır. Aşık olduğu tabiatın içine girip resimler yaparak ömrünü tamamlamıştır. Her sabah şafakla birlikte kalkar, Üsküdar'ın ve Boğaz'ın zenginliklerle dolu tepelerine tırmanır bir kaya parçasından, bir yelkenliden, bir fıstık ağacı siluetinden, bir İstanbul ahşap evinden bin bir renk manzumesi ile şaheserler yaratırdı. Hoca için realizmin en zengin temsilcisi diyebiliriz. 1930'da Üsküdar'daki evinde öldü. Hoca Ali Rıza, Türk Resim Sanatı Tarihi'nde eşine rastlanmayan bir değer olarak kabul edilmektedir. Birçok müze ve özel koleksiyonda eserleri mevcuttur.